4. Hukuk Dairesi 2016/15771 E. , 2018/112 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Asıl davada davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 02/06/2011, birleşen davada davacı ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 04/10/2012 günlerinde verilen dilekçeler ile taksirle ölüme neden olma eylemi sebebiyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda asıl dava yönünden davalı ... hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, davalı ... hakkındaki davanın kısmen kabulüne, birleşen dava yönünden davanın kısmen kabulüne dair verilen 24/11/2015 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili tarafından, duruşmasız olarak incelenmesi de davacılar vekili tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 16/01/2018 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davalı vekili Avukat ... ile karşı taraftan davacılar vekili Avukat ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Davacıların temyiz itirazları yönünden
Asıl ve birleşen dava, taksirle ölüme neden olma eylemi sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl dava yönünden davalı ... hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, davalı ... hakkındaki davanın kısmen kabulüne, birleşen dava yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm, davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili, asıl davada müvekkili ...'nın eşi, birleşen davada müvekkilleri ...'nın oğlu, ...'nın babası olan ...'nın, davalıların haksız eylemi sonucu vefat ettiğini, eş ve annenin destekten yoksun kaldığını ve tüm davacıların ...'nın ölümü nedeniyle üzüntü duyduklarını belirterek, maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, asıl davada davalı olarak gösterilen ...'ın, olayın meydana gelmesinde herhangi bir katkısı ve yardımı bulunmadığı gerekçesiyle, bu davalı yönünden davanın husumet yokluğundan reddine, davalı ... yönünden asıl ve birleşen davada, 06/04/2015 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak, davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacılar, asıl ve birleşen dava dilekçelerinde maddi tazminat istemleri için olay tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesini istemişler, 01/10/2015 tarihinde ise asıl dava yönünden davalarını ıslah ederek ve belirsiz alacak davası olarak açtıkları birleşen dava yönünden eksik harcı tamamlayarak, talep miktarlarını arttırmışlar, talep edilen tazminatlara yine olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesini talep etmişlerdir.
Mahkemece, hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatının, ıslahtan önceki kesimleri için davalı ...'ın ayrıca bir temerrüt ihtarına gerek bulunmaksızın, haksız fiil tarihinden itibaren mütemerrit olması nedeniyle, haksız fiil tarihinden, fakat ıslah edilen kısım için, ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
Uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmakta olup, Mahkemece de belirtildiği üzere haksız fiil failinin temerrüde düşürülmesine gerek bulunmamaktadır. Davacılar ıslah/artırım dilekçelerinde olay tarihinden itibaren faiz işletilmesini talep ettiklerine göre arttırılan/ıslah edilen miktarlar yönünden de olay tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi, usul ve yasaya uygun düşmediğinden, kararın bozulması gerekmiştir.
2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre d
avalı ...'ın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
3- Davalı ...'ın diğer temyiz itirazına gelince
Davaya konu olay nedeniyle, davalı ... hakkında, taksirle ölüme neden olma suçundan, ... . Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2012/86 esas sayılı dosyası üzerinden ceza davası açılmıştır. Ceza Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde '... maktul ile sanığın oğlu arasında olay günü yaşanan gerginlik sonucu, kahvede tesadüfen karşılaşan taraflar arasında ağız münakaşası yaşandığı, münakaşa sonucu maktulün plastik sandalye ile sanığın oğlunun kafasına vurmak suretiyle ilk darbeyi yaptığı, bunu gören sanığın, oğluna yapılan küfürleri ve darbeyi engellemek amacıyla karşılık verdiği, sanığın sandalye ile maktulün kafasına vurması sonucunda kronik kalp damar hastası olan maktulün, olayın efor ve stresi ile kendisinde mevcut kalp damar hastalığının aktif hale gelmesi sonucu öldüğü, ölüm ile illiyet bağının bulunduğu ve sanığın bu eyleminden sorumlu tutulması gerektiği...' gerekçesiyle davalı ...'ın mahkumiyetine karar verilmiştir. Hüküm, Yargıtay . za Dairesi tarafından onanarak 14/03/2013 tarihinde kesinleşmiştir.
Mahkemece, maktulün davalı ...'a yönelik olarak, herhangi bir haksız eylemde bulunduğunun iddia ve ispat olunamadığı, esas münakaşanın davalı ... ile maktul arasında yaşandığı, maktulün meydana gelen ölüm olayında, müterafik kusuru bulunmadığı, bu nedenle hesaplanan tazminatlardan herhangi bir indirim yapılmasına gerek olmadığı belirtilmiştir.
Davacıların desteği ...'nın, davalı ...'ın oğlu olan diğer davalı ...'a yönelik, yaralama ve hakaret şeklindeki haksız eylemleri nedeniyle, davalı ...'ın karşılık verdiği ve desteğe vurduğu Ceza Mahkemesi kararıyla sabittir. Müterafik (bölüşük) kusurlu sayılması için, desteğin haksız eyleminin doğrudan davalı ...'a yönelmesi gerekmez. Ceza dosyasında eylemin, taksirli suça vücut verdiği gerekçesiyle, haksız tahrik yönünden herhangi bir değerlendirme yapılmamış olması da, Hukuk Mahkemesince müterafik kusur nedeniyle indirim yapılmasına engel değildir.
Ceza dosyası kapsamına göre olayın meydana gelmesinde, desteğin müterafik kusuru bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılacak iş, davacılar yararına hüküm altına alınan hem maddi, hem manevi tazminat miktarlarının belirlenmesinde, olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanununun 44. maddesi uyarınca olayın oluşuna ve gelişimine göre, desteğin müterafik kusurunu gözetmektir. Yanılgılı gerekçeyle hüküm kurulması, usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle davacılar yararına, (3) numaralı bentte gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının (2) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve davacılar yararına takdir olunan 1.630,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalı ...'a ve davalı ... yararına takdir olunan 1.630,00 TL duruşma avukatlık ücretinin de davacılara yükletilmesine ve davacılar ile davalı ...'dan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 16/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
4. Hukuk Dairesi 2016/15771 E. , 2018/112 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat