4. Hukuk Dairesi 2016/15266 E. , 2019/639 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

4. Hukuk Dairesi 2016/15266 E. , 2019/639 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Asıl davada davacı ..., birleşen davada davacı ... vekilleri Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 22/01/2009 ve 25/08/2009 günlerinde verilen dilekçeler ile haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen 21/06/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Asıl ve birleşen dava, haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili asıl ve birleşen davada 03/08/2003 tarihinde davalı tarafından, müvekkillerinin müşterek yaşadıkları ikametten bir kısım para, ziynet ve kişisel eşyalarının çalındığını, davalının ... 28. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2006/699 esas 2007/677 sayılı kararı ile hırsızlık suçundan cezalandırılmasına karar verildiğini, hükmün Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiğini belirterek, çalınan eşyaların bedeline ilişkin maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece bilirkişi raporu hükme esas alınarak, asıl ve birleşen dava yönünden eşyaların belirlenen toplam bedeline ilişkin maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne asıl davada manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne birleşen davada ise bu istemin reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2. maddesinde 'Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği düzenlenmiştir.
Somut olayda davacılar tarafından, 12/04/2013 tarihli ıslah dilekçesinde asıl ve birleşen dava yönünden taleplerine esas eşya kalemleri ayrı ayrı belirtilmiş olmasına rağmen mahkemece, bu husus değerlendirilmeden infazda tereddüt oluşturacak şekilde asıl ve birleşen dava yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmamış olması doğru değildir. Hüküm açıklanan nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 13/02/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön