4. Hukuk Dairesi 2020/1108 E. , 2020/2321 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

4. Hukuk Dairesi 2020/1108 E. , 2020/2321 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 26/03/2012 gününde verilen dilekçe ile trafik kazasında yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne dair verilen 29/04/2019 günlü karara karşı davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/181 esas, 2019/136 karar sayılı 29/04/2019 tarihli kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen 17/10/2019 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK 355. maddesindeki kamu düzene aykırılık halleri re’sen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalının diğer temyiz itirazına gelince
Dava, trafik kazasında yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş bu karara karşı davalının istinaf başvurusu bölge adliye mahkemesince esastan reddedilmiş hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili olay tarihinde davalı sürücünün sevk ve idaresindeki araç ile müvekkilinin kullanmakta olduğu motosiklete çarparak yaralanmasına neden olduğunu, gerçekleşen kaza sonucunda müvekkilinde kalıcı sakatlık meydana geldiğini belirterek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince kesinleşen ceza davası, kusura ve maluliyete ilişkin bilirkişi raporları kapsamında aktüerya uzmanı bilirkişi tarafından hesaplanan maddi tazminat miktarı dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükme karşı davalı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi ilgili dairesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 60/1. maddesi haksız fiilden kaynaklanan tazminat taleplerinin, zararın ve failin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl, her halde zararı doğuran olayın gerçekleşmesinden itibaren on yıllık sürede zamanaşımına uğrayacağını düzenlemektedir. Ancak haksız fiil aynı zamanda suç teşkil eden bir eylemden doğmuş ve Ceza Kanunu’nda daha uzun zamanaşımı süresi öngörülmüş ise uzamış ceza zamanaşımı süreleri uygulanır (BK 60/2).
Dosyanın incelenmesinde trafik kazasının 24/04/2008 tarihinde gerçekleştiği, davalı hakkında ceza yargılaması neticesinde kemik kırığına sebebiyet verecek ve yüzde sabit iz kalacak şekilde yaralama eylemi sebebiyle adli para cezasına hükmedildiği, dosya kapsamında alınan aktüerya uzmanı bilirkişi tarafından hesaplanan tazminat miktarına göre davacının davasını 25/12/2018’de ıslah ettiği, aynı tarihte davalı tarafından ıslaha karşı zamanaşımı def’inde bulunulduğu anlaşılmıştır.
Davalı hakkında ceza yargılamasında uygulanan hüküm nazara alındığında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 66/1-e maddesi maddesinde öngörülen ceza zamanaşımı süresi 8 yıldır. Buna göre davada, kaza tarihiyle ıslah tarihi arasında uzamış ceza zamanaşımı süresi de dolmuştur.
Şu durumda, mahkemece ıslahla artırılan kısım yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir. Bu nedenle, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak, ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK 373/1. maddesi gereğince KALDIRILMASINA ve İlk Derece Mahkemesi kararının HMK 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazının (1) nolu bentte gösterilen nedenle reddine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25/06/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön