7. Hukuk Dairesi 2016/17960 E. , 2016/20519 K

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

7. Hukuk Dairesi 2016/17960 E. , 2016/20519 K.

'İçtihat Metni'
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : İşe iade


YARGITAY İLAMI

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı işçi, davalıya ait iş yerinde 11/08/2011 tarihinde işe başladığını, enjeksiyon makine operatörü olarak devam etmekteyken iş sözleşmesinin davalı işverence 29/05/2016 tarihinde haksız ve gerekçesiz olarak feshedildiğini, davalı işverenin yazılı fesih bildiriminde bulunmadığını, feshin İş Kanununun 19. Maddesine göre yapılmadığından dolayı geçersiz olduğunu, iş yerindeki tüm çalışma süresi boyunca özverili, başarılı, disiplinli ve uyumlu bir şekilde çalıştığını, iş sözleşmesini sona erdirmeyi gerektirecek hiç bir haklı neden bulunmadığını, iş sözleşmesinin sona erdirilmesi üzerine Çalışma ve İş Kurumu... yazılı başvuruda bulunduğunu ileri sürerek feshin geçersizliği ile işe iadesine ve buna bağlı tazminat ile boşta geçen süre ücretinin hüküm altına alınması talebinde bulunmuştur.
Davalı vekili, davacının 29/05/2015, 30/05/2015, 01/06/2015 ve 02/06/2015 tarihlerinde mazeretsiz olarak işe gelmediğini, bu nedenle iş akdinin müvekkili tarafından haklı nedenle feshedildiğini, davacının 24/03/2015-30/03/2015 tarihleri arasında bir kısmını belgeleyemediği devamsızlıkları bulunduğunu, buna rağmen işverenin iş akdine devam kararı aldığını, bu olaydan sonra davacının yeniden kıdem tazminatını alarak işten ayrılmak isteğini ilettiğini, bu istek yine kabul görmeyince davacının adeta bir psikolojik savaş başlattığını, iş yerinde amirleri tarafından verilen hiçbir işi yapmadığı gibi amirlerine saygısızlık yaptığını, sürekli huzursuzluk çıkarttığını, hatta ' siz görürsünüz hiç işe gelmeyeceğim her gün rapor alacağım, beni isteseniz bile çalıştıramayacaksınız' diyerek çalışmak istemediğini açıkça söylediğini, davacının iş akdinin sona erdiği Mayıs ayında hemen hemen her gün rapor aldığını , aralıklı olarak sadece 7 gün işe geldiğini, davacının raporları incelendiğinde her gün vucudunun bir başka yerinde sağlık problemi olduğu ancak bu problemlerin muayene günü dışında rapor almayı gerektirir problemler olmadığını, hatta aynı rahatsızlıktan farklı kurumlara başvurarak bazen iki bazen de 4 kez muayene olduğunun görüldüğünü, davacının işin devamlılığına engel olmak adına hareket ettiğini, davalı işverenin davacının iş akdini buna rağmen bu dönemde de feshetmediğini, davacının kıdemi ödenmek suretiyle işten çıkartılmayınca herhangi bir mazereti olmaksızın 29/05/2015, 30/05/2015, 01/06/2015 tarihlerinde de devamsızlık yaptığını buna rağmen asılsız olarak işten çıkartıldığını iddia ederek Çalışma Müdürlüğü'ne başvuruda bulunduğunu ancak incelenen başvuru sonucunda ihbar ve kıdem tazminatı hak etmediğini sonucuna ulaşıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davacının 29/05/2015, 30/05/2015, 01/06/2015 ve 02/06/2015 tarihlerinde mazeretsiz olarak işe gelmediği, davalı tarafından 02/06/2016 tarihinde davacıya ihtarname gönderildiği, 05/06/2015 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, davacının herhangi bir mazeret bildirmediği, , İş Kanunun 25/II-g maddesindeki haklı sebeplerin oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin haklı veya geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18.maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İş Kanunu’nun 18. maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanunun 25/II. maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 20.maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinin (g) alt bendinde, “işçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi” halinde, işverenin haklı fesih imkanının bulunduğu kurala bağlanmıştır.
Somut olayda, davacı haksız olarak işten çıkartıldığına dair 29/05/2015 tarihinde İşkur'a dilekçe vermiş ve 11/06/2016 tarihinde dava açmıştır. 24-30/03/2015 tarihlerindeki devamsızlığı nedeniyle işverence iş akdinin feshedilmediği cevap dilekçesinde bildirilmiştir. Ayrıca cevap dilekçesinde davacının kötü niyetli olarak sürekli rapor aldığı belirtilmişse de davacıdan fesih öncesi savunma alınmamış, bu hususta ihtar edilmemiştir. Davacının işten çıkartıldığını iddia ettiği tarihten sonra 29-30/05/2015 ve 01/06/2015 tarihlerinde işverence devamsızlık tutanakları tutularak davacıya devamsızlığına dair mazeretini sunması için 01/06/2015 tarihinde ihtar gönderilmiş ve işten çıkışı SGK'ya 29 kodu ile 19/06/2015 tarihinde bildirilmiştir. Bu tarih davanın açılmasından sonradır. Davacının önce sözlü olarak iş akdinin feshedildiği ve devamsızlık tutanaklarının fesihten sonra düzenlendiği bu tutanaklara itibar edilemeyeceği ortadadır. Bu nedenle davalı işverence davacının iş sözleşmesinin feshi haklı ve geçerli bir nedene dayanmamaktadır. Bütün bu hususlar dikkate alınarak davacının davasının kabulü ile işe iadesine karar verilmek gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Dosya içeriğine göre davacının kıdeminin 5 yılın altında olduğu nazara alınarak işe başlatmama tazminatının davacının 4 aylık brüt ücret tutarında belirlenmesi gerekir.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3.maddesi uyarınca mahkeme kararı bozularak ortadan kaldırılmış ve Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçe ile
1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
3-Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak davacının 4 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4-Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin GEREKTİĞİNE,
5-Alınması gereken 29,20 TL harçtan peşin alınan 27,70 TL harcın maksubu ile bakiye 1,50 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile Hazine'ye gelir kaydına,
6-Davacının yapmış olduğu 167,90 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'ne göre 1.800,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
9-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 06/12/2016 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.






Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2016 Yılı Kararları” sayfasına dön