7. Hukuk Dairesi 2016/14374 E. , 2016/19559 K


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

7. Hukuk Dairesi 2016/14374 E. , 2016/19559 K.

'İçtihat Metni'

Mahkemesi :İş Mahkemesi
YARGITAY İLAMI

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, davacının davalı şirketin...-... şantiyesinde mutfak görevlisi olarak çalıştığını, davalı ....şirketleri adi ortaklığının asıl işveren, davalı ...şirketinin ise alt işveren olduğunu, davacı mutfak görevlisi olmasına rağmen işverence davacıya açık arazide bekçilik nöbeti görevi verildiğini, içinde kalacağı bir de kamyon gösterildiğini, davacı içinde iken kamyonun çalıştırılmadan kendiliğinden hareket ettiğini, davacının kamyonu güçlükle durdurabildiğini, bu olay nedeniyle davalı işverenin zarar meydana geldiğinden bahisle davacının işine tazminatsız olarak son verdiğini, davacının iş akdini haksız olarak feshettiğini belirterek feshin geçersizliği ile davacının işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... AŞ ve ... AŞ, diğer şirketin kendilerinin alt yüklenicisi olduğunu belirterek husumet ve esas yönünden davanın reddini talep etmişlerdir.
Davalı ... şirketi vekili, davacının 07/10/2014 tarihinde işyerine ait ... plakalı kamyonu izinsiz ve görevi dışında kullanarak işin güvenliğini tehlikeye düşürdüğünü, işyerinin malı olan aracı otuz günlük ücreti tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba uğrattığını, söz konusu kamyonda hasar tespit tutanağına göre 1800 TL'lik hasar meydana geldiğini, davacı işçinin 30 günlük ücreti tutarının ise 1000 TL olduğunu, davacı hakkında bu olay nedeniyle tutanak tutulup hem sözlü olarak hem de yazılı olarak ikaz, ihbar ve ihtarda bulunulduğunu, iş akdinin de bu olay nedeniyle haklı nedenle feshedildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının işyeri dosyası içeriğine göre operatör veya şoför olmadığı halde işyerinde bulunan ... plakalı kamyonu hareket ettirip baskı balatanın sıyrılmasına neden olduğu, bu durumun da işyeri şefi ve görevlisince tutanak altına alındığı, 08/10/2014 tarihli yazılı savunmasında arabanın freni olduğunu bilmediğini, geriye gitmeye başlayınca durdurmaya çalıştığını beyan etmişse de bu durumun haklı bir neden olamayacağı kendisinin görevi dahilinde olmayan kamyona zarar vermesinin işveren tarafından haklı fesih nedeni sayılacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının iş sözleşmesinin haklı veya geçerli nedenle feshedilip edilmediği ve davalılar arasındaki asıl-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinin (ı) alt bendinde, işverenin malı olan veya eli altında bulunan makine, tesisat, eşya ya da maddelere otuz günlük ücreti tutarını aşacak şekilde zarar vermesi halinde, işverenin haklı fesih imkânının bulunduğu belirtilmiştir.
İşçinin kusursuz olduğunun ortaya çıkması durumunda, işverenin haklı fesih imkânı olmadığı gibi işçinin kusuru belli bir yüzde ya da belli bir oran olarak saptanmışsa zararın miktarının bu kusur nispetinde azaltıldıktan sonra otuz günlük ücreti aşıp aşmadığına bakılmalıdır.
Zararın işçinin kasıtlı davranışından ya da taksirli eyleminden kaynaklanmasının hukukî sonuca etkisi bulunmamaktadır. Örneğin işverene ait iş makinesi paletlerine kasten metal cisim sokmak suretiyle zarar veren veya trafik kazası sonucu işvereni zarara uğratan işçinin aynı şekilde iş sözleşmeleri haklı nedenle sona erdirilebilir. İşçinin kusuru ve zararı, ayrı ayrı uzman kişilerce belirlenmelidir. Zarar tutarı ile karşılaştırılacak olan işçinin otuz günlük ücretinin brüt ya da net olarak dikkate alınması gerektiği noktasında Yasada herhangi bir açıklık bulunmamakla birlikte, işçi lehine yorum ilkesi uyarınca brüt ücretin esas alınması gerekir. Otuz gün, bir aydan farklı bir kavramdır. Bu noktada işçiye aylık olarak ödenen ücret yerine, günlük yevmiyesinin otuz katı tutarı dikkate alınmalıdır.
Maddede sözü edilen ücret dar anlamda ücrettir. İkramiye, prim, fazla çalışma ücreti ve benzeri ödemeler bu maddede yer alan otuz günlük ücret içerisinde değerlendirilmemelidir. Ancak, ücretin garanti ücret üzerine yapılan işe göre ilave ücret veya satış pirimi olarak belirlendiği hallerde, gerçek ücretin bu ödemelerin toplamı olarak değerlendirilmesi yerinde olur. Örneğin uygulamada uluslararası yük taşıyan tır şoförleri asgarî ücret ve sefer pirimi karşılığı çalışmaktadır. Sefer pirimi olarak adlandırılan kısım da dar anlamda ücrettir. Bu durumda maddenin uygulanması anlamında otuz günlük ücret, tır şoförleri yönünden her iki ödemenin toplamına göre belirlenmelidir.
Zararın otuz günlük ücreti aşması durumunda işverenin fesih hakkı doğar. İşçinin zararı derhal ödemiş ya da ödeyecek olması, işverenin bu hakkını ortadan kaldırmaz. İşverence zarar tutarının işçiden talep edilmemiş olması fesih hakkını ortadan kaldırmaz.
Öte yandan 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesinde iş sözleşmesinin işveren tarafından işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanılarak feshedilebileceği düzenlenmiştir. Söz konusu geçerli sebepler İş Kanunu’nun 25.maddesinde belirtilen derhal fesih için öngörülen nedenler yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, işçinin ve işyerinin normal yürüyüşünü olumsuz etkileyen hallerdir.
İşçinin yeterliliğinden veya davranışlarından kaynaklanan sebepler ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde fesih için geçerli sebep olabilirler. İş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli sebeplere dayandığı kabul edilmelidir.
Dosya içeriğine göre somut olayda, davacının fesih ayından bir önceki aya ait 2014 yılı 9. ayının ücret bordrosuna göre, davacının 30 günlük brüt ücretinin 1.829,99 TL olduğu anlaşılmaktadır. 08.10.2014 tarihli hasar tespit tutanağına göre ise zarar miktarının 1.800,00 TL olduğu görülmektedir. Mahkemece, her ne kadar konusunda uzman bilirkişilerden ayrı ayrı rapor alınarak işçinin kusur oranı ve buna uygun zarar miktarı belirlenmemiş ise de, dosya kapsamı itibariyle bu araştırmanın dosyaya bir yenilik getirmeyeceği anlaşılmaktadır. Zira, davacı işçinin feshe konu olayda yüzde yüz kusurlu olduğu kabul edilse dahi bizzat davalı işverence düzenlenmiş belge içeriklerine göre zarar miktarının davacı işçinin 30 günlük brüt ücreti tutarını aşmadığı açıktır. O halde, ileri sürülen haklı fesih nedeninin koşulları somut olayda gerçekleşmediğinden mahkemenin “feshin haklı nedenle yapıldığı” yönündeki kabulü hatalıdır.
Öte yandan, davacı her ne kadar fesih öncesi alınan savunmasında “…yanlışlıkla el frenini çekmişim, frenin olduğunu bilmiyordum…” şeklinde kusurlu davranışını kabul etmekte ise de, dosya içeriğine göre davacının eylemi ile fesih arasında orantısızlık olduğu görülmektedir. Yukarıda da belirtildiği üzere, işçinin davranışlarından kaynaklanan sebeplerle yapılan fesihlerde iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli sebeplere dayandığı kabul edilmelidir. Somut olay açısından, taraflar arasındaki iş ilişkisinin davalı işverence sürdürülmesinin çekilmez hale geldiği yönünde bir ispat söz konusu değildir. Bu nedenlerle, davalı işverence gerçekleştirilen fesih geçersiz olup davacının işe iadesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Ayrıca, davacı, temyiz dilekçesinde davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu ileri sürdüğünden Mahkemece, davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı da araştırılmalıdır. Dairemizin emsal nitelikteki 2015/25225 ve 32906 E sayılı bozma ilamları da göz önünde bulundurularak gerekli araştırmalar yapılmalıdır.
Davalı ... AŞ ve ... AŞ Adi Ortaklığının, 4857 sayılı Yasa'nın 2/6 maddesine göre asıl işini alt işverene ancak işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde vermesi mümkündür. Bu itibarla ... Genel Müdürlüğü ve ... AŞ. ve ... AŞ. Adi Ortaklığı arasına bağıtlanan ihale sözleşmesi ve anılan adi ortaklık ile diğer davalı arasında imzalanan sözleşmeler getirtilmeli, taraf tanıkları bu yönüyle yeniden dinlenilmeli, gerekirse yerinde keşif yapılarak dosya yeniden bir değerlendirmeye tabii tutulmalı ve davalılar arasındaki asıl-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı belirlenerek çıkacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 17.11.2016 tarihinde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.




Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2016 Yılı Kararları” sayfasına dön