7. Hukuk Dairesi 2016/5005 E. , 2016/16986 K.
'İçtihat Metni'
Mahkemesi :İş Mahkemesi
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, iş sözleşmesinin davalı işverence haklı ve geçerli bir neden olmaksızın sona erdirildiğini, fesih sebebi olarak gösterilen düşük performansın gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin işinde başarılı, eğitimli ve disiplinli olduğunu, yüksek performans gösterdiğini ve yöneticilerinden övgüler aldığını, 2011 yılında yöneticilerinden gelen ve övgü ile bahsedilen 3 mail bulunduğunu, performans değerlendirme formlarında kendisinden övgü ile bahsedildiğini, seçkin bir personel olarak nitelendirilerek SAP projesinde 'poweruser' olarak öngörüldüğünü, üst düzey yönetici olabilecek kişiler için öngörülen yeşil kuşak sertifikası, başarı belgesi, eğitim sertifikası ve takdir belgesi verildiğini, iş sözleşmesinin sona erdirilmesinin yasaya ve hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek feshin geçersizliğinin tespitine, davacının işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının iş akdinin performans yetersizliği sebebiyle değil İK 25/2-h maddesi yani yapmakla zorunlu olduğu görevleri uyarılmasına karşın yapmamakta ısrar etmesi ve 4857 sayılı İş Kanunun 18.maddesinde belirtilen işçinin yeterliliğinden ve davranışlarından kaynaklanan nedenlerle feshedildiğini, feshin davacının işini sahiplenme konusunda yeterli duyarlılığı göstermemesi, görev tanımında belirtilen imalat takibi konusunda görevini gerektiği şekilde yerine getirmekten kaçınması, görevinde yeterli özeni ve dikkati göstermemesi sebebiyle imalat dairelerinde yanlış, eksik/fazla imalat yapılması, bu sebeple müşterilere zamanında mal teslim edememe veya aşırı stok oluşması gibi durumlarla karşılaşılması, davacı ve birim yetkilileri ile birlikte yapılan toplantılarda davacının işini sahiplenmesi konusunda sorunlar yaratması ve bu konudaki tutum ve davranışlarını değiştirmemesi sebebiyle yapıldığını, davacının üretim dairelerini gezerek üretimi dikkatli bir şekilde takip etmesi hususunda defalarca sözlü olarak uyarıldığını, ancak ısrarlı bir şekilde bu işlemi yapmaktan kaçındığını ve sözlü savunma alınmak zorunda kalındığını, davacının 07/11/2013 tarihli savunmasının gündem maddesi yapılarak geniş katılımlı olarak iletişimi iyileştirme toplantısı yapıldığını ve problemlerin giderilmesi amacıyla kararlar alındığını, ancak davacının işini sahiplenme konusunda gerekli duyarlılığı göstermemekte ısrar ettiğini ve amirlerinin teslim zamanı ile ilgili sorularına gayri ciddi ve kabul edilemez cevaplar verdiğini, davacıdan bu konuda savunma istendiğini ve yazı metninde davacının değiştirmesi gereken davranışlarının açıklandığını, davacının yazılı savunmasında davranışlarını görev tarifine uygun hale getireceğine ilişkin beyanının bulunmaması, aksine görevini tam yapamayacağı hususunda mazeretler ileri sürmesi ve olumlu yaklaşımda bulunmaması sebebiyle iş akdinin işçinin yetersizliğinden ve davranışlarından kaynaklanan sebeplerle feshedildiğini, esasen İK. 25/II-h maddesindeki haklı neden koşullarının bulunduğunu, buna rağmen tazminatları ödenerek geçerli nedenle fesih yapıldığını, ayrıca davacının iş akdinin 06/12/2013 tarihinde değil, ihbar önelinin sonu olan 31/01/2014 tarihinde geçerli nedenle feshedildiğini, Aralık ve Ocak ayları maaşlarının ödendiğini, bildirim süresinin tamamında iş arama izinli sayılması sebebiyle ekipmanlarının alındığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, 25/11/2014 tarihli hukukçu bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davacı işçinin sorumluluğunda olan işlerin aksadığı, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından kaynaklanan sebeplerin iş yerinde olumsuzluklara yol açtığı, işveren açısından iş ilişkisinin sürdürülmesinin makul ölçüler dahilinde beklenemeyeceği ve feshin geçerli nedenlere dayandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğine göre somut olayda, davalı işyeri bir iplik fabrikası olup davacının da “ham iplik planlamacısı” olarak çalıştığı, işyeri kıdeminin yaklaşık 16 yıl olduğu görülmektedir. İş akdi, görev tanımında belirtilen imalat takibi konusundaki görevlerini gerektiği şekilde yapmamasından dolayı geçerli nedenle feshedilmiştir. Fesih bildiriminde, soyut olarak işçinin yeterliliğinden ve davranışlarından kaynaklanan nedenlere dayanıldığı açıkça hangi davranış ya da veriminin nasıl düşük olduğuna yer verilmediği görülmektedir. Bununla birlikte, bildirim içeriğinde atıf yapılan 06.12.2013 tarihli savunma talebi içeriği ve öncesine dayalı belgelerden bu davranışın imalat takibini gerektiği şekilde yerine getirmemek olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, önce hukukçu ve tekstil mühendisi bilirkişiden evrak üzerinde rapor alınmış raporda, davacının sorumululuğunda olan işlerin aksadığı, bu durumun işyerinde olumsuzluklara yol açtığı, işveren açısından iş ilişkisini sürdürülmesinin makul ölçüler dahilinde beklenemeyeceği ancak davacının iş kapasitesi ve çalışma şartlarının yerinde etüt yapılmadan değerlendirilemeyeceği belirtilmiştir. Mahkemece, bunun üzerine farklı bilirkişilerle -tekstil mühendisi, hukukçu, mali müşavir olmak üzere – yerinde keşif yapılmış ve heyet raporu alınmıştır. Heyet bilirkişisi, yerinde yaptığı incelemeler sonucunda davacının görev tanımında yer alan işlerin aksadığını, ancak organizasyon şemasındaki bölüm ve çalışanlar gözetildiğinde bundan tek başına davacının sorumlu tutulamayacağı gibi, bu aksamanın son 1 yıl içinde davacının iş yükünün çok artmasından kaynaklandığını tespit etmiştir. Mahkemece buna rağmen ilk rapora itibarla davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğine göre, “imalat takibi yapmak” davacının görev tanımında açıkça yazmakta olup feshe konu hususların davacının görevi olduğu açıktır. Ancak, işyerindeki düzenlemelere göre davacının bu takibi günde 2 kez dairelere bizzat gidip formenlerle iletişimde bulunarak yapması gerekmektedir. Davacının savunmasına göre bu işe 1,5 saat sabah, 1,5 saat de öğleden sonra olmak üzere günde 3 saatini ayırması gerekmektedir.
Feshe konu eylemle ilgili olarak davacıdan fesih öncesinde bir kez savunma alınıp bir kez de iyileştirme toplantısı yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacı hakkında feshe konu olayla ilgili öncesinde verilen yazılı uyarı/ihtar olmadığı gibi bu konuda tutulan herhangi bir tutanak da bulunmadığı görülmektedir. Son olarak da fesih öncesi aynı konuda davacının savunması alınmıştır. Davacı, savunmalarında sürekli iş yoğunluğu, uygulamadaki sorunlara değinerek, daireleri gezerek imalat takibi yapmanın zorlukları, alternatif yöntemler bulunması gerektiği ve iş dağılımının yeniden gözden geçirilmesini talep etmiştir. Ancak işverenin, belirtilen hususlarda herhangi bir tedbir almayarak, doğrudan davacının iş akdinin feshi yoluna gittiği anlaşılmaktadır. .
Öte yandan, fesihten 1 yıl önceki performans değerlendirmesinde, davacının başarılı bulunduğu, davacının sunduğu mail içeriklerinden de yöneticilerinin davacıya başarı ve övgü içeren anlatımlarda bulundukları görülmektedir.
Sonuç olarak, 2. kez konusunda uzman heyet bilirkişisi ile yerinde yapılan tespite göre, davacının işlerinin aksamasının, davacının son 1 yıl içerisindeki iş yükünün artmasına dayandığı, davacının yaklaşık 16 yıllık çalışan olduğu, konu ile ilgili yazılı uyarı/ihtar ve tutanak da bulunmadığı, sadece savunmasının alındığı, davacının fesih öncesi yazılı savunmalarında işleri yetiştiremediği ve iş yoğunluğuna çözüm bulunmasını istediği, ancak davalı işverenin herhangi bir tedbir almayarak, davacının iş akdinin feshi yoluna gittiği görülmekle bu durumun ölçülülük ve hakkaniyet ilkelerine aykırı olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece yanılgılı değerlendirme ile keşif sonucu alınan rapora itibarla davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yerinde etüt yapılması gerektiği belirtilen eksik bilirkişi raporuna itibarla hüküm tesis edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3.maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile
1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2- Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
3-Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 6 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4-Davacı işçinin işe iadesi için süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin GEREKTİĞİNE,
5- Davacı tarafından peşin yatırılan 24,30 TL harcın alınması gerekli 29,20 TL harçtan mahsubu ile eksik 4,90 TL harcın davalıdan tahsili ile ...'ye gelir kaydına,
6- Davacının yapmış olduğu Yargıtay’a geliş-dönüş dahil toplam 198,45 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7- Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'ne göre 1.800,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine
8- Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
9-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davacıya iadesine, 20/10/2016 gününde oybirliği ile KESİN olarak karar verildi
7. Hukuk Dairesi 2016/5005 E. , 2016/16986 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat