7. Hukuk Dairesi 2016/15854 E. , 2016/10741 K


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

7. Hukuk Dairesi 2016/15854 E. , 2016/10741 K.

'İçtihat Metni'


Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava Türü : İşe iade

YARGITAY İLAMI

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı ve davalı şirket vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, davacının 22.03.2013 tarihinden itibaren ... Belediye Başkanlığına ait kafeterya işyerinde işçi olarak çalıştığını, asıl işveren ... Belediyesi olmasına rağmen ... ve diğer kayıtlarda ... Belediyesinden hizmet ihalesi ile iş üstlenmiş gibi işçi çalıştıran diğer davalı şirketin kayıtlı işçisi olarak çalıştırıldığını, bu şekilde çalıştırılmasına dayanak teşkil eden sözleşmelerin muvazaalı olduğunu, çalıştırıldığı kafeterya işyerinin davalı Belediyeye ait olduğunu, işletilmesinin diğer davalı ... şirketine ihale yoluyla devredilmiş gösterilse de asıl amacın işçi temini olduğunu, tüm yetkilerin Belediyede olduğunu, iş akdinin 08.09.2014 tarihinde herhangi bir gerekçe içerir fesih bildirimi yapılmaksızın feshedildiğini, feshin geçerli bir nedene dayanmadığını ileri sürerek feshin geçersizliğinin tespitine, davacının işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... Belediyesi vekili, davacının Belediyelerinde çalışmadığını, davacının çalıştığı işyerinin kiralama ihalesi yoluyla diğer davalıya kiralandığını, diğer davalının bağımsız bir tüzelkişiliğe haiz olduğunu, şirketin yapmış olduğu iş ve hizmetlerle ilgili belediyenin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı .... Ltd. Şti. vekili, davacının çalıştığı park içi belediye restoranının faaliyetine ekonomik sebeplerle son verilerek kapatıldığını, binanın mülkiyetinin şirkete ait olmaması nedeniyle yeniden işletilmesinin de söz konusu olmadığını, kapatma nedeniyle işgücü fazlalığı doğduğundan akdin feshinin zorunlu hale geldiğini, durumun şifahî olarak davacıya bildirildiğini, akabinde de akdin feshine dair yazılı bildiriminin tebliğ edildiğini, kıdem-ihbar tazminatlarının ödendiğini, iş akdinin geçerli nedenle feshedildiğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, işyeri ve sigorta kayıtlarına göre davacının işvereninin davalı şirket olduğu, davalı şirketin ortakları arasında davalı Belediyenin bulunmasının şirketin özel hukuk tüzel kişiliğini ve kar amaçlı ticari özelliğini ortadan kaldırmayacağı, işveren sıfatının taşınmazın mülkiyet hakkı ve malik kavramlarından ayrı bir konu olduğundan, davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun davacı tarafından ispat edilemediği, iş akdinin davalı şirket tarafından İş Kanunu’nun 19. maddesine uygun olarak fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde içeren yazılı fesih bildirimi ile feshedilmediği, sözleşmenin şifahen feshedilip daha sonra tarihsiz bir fesih bildirimi düzenlendiği, buna göre fesih işleminin geçersiz olduğu, ayrıca davalı Belediyenin 2015-Mayıs tarihli yazısı ile Vergi Dairesi Müdürlüğü kayıtlarına göre, halen açık olan ve davalı şirketçe işletilmeye devam edilen kafeteryada çalışan davacının iş akdinin, davalı şirket tarafından yine belediyeden kiraladığı restoranı kapatması nedeniyle feshedildiği, davalı şirketin başka bir işyerini kapatması ile davacının işgücünün istihdam fazlası haline gelmesi arasında nedensellik bağının bulunmadığı ve feshin esas yönünden de geçerli olmadığı gerekçesiyle davanın ... Belediyesi yönünden husumet nedeniyle reddine, diğer davalı ....Ltd.Şti yönünden kabulü ile davacının davalı ...-Su...Ltd.Şti'ye işe iade edilmesine, mali sonuçlardan da davalı şirketin sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.
Somut olayda, davacının, davalı şirketin davalı belediyeden kiraladığı kafeteryada yaklaşık 1,5 yıl garson olarak çalıştığı, iş akdinin, fesih tarihinde yazılı bildirimde bulunulmadan davalı şirket tarafından ...’dan 04 kodu ile çıkış verilmek suretiyle sonlandırıldığı, daha sonradan davacıya tarihsiz bir bildirim tebliğ edildiği, davalı belediyenin husumet itirazında bulunduğu, davalı şirketin ise savunmasında haklı nedenle feshe dayanmadığı, dolayısıyla iş akdi davalı işverence yazılı fesih bildirimi yapılmadan, fesih sebebi açık ve kesin olarak gösterilmeden geçerli nedenle feshedildiğinden feshin İş Kanunu’nun 19. Maddesi uyarınca geçersiz olduğu görülmektedir. O halde, mahkemece feshin geçersizliği ile davacının işe iadesine karar verilmesi isabetli olup davalı şirketin temyiz itirazları yerinde değildir.
Bu aşamada, davacının muvazaa iddiasının değerlendirilmesi gerekmektedir. Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı biçimde kurulması halinde işçi gerçek işveren işyerine iade edilmeli, ancak işçinin iş akdinin geçersiz nedenle feshi sonucuna bağlı yasal yaptırım sonucu doğan alacaklarından (boşta geçen en çok 4 aya kadar ücret ve diğer hakları ile birlikte işçinin süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat) muvazaalı işlemin tarafı olan gerçek veya tüzel kişi gerçek işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalıdır.
Somut olayda davacı, davalı belediyenin davalı şirketin % 99 hissesine sahip olup şirketin idaresinin de belediye başkanlığı tarafından yürütüldüğü, işyerinin mülkünün davalı belediyeye ait olduğunu, işletilmesi davalı şirkete ihale edilmiş gibi gösterilse de asıl amacın işçi temini olduğunu, ayrıca şirket çalışanlarının işe alınmaları ve işten çıkarılmaları vb. işlemlerin belediye başkanlığının tasarrufunda olduğunu, davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu ileri sürerek davalıların mali sonuçlardan birlikte sorumlu tutulmalarını istemiştir. Mahkemece, davacı tanıkları dinlenilip hukukçu bilirkişiden rapor alındıktan sonra bilirkişi raporuna itibarla davalılar arasındaki ilişkinin kira ilişkisi olduğu ve muvazaa içermediği sonucuna varılmıştır.
Oysa, dosya içerisinde bulunan ... Belediyesinin 08.05.2015 tarih ve 13786411/3247-4732 sayılı yazısı ile davacının özlük dosyası içeriğinden ... Şehir Parkı içerisinde mülkiyeti Belediyeye ait olan bir kafeteryanın olduğu, 2007 yılında kafeteryanın 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümleri uyarınca Belediye tarafından kira ihalesine çıkarıldığı, ihale sonucunda ihaleyi diğer davalı .... San. Tic. Ltd. Şti.'nin kazandığı ve halen de işletmeye devam ettiği, .... Tic. Ltd. Şti.'nin % 99 hissesinin davalı ...'ye ait olduğu, davacının iş başvurusunu Belediye Başkanlığına yaptığı, Belediye Başkanının aynı zamanda diğer davalı .... Tic. Ltd. Şti. Yönetim Kurulu Başkanı olduğu ve bu sıfat ile davacının işe alınmasına olur verdiği anlaşılmaktadır.
Öte yandan, davacı tanıklarından ...’ın “…... belediyesi bazı işleri ...su Şirketine vermektedir…Ben kafeteryanın belediye tarafından işletildiğini biliyorum ...su Şirketi de yine belediyenin şirketidir. Belediye bazı işlerini bu şirket üzerinden yapmaktadır. Davacının işvereni belediyedir. Onu işe alan çıkaran ... belediyesidir…” şeklinde beyanda bulunduğu görülmektedir.
Nitekim, 04.05.2016 tarihinde Dairemizde temyiz incelemesi yapılan 2016/2751 E sayılı benzer dosyada, mahkemece muvazaa iddiasının aynı sebeplerle kabul edilmeyerek davacının davalı şirkete işe iade edildiği, ancak eldeki dosyadan farklı olarak davalı ... yönünden dava husumetten reddedilmeyip mali sonuçlardan davalı .... Şirketi ile davalı belediyenin birlikte sorumlu tutulduğu, Dairemizce davalılar arasındaki kira ilişkisinin muvazaalı olması nedeniyle kararın bozularak ortadan kaldırıldığı ve muvazaa nedeniyle davacının davalı belediyeye işe iade edildiği, mali sonuçlardan da davalı ... ile davalı şirketin birlikte sorumlu tutulduğu görülmektedir. Yine, 05.05.2016 tarihinde Dairemizce temyiz incelemesi yapılan 2016/1274 E saylı dosyada da eldeki dosya ile aynı yönde karar veren yerel mahkeme kararının bozularak ortadan kaldırıldığı ve muvazaa nedeniyle davacının davalı belediyeye işe iade edildiği, mali sonuçlardan da davalı ... ile davalı şirketin birlikte sorumlu tutulduğu görülmektedir.
Her ne kadar, davalılar arasında yapılan kira kontratı dosyaya sunulmamış ise de, bu durum davalı idarenin yukarıda belirtilen yazısı ve dosya kapsamı ile sabittir. Buna göre, davalılar arasında görünürde kira sözleşmesi yapılmış ise de, iddia, savunma, davacı tanığı ...’ın beyanı, Dairemizin’in 2016/2751 E ve 2016/1274 E sayılı dosyalarında verdiği kararlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde esasen davalılar arasında kira ilişkisi değil hizmet alımı ilişkisi bulunduğu ve davalıların gizli kalmış iradelerinin davalı belediyeye işçi temin etmek yönünde olduğu anlaşılmaktadır. O halde, asıl işverenin belediye, alt işverenin ise davalı şirket olduğu, davalılar arasındaki ilişkinin muvazaaya dayandığı ve yasal olmayan bir alt işverenlik kurulduğu anlaşılmakla davacının gerçek işveren ... Belediyesi işyerine iadesi gerekmektedir.
Ayrıca muvazaalı bir hukuki muamele ile üçüncü kişinin ızrar edilmesi ona karşı bir haksız eylem niteliğindedir. Üçüncü kişiler muvazaa nedeniyle hakları halele uğratıldığı takdirde haksız fiil sorumluluğuna dayanarak muvazaalı hukuki işlemi yapan taraftan zararının tazminini isteyebilir. Haksız fiil işleyen kimse uygun illiyet bağı çevresine giren bütün zararlardan sorumludur. Ayrıca muvazaa sebebiyle akdin hükümsüzlüğünün ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması sayılan hallerde muvazaa ileri sürülemez.
Somut olayda iyiniyetli olan davacı işçiye karşı taraf olmadığı muvazaanın ileri sürülemeyeceği, akdin hükümsüzlüğünün davacıya karşı ileri sürülmesinin MK.'nun 2.maddesindeki iyiniyet kurallarına aykırı olması ve hiç kimsenin kendi hilesinden yararlanamayacağı ilkesi gereğince muvazaalı işlemi yapan davalı ... Ltd. Şirketinin, davacının iş akdini geçersiz nedenle feshi sonucuna bağlı yasal yaptırım sonucu doğan alacaklarından davalı ... ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu kabul edilmelidir. (HGK.'nun 03.12.2008 T. 2008/9-704 E, 2008/730 K. sayılı kararı)
Bu hukuki olgu karşısında davacı ve davalı şirketin temyiz itirazları kabul edilmeli davalılar arasında muvazaa bulunması nedeniyle davacının asıl işveren ... Belediyesi’ne iadesine, maddi sorumluluk açısından ise davalıların müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna karar verilmesi gerekmektedir.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3.maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile
1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davalı ... tarafından yapılan feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının adı geçen işverende İŞE İADESİNE,
3-Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı ... Başkanlığınca süresi içinde işe başlatılmaması halinde davalılarca müştereken ve müteselsilen ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 4 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4-Davacı işçinin işe iadesi için ... Belediye Başkanlığına süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilinin GEREKTİĞİNE,
5- Davacı tarafından peşin yatırılan 25,20 TL harcın alınması gerekli 29,20 TL harçtan mahsubu ile eksik 4,00 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine'ye gelir kaydına,
6- Davacının yapmış olduğu Yargıtay’a geliş-dönüş dahil toplam 659,80 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davalıların yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7- Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'ne göre 1.800,00 TL avukatlık ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine
8- Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
9-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davacı ve davalı şirkete iadesine, 12.05.2016 tarihinde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.








Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2016 Yılı Kararları” sayfasına dön