7. Hukuk Dairesi 2016/3814 E. , 2016/10162 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

7. Hukuk Dairesi 2016/3814 E. , 2016/10162 K.

'İçtihat Metni'



Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava Türü : İşe iade

YARGITAY İLAMI

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, davacının savunması alınmadan iş akdinin 21.08.2014 tarihinde sendikal sebeplerden dolayı feshedildiğini, kararın kesinleştirilmesine kadar çalıştırılmadığı süreler için davacı işçiye 4 aylık ücret ve diğer tüm haklarının ödenmesini, 6356 sayılı Yasanın 25/5.fıkrası uyarınca davacının işe başlatılması veya başlatılmaması şartına bağlı olmaksızın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili gereken tazminat tutarının davacı işçinin 1 (bir) yıllık ücreti olarak belirlenmesini, davalıların müşterek ve müteselsil sorumlu tutulmasını talep etmiştir.
Davalı ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili davacının belediye personeli olmadığını, diğer davalı şirket işçisi olduğunu, husumet itirazında bulunduklarını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı şirket vekili, husumet itirazında bulunduklarını, davacı işçinin müvekkili şirkette yaklaşık 8 ay çalıştığını, müvekkilinin ihale alıcısı konumundaki taşeron firma olduğunu, ilk defa 2014 yılında Belediyenin güvenlik işini aldığını, davacının iş akdinin feshinin sendika kurucu üyesi ve sekreter olmasıyla alakası olmadığını, müvekkil şirkete yetki belgesi verilmediğini, müvekkil şirketin tebligatı almaya yetkili dahi olmayan bir şahsın eline tespit yazısı verildiğini, akabinde müvekkil şirketin gerek bu tebligatın usulsüzlüğüne gerekse de işletme toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkili olunmadığına dair yetki tespitine itiraz davası açtıklarını, ortada sendika ile imzalanmış bir toplu iş sözleşmesinin bulunmadığını, işçilerin üzerindeki yönetim hakları ve işe giriş-çıkışlarında tek yetkili kurumun Antalya Büyükşehir Belediyesi olduğunu, iş akdinin İş Kanununun 17-18 maddeleri uyarınca işçinin yeterliliği dolayısıyla geçerli nedenle feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının fesih öncesi savunmasının alınmadığı, feshin biçimsel koşullarına uyulmadığı için feshin geçerli olmadığı belirtilerek feshin geçersizliğine, davanın kabulüne, davacı her ne kadar iş akdinin sendikal nedenle feshedildiğini iddia etmiş ise de, dosya içeriği ile bu iddiasını ispat edemediğinden sendikal tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğine göre davacının iş akdinin 07..08.2014 tarihli fesih yazısına göre performans düşüklüğü gerekçesiyle feshedildiği, davacının savunmasının alındığına dair davalı işverenlikçe bir belge sunulmadığı, dolayısıyla feshin şekli koşullarının yerine getirilmediği ve fesih için geçerli bir nedenin varlığı davalı işverence kanıtlanmadığından mahkemece feshin geçersizliğine karar verilmiş olması isabetlidir. Bu itibarla davalıların temyiz itirazları yerinde değildir.
Dava konusu olayda uyuşmazlık feshin, sendikal nedene dayanıp dayanmadığı noktasındadır.
Fesih tarihinde yürürlükte olan 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun “sendika özgürlüğünün güvencesi' başlıklı 25. maddesinin ikinci fıkrasına göre işveren, ücret, ikramiye, prim ve paraya ilişkin sosyal yardım konularında toplu iş sözleşmesi hükümleri saklı kalmak kaydıyla bir sendikaya üye olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında çalıştırma şartları veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayrım yapamaz üçüncü fıkrasına göre işçiler, sendikaya üye olmaları veya olmamaları, iş saatleri dışında veya işverenin izni ile iş saatleri içinde işçi kuruluşlarının faaliyetlerine katılmaları veya sendikal faaliyette bulunmalarından dolayı işten çıkarılamaz veya farkli işleme tabi tutulamaz dördüncü fıkrasına göre işverenin fesih dışında yukarıdaki fıkralara aykırı hareket etmesi halinde işçinin bir yıllık ücret tutarından az olmamak üzere sendikal tazminata hükmedilir. Aynı maddenin beşinci fıkrasına göre ise sendikal bir nedenle iş sözleşmesinin feshi halinde işçi, 4857 sayılı Kanunun 18,20 ve 21 inci madde hükümlerine göre dava açma hakkına sahiptir. Iş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiğinin tespit edilmesi halinde, 4857 sayılı Kanunun 21 inci maddesine göre işçinin başvurusu, işverenin işe başlatması veya başlatmaması şartına bağlı olmaksızın sendikal tazminata karar verilir.
Davacı, 2012 yılında ... Sendikasının kurulması üzerine 03.02.2014 tarihinde sendikaya üye olduğunu, sendikanın kurulmasından sonra örgütlenme faaliyetlerinin başladığını, 500 çalışanı olan işyerinde yaklaşık 400 çalışanın üye yapıldığını, 09.02.2014 tarihinde sendikanın yetki tespiti isteminde bulunduğu ve 27.03.2014 tarihinde işyerinde çalışan 500 işçiden 391'inin sendikalı olması nedeniyle Bakanlık yazısı ile ilgili sendikanın işyerinde toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkili kılındığını, yerel seçimler sonrasında sendika üyesi işçilere baskı yapılarak başka bir sendikaya üye olmaya zorlandıklarını, iş akdinin sendikal sebeple fesholunduğunu iddia etmiştir.
Davacı tanıklarının, davacı iddialarını doğruladığı, sendika üyesi ve aktif olarak çalışan 10 işçinin iş akdinin feshedildiğini, başka sendikaya geçmeleri yönünde kendilerine baskı uygulandığını beyan ettikleri görülmüştür.
Davacı ile birlikte aynı tarihte iş akdi feshedilen 9 işçiden 4’ünün açtığı işe iade davası dosyasında, mahkemelerce feshin geçersizliği ile davacı işçilerin işe iadelerine, davacıların sendikal tazminat isteklerinin ise reddine karar verildiği, Dairemizce feshin sendikal nedenle yapıldığı gerekçesiyle kararların bozularak ortadan kaldırılmasına, davacı işçilerin işe iadelerine ve sendikal tazminata hükmedildiği anlaşılmıştır. (7. HD’nin 2015/25890, 25891, 36411 ve 45422 E sayılı dosyaları)
Emsal dosyalarda Güvenlik-İş Sendikası, cevabi yazısında, ... Büyükşehir Belediyesi işyerinde feshe yakın tarihlerde 500 özel güvenlik personeli çalıştığını, 09.02.2014 tarihinde sendika tarafından yetki tespit başvurusunda bulunduklarını ve Bakanlıkça 27.03.2014 tarihli yazıyla sendikaya 391 çalışanın üye olduğu tespit edilerek yetki belgesi verildiğini, çıkarılan işçilerden 10 kişinin sendika üyesi olduklarını, bunların genel mali sekreter ..., denetleme kurulu başkanı ..., ... il temsilcileri ..., işyeri baştemsilcisi ...., işyeri temsilcisi ...olduklarını, diğer 4 kişinin de sendika adına çalışan aktif üyeler olduklarını, sendikanın yetki aldığı tarihten itibaren ... Büyükşehir Belediyesi yönetimi tarafından yapılan baskı ile 254 üyenin istifa ettiğini, 31.12.2014 tarihinde 117 sendika üyesinin işten çıkarıldığını, sendikadan istifa eden 254 işçinin halen çalıştığını, sendika üyeliklerinden istifaların Belediye yönetiminin değişmesinden sonra başladığını, sendikanın 17.07.2014 tarihinde alt işveren .... Şirketi ile toplu iş sözleşmesi görüşmelerine başladığını ancak hiçbir konuda anlaşma sağlanamadığını, 6356 sayılı Yasa gereği arabulucu atandığını, bu arada 6552 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesi ile ... Şirketinin kamu işveren sendikalarından ...'e yetki verdiğini, arabulucu nezaretinde yapılan toplantılara gerek kamu işveren sendikası olan ...., gerekse alt işveren ... Şirketinin katılmadığını, arabulucu raporunda anlaşmazlık tutanağı tutulduğundan 6356 sayılı Yasa gereği sendika tarafından Yüksek Hakem Kurulu Başkanlığına müracaat edildiğini ve Yüksek Hakem Kurulu tarafından 15.05.2014 tarihi ile 14.05.2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 09.12.2014 tarihli kararı ile toplu iş sözleşmesi bağıtlandığını belirtmiştir.
Hal böyle olunca eldeki dosyada da dinlenen davacı tanıklarının açık beyanlarından işyerinde sendika üyesi işçiler üzerinde baskı yapıldığı ve Dairemizce 2015/25890, 25891, 36411 ve 45422 E. sayılı dosyalarda davacı ile aynı tarihte iş akdi feshedilen sendika genel sekreter...ve işyeri sendika temsilcisi ....ve sendikanın genel denetleme kurulu başkanı ... ve işyeri baştemsilcisi.... hakkında yerel mahkemenin sendikal tazminat talebinin reddine dair kararının bozularak ortadan kaldırıldığı ve sendikal tazminata hükmedildiği, davacıların sendika kurucusu, genel sekreteri, denetleme kurulu başkanı ve işyeri baştemsilcisi olmaları ve davacının da aktif sendika üyesi işçiler arasında olduğunun tanıklarca beyan edilmesi karşısında davalı işveren tarafından yapılan feshin geçerli nedene dayanmadığı, yukarıda belirtilen mevcut delil durumu gözetildiğinde feshin sendikal nedenlerle yapıldığı ve davacının bu yönü kapsayan temyiz itirazlarının yerinde olduğu anlaşılmakla mahkemece sendikal nedenin ispatlanamadığının kabul edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre, sendikal tazminat talebinin reddedildiği gerekçesiyle yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre taraflar arasında bölünmesi ve davalılar lehine avukatlık ücretine hükmedilmesi de doğru olmamıştır.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun'un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen sebeplerle
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE, davacının alt işveren ... Hiz.Ltd. Şirketindeki işyerine İADESİNE,
3-6356 sayılı Yasanın 25/5.fıkrası uyarınca davacının işe başlatılması veya başlatılmaması şartına bağlı olmaksızın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili gereken tazminat tutarının işçinin 1 (bir) yıllık ücreti olarak belirlenmesine,
4-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davalılar tarafından müştereken ve müteselsilen davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine,
5-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 29,20 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 25,20 TL harcın mahsubuyla bakiye 4,00 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine'ye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 142,50 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, davalıların yaptığı yargılama giderinin üzerlerinde bırakılmasına,
7-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’ne göre 1.800,00 TL avukatlık ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider ve delil avanslarından varsa artan miktarının ilgilisine iadesine,
9-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harçlarının davalılara yükletilmesine, 05.05.2016 tarihinde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.















Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2016 Yılı Kararları” sayfasına dön