7. Hukuk Dairesi 2015/6807 E. , 2016/6259 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

7. Hukuk Dairesi 2015/6807 E. , 2016/6259 K.

'İçtihat Metni'
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak

YARGITAY İLAMI

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacı .... Devlet Hastanesinde 21/05/2007 tarihinden iş akdinin haksız ve ihbarsız feshedildiği 29/04/2013 tarihine kadar Bilgi İşlem Teknik Servisi biriminde aralıksız olarak çalıştığını ayrılırken alacaklarının ödenmediğini bildirerek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, 270 saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir.
Günlük çalışma süresinin onbir saati aşamayacağı Kanunda emredici şekilde düzenlendiğine göre, bu süreyi aşan çalışmaların denkleştirmeye tabi tutulamayacağı, zamlı ücret ödemesi veya serbest zaman kullanımının söz konusu olacağı kabul edilmelidir.
Yine işçilerin gece çalışmaları günde yedibuçuk saati geçemez (İş Kanunu, Md. 69/3). Bu durum günlük çalışmanın, dolayısıyla fazla çalışmanın sınırını oluşturur. Gece çalışmaları yönünden, haftalık kırkbeş saat olan yasal çalışma sınırı aşılmamış olsa da günde yedibuçuk saati aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti ödenmelidir. Dairemizin kararları da bu yöndedir.
Fazla çalışma yönünden diğer bir yasal sınırlama da, İş Kanununun 41 inci maddesindeki, fazla çalışma süresinin toplamının bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamayacağı şeklindeki hükümdür. Ancak bu sınırlamaya rağmen işçinin daha fazla çalıştırılması halinde, bu çalışmalarının karşılığı olan fazla mesai ücretinin de ödenmesi gerektiği açıktır. Yasadaki sınırlama esasen işçiyi korumaya yöneliktir.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde, 4857 sayılı Yasanın 68 inci maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin de dikkate alınması gerekir.
Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma miktarına göre taktir edilmelidir.
Davacı haftada 6 gün günde 12 saat çalıştığını ve aylık icap nöbetleri tuttuğunu iddia etmiştir.
Davalı davacının fazla mesai ücreti alacağının bulunmadığını savunmuştur.
Davacı tanıklarından .... sabah 07:30 da işe başlayıp akşam 20:00 - 21:00 saatlerine kadar çalıştıklarını , arıza olduğu zamanlarda pazar günü çalıştıklarını, davacı ile birlikte çalışırken 4 kişi olduklarını ayda 7 gün nöbet tuttuklarını , bu nöbeti işten çıktıktan sonra ertesi gün mesai saatine kadar icapçi olarak evde tuttuklarını ,arıza olması durumunda işyerine gittiklerini ,bu arızaların giderilmesinin ortalama 2 - 2,5 saat sürdüğünü beyan etmiş, diğer davacı tanığı .... sabah 08:00 da işe başlayıp akşam 19:00 - 20:00 saatlerine kadar çalıştıklarını , arıza olduğu zamanlarda pazar günü icapçı iseler çalıştıklarını, davacı ile birlikte çalışırken 4 kişi olduklarını ayda 7 gün nöbet tuttuklarını , bu nöbeti işten çıktıktan sonra ertesi gün mesai saatine kadar icapçi olarak evlerinde bulunarak tuttuklarını ,arıza olması durumunda işyerine gittiklerini, bu arızaların giderilmesinin ortalama 2-3 saat sürdüğünü beyan etmiştir.
Mahkeme davacının tanık beyanlarına göre haftanın 6 günü günde 12 saat 1.5 saat ara dinlenmesi yaparak haftada toplam 63 saat çalıştığını, 18 saat fazla mesai yaptığını kabul etmiştir.
Somut olayda her ne kadar mahkemece tanık beyanlarına göre hesaplama yapılarak davacının fazla mesai ücret alacağı hesaplanmışsa da davacının şikayeti üzerine ... Müfettişi tarafından davalı işyerinde yapılan inceleme sırasında davacı tanığı ...'in alınan ifadesinde fazla mesai hususunda farklı beyanlarda bulunduğu ve müfettiş tarafından da davalı işyerinde fazla mesai yapılmadığının tespit edildiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK'nun 31. maddesinde düzenlenen hakimin davayı aydınlatma ödevi gereği mahkemece bu hususlar üzerinde durularak davalı işyerinde çalışma düzeninin davacının çalıştığı dönemde de haftalık 45 saati aşıp aşmadığı hususları ve tanık ...'in ifadelerindeki çelişkiler giderilerek fazla mesai ücret alacağının hesaplanması gerekirken eksik incelemeyle hüküm kurulması hatalı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine,15/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2016 Yılı Kararları” sayfasına dön