7. Hukuk Dairesi 2015/5792 E. , 2016/4680 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

7. Hukuk Dairesi 2015/5792 E. , 2016/4680 K.

'İçtihat Metni'
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak

YARGITAY İLAMI

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacı davalı işyerinde 2008/Ocak-08.03.2013 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığını, iş akdini haklı nedenlerle feshettiğini, son 1 yıldır ücretlerinin düzenli ve zamanında ödenmediğini belirterek kıdem tazminatı izin ücreti , fazla mesai ücreti ve ücret alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İşçi ücretlerinin ödenmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 37 nci maddesine göre, işçiye ücretin elden ya da banka kanalıyla ödenmesi durumunda, ücret hesabını gösteren imzalı ve işyerinin özel işaretini taşıyan “ücret hesap pusulası” verilmesi zorunludur.
Uygulamada çoğunlukla “ücret bordrosu” adı altında belgeler düzenlenmekte ve periyodik ödemelerde işçinin imzası alınmaktadır. Banka aracılığı ile yapılan ödemelerde banka kayıtları da ödemeyi gösteren belge niteliğindedir.
Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de, para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir.
4857 sayılı Yasanın 32 nci maddesinde, “Çalıştırılan işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının özel olarak açılan banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenmesi hususunda tabi olduğu vergi mükellefiyeti türü, işletme büyüklüğü, çalıştırdığı işçi sayısı, işyerinin bulunduğu il ve benzeri gibi unsurları dikkate alarak işverenleri veya üçüncü kişileri zorunlu tutmaya, banka hesabına yatırılacak ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının, brüt ya da kanunî kesintiler düşüldükten sonra kalan net miktar üzerinden olup olmayacağını belirlemeye ... Bakanlığı, ... Bakanlığı ve ... sorumlu ... Bakanlığı müştereken yetkilidir. Çalıştırdığı işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını özel olarak açılan banka hesapları vasıtasıyla ödeme zorunluluğuna tabi tutulan işverenler veya üçüncü kişiler, işçilerinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaklarını özel olarak açılan banka hesapları dışında ödeyemezler” şeklinde kurala yer verilmiştir. Anılan hükme göre, belli koşulların varlığı halinde ödemeler işçi adına açılacak banka hesabına yatırılmalıdır.
Uzun süre ücretlerinin ödenmediği iddiası karşısında, işverence cevap dilekçesinde dayanılmak kaydıyla yemin teklifi hakkının olduğu hatırlatılmalı ve gerekirse bu yönde usulü işlemler tamamlandıktan sonra sonuca gidilmelidir. Dairemizce, çok uzun süre ücret ödenmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu belirtilerek, hakimce resen yemin teklifinde bulunulabileceği de kabul edilmektedir
Davacı son 1 yıldır ücretlerinin düzenli ve zamanında ödenmediğini, aylık 750.-TL olan ve her ayın 1 ile 5 arasında ödenmesi kararlaştırılan ücretlerinin zamanı geçtikten sonra ve bazı aylarda az, bazı aylarda fazla ödendiğini ve şubat ve mart ayı ücretinin ödenmediğini belirterek ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ise davacının ücretlerinin ödendiğini ve davacının ücret alacağının bulunmadığını savunmuştur.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının aylık net 750 TL ve günlük 25 TL ücretle çalıştığını davacıya 432 günlük çalışması için asgari geçim indirimiyle birlikte 11.716.35 TL ödenmesi gerektiği ancak dosyaya sunulan banka kayıtlarına göre davacıya 11.892.27 TL ödendiği anlaşılmakla davacının ücret alacağının bulunmadığı bildirilmiştir.
Bilirkişi raporuna karşı davacı vekili beyanında ücretlerin sonraki ay içinde ödendiğini, 2013 şubat ayı ücreti ile mart ayında çalıştığı 8 günün ücretinin ödenmediğini iddia etmiştir.
Davalı vekili ise rapora karşı beyanında davacının ücret alacağının bulunmadığını savunmuş, dilekçesinin ekinde 2013 yılı ocak, şubat ve mart ayına ait ücret bordrolarını sunmuştur.
Somut olayda mahkemece davacının ücret alacağının reddine karar verilmişse de davalı tarafından sunulan bordrolardaki ödemelerin davacı tarafından sunulan banka kayıtlarıyla uyuşmadığı , banka kayıtlarındaki ödemelerin hangi aya ait olduğu ve neden fazla ödeme yapıldığı tespit edilemediğinden mahkemece davacının maaş hesabının olduğu bankada bulunan tüm kayıtlarının ,tüm çalışma dönemini kapsayan bordrolarının ve ödeme belgelerinin getirtilerek davacının alacağının bulunup bulunmadığı tespit edilmeli, gerekirse işyeri kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılarak davacının ücret alacağının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeyle hüküm kurulması hatalı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 23.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.














Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2016 Yılı Kararları” sayfasına dön