7. Hukuk Dairesi 2015/33048 E. , 2016/1443 K.
'İçtihat Metni'
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1- Dosyadaki yazılara, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilamına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacı, iş sözleşmesinin haklı neden olmadan feshedildiğini bu nedenle hak etmiş olduğu kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı ile bir kısım ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacının aynı iş kolunda başka iş bulduğu için kendisinin ayrıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne verilmiştir. Karar taraflarca temyiz edilmiş ve Daremizin 2015/3195 E. 2015/1903 K. Sayılı kararı ile “ ...Somut olayda davacının ödenmeyen ücret alacaklarının ödenmesini iş verenden talep etmesi üzerine aralarında geçen tartışma sırasında davalı iş verenin “şartlar böyle kapı orada“ demesi üzerine işçinin iş yerini terk ettiği ve davacının fazla mesai ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti ve hafta tatili ücreti alacaklarının olduğu mahkemenin kabulündedir. Bu durumda taraflar arasındaki iş sözleşmesi işçi tarafından ve haklı nedene dayanarak feshedilmiş olduğundan kıdem tazminatının kabulü gerekirken reddi hatalıdır.” ve “...Dosyada mevcut ibranamenin çalışma olgusu devam ederken alınmış olduğu bu nedenle geçersiz olduğu anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ibranamenin imzalanma tarihi olan 01.07.2008'den sonraki ücret alacakları hesaplanmıştır. Oysa mahkemece yapılacak iş tüm çalışma dönemi için davacının ücret alacaklarının hesaplanarak yapılan ödemeler avans kabul edilmek suretiyle mahsubu ve çıkan sonuca göre davacının alacaklarını hüküm altına almaktır.” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkeme bozma kararına uymuş, ek hesap rapor aldıktan sonra yeniden davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Mahkemece bozma sonrası verilen kararın bozma ilamına uygun olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Öncelikle belirtmelidir ki 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda mahkeme yönünden o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine bozma kararında açıklanan hukuki esaslar çerçevesinde hüküm kurmak yükümlülüğü doğar. Bu hukuki aşama “usulü kazanılmış hak” olarak adlandırılır. Bu hukuki kurum mahkemeye hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esaslar ve istenilenler kapsamında yargılama usulünün, davanın sürüncemede kalmaması ve en az maliyetle bir an önce bitirilmesi amacına yönelik “usûl ekonomisi ilkesi” çerçevesindeki hükümleri ışığında, uyulan bozma kararı gereğinin yerine tam olarak getirilmemesi gerekçesiyle ikinci kez “BOZULMASINA” sebebiyet vermeyecek şekilde özenle işlem yapmak ve hüküm kurmak zorunluluğunu getirir. Uzun yıllardan beri Yargıtay'ın kökleşmiş, sapma göstermeyen uygulamaları ve öğretide benimsenen usulü kazanılmış hak müessesesi, usul hukukunun dayandığı vazgeçilmez ana temellerinden biridir.
Somut olayda mahkemece uyma kararı verilen Dairemiz bozma ilamında iş akdinin davacı işçi tarafından haklı nedenle feshedildiğinin kabulü ile kıdem tazminatına hükmedilmesi gerektiği ifade edilmiş olmasına, bu nedenle ihbar tazminatı yönünden önceki karar kesinleşmiş olmasına rağmen mahkemece ihbar tazminatına hükmedilmesi hatalıdır. Kaldı ki iş akdinin davacı işçi tarafından feshedildiği kabul edildiğine göre, her ne sebeple olursa olsun iş akdini fesheden tarafın ihbar tazminatına hak kazanamayacağı da açıktır. Mahkemece bu husus gözetilmeksizin ihbar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir.
3- Dairemiz bozma ilamında gösterilen bir diğer husus hizmet akdi devam ederken alınan ibranamenin geçerli sayılarak, ibranamenin ilgili olduğu dönemin dışlanmasının hatalı olduğu, bunun yerine ibranamede yazılı olan alacakların ilgili alacaklardan mahsup edilmesi gerektiğidir.
Mahkemece bozma kararından sonra alınan ek bilirkişi raporunda 01.07.2008 tarihli ibaranamede davacıya ödendiği anlaşılan kıdem tazminatı alacağının mahsubu yapılmış iken, yine ibranamede davacıya ödendiği anlaşılan fazla mesai ücretlerinin hesaplamada dikkate alınmadığı anlaşılmaktadır. Yapılacak iş dosya yeniden bilirkişiye tevdi edilerek, dosyada bulunan 01.07.2008 tarihli ibranamede davacıya ödendiği belirtilen alacakların mahsup edilerek çıkacak sonuca göre karar vermektir. Mahkemece bu hususa dikkat edilmeksizin hatalı bilirkişi raporunun hükme esas alınmak suretiyle karar verilmesi isabetsiz olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 27/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
7. Hukuk Dairesi 2015/33048 E. , 2016/1443 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 2 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat