7. Hukuk Dairesi 2015/24163 E. , 2016/1009 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

7. Hukuk Dairesi 2015/24163 E. , 2016/1009 K.

'İçtihat Metni'
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Dava Türü : Alacak

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, davalı işyerinde kepçe operatörü olarak çalışırken iş akdini ücretlerinin düzenli ödenmemesi nedeniyle haklı nedenle feshettiğinden bahisle kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiştir.
Davalı, davacının iş akdinin kendisinin sonlandırıldığını, tüm haklarının ödendiğini hiçbir alacağı olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının hizmet sözleşmesinin ihbar ve kıdem tazminatı gerektirmeyecek şekilde sona erdiği hususunun işverence ispat edilmesi gerekmekte olup davalı işveren tarafından bu husus ispatlanamadığından davacının iş akdinin haksız olarak sonlanması nedeniyle kıdem tazminatına hak kazandığı gerekçesiyle kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Anayasanın 141'nci maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297nci maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.
Somut olayda, davacı dava dilekçesinde, iş akdini haklı nedenle kendisinin feshettiğini beyan etmiş, tanıklar da bu hususu doğrulamıştır. Bu durumda iş akdini davacının haklı nedenle feshettiğinin kabulü gerekirken davalının haklı nedenle feshi ispat edemediği gerekçesiyle karar verilmesi olaya uygun olmayıp bozma nedenidir.
3- Davacının kıdeme esas çalışma süresi taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
İşverene ait bir ya da birkaç işyerinde belli bir süre çalışmış bir işçinin, işini kaybetmesi halinde, işinde yıpranması, yeni bir iş edinmede karşılaşacağı güçlükler ve işyerine sağladığı katkı göz önüne alınarak, geçmiş hizmetlerine karşılık işveren tarafından işçiye kanuni esaslar dahilinde verilen toplu paraya “kıdem tazminatı” denilmektedir. Kıdem tazminatının koşulları, hesabı ve ödeme şekli doğrudan İş Kanunlarında düzenlenmiştir.
Somut olayda davacı, 15.11.1993 tarihinden 06.06.2006 tarihine kadar davalı belediyede kepçe operatörü olarak çalıştığını bildirmiştir. Dinlenen davacı tanıkları davacının 2006 yılında işten ayrıldığını bildirmekle beraber yaklaşık da olsa bir tarih belirtmemişlerdir. Davacının SGK hizmet döküm cetvelinin incelenmesinde 15.01.2006 tarihine kadar davalı kurum yanında çalışmasının bildirildiği görülmektedir. Davalı ...'nin kamu kurumu olması, tüm iş ve işlemlerinin kayıt altında tutulmasının gerekliliği ve davacının 06.06.2006 tarihine kadar çalıştığı hususunu ispat edemediğinin anlaşılmasına göre, kıdem süresinin resmi kayıtlara itibarla belirlenmesi ve buna göre tüm alacakların yeniden hesabı gerekirken yazılı şekilde 15.11.1993 tarihinden 06.06.2006 tarihine kadar çalıştığı kabulü ile hüküm kurulması isabetsizdir.
4- Ayrıca davacıdan ücret alacağının hangi aylara ait olduğu açıklattırılmalı, sunulan bordrolar ile banka kayıtları karşılaştırılarak yapılan ödemeler belirlenerek alacağının olup olmadığı açıkça belirlenmelidir. Eksik inceleme ile ücret alacağının hüküm altına alınması hatalı olup bozma nedenidir.
O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 25/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.




Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2016 Yılı Kararları” sayfasına dön