7. Hukuk Dairesi 2016/31743 E. , 2016/21732 K


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

7. Hukuk Dairesi 2016/31743 E. , 2016/21732 K.

'İçtihat Metni'
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Dava Türü : İşe iade

YARGITAY İLAMI

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili davacının davalı ....’de 01.06.2005 tarihinden itibaren çalışmakta olduğunu, yönetici yardımcısı pozisyonunda 1. seviyede çalışmakta iken iş akdine son verildiğini, 26.08.2015 tanzim tarihli fesih bildiriminin müvekkiline 02.10.2015 tarihinde tebliğ edildiğini, fesih nedeni olarak müvekkilinin performansının düşük olduğunun iddia edildiğini, ancak iş bu gerekçenin gerçekte var olmadığından feshin geçerli sayılamayacağını, müvekkilinin işveren tarafından değerlendirme altında tutulan performansının 2013 yılına dek hep 'Beklenen Düzeyde', 'Beklenen Düzeyin çok üzerinde', 'Beklenen düzeyin üzerinde' şeklinde notlandırıldığını, yönetmekte olduğu portföyün kendisinden alındığını yeni bir portföy verildiğini, bu portföyün sıfırdan alınıp işlenmesi ve kâra geçilmesinin süreç aldığını, müvekkilinin izinli olduğu dönemlerde uygulamalarda bir takım değişiklikler olduğunu ve bu nedenle başarı notunun 2,75'e düşmesine neden olduğunu, ancak müvekkilin 2015 yılının ilk yarıyılında sicil notunun 3,18'e yükseldiğini ve beklenen başarı düzeyinin üzerinde olarak değerlendirildiğini, tüm bu nedenlerle iş akdinin feshinin geçersizliğinin tespiti ile işe iade edilmesine, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davacının iş akdinin İş Kanununun 17. ve 18. maddeleri hükümlerine göre feshedildiğini ve her türlü işçilik alacağının ödendiğini, bankanın kadro yapısının gözden geçirilmesi, iş süreçlerinin iyileştirilmesi, sistem kaynaklı verimlilik sağlanması, bazı bölümlerin kadrolarında azalma gerçekleştirilmesi sürecinde olduğu, feshin son çare olduğu ilkesinin gözetildiğini ancak davacının niteliklerinin başka bir birimde görevlendirilmesine imkan vermediğini, verilen kararın işverenin yönetim hakkı sınırları içinde olduğunu beyan ederek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının 2012 yılında hamilelik, 2013 yılında doğum ve doğumla ilgili izinler aldığı, 2013 ve 2014 yılı performansının başarısız bulunmasına rağmen, fesih öncesi yarıyıl notunun beklenen başarı düzeyinin üstünde olduğunun tespit edilmesinin davacı işçinin özel durumuna bağlı olumsuzlukları aştığına işaret ettiği, genel gidiş nazara alınmadan iki yıl olumsuz performans gösterilmesinin iş akdinin sona ermesi için yeterli olmayacağı, işveren tarafından eğitim vb. önlemlerin alındığına dair herhangi bir kanıtın dosyaya girmediği, fesih bildirimindeki sebepler ile cevap dilekçesindeki savunmanın farklı temellere dayandığı, bu durumun davacının şahsına dönük somut bir fesih gerekçesinden çok uygun sebeplerle kadro azaltımı fikriyle hareket edildiğini düşündürdüğü, hamilelik ve doğum koşullarını yaşayan bir kadın çalışanın bu durumu gözetilmeden soyut olarak başka çalışanların elde ettiği sonuçlarla mukayese edilemeyeceği, kaldı ki davacının da belirli alanlarda takdir ifadeleri ile karşılanan başarılar gösterdiği, davalı bankanın feshin geçerli ve haklı bir sebebe dayandığını ispat edemediği, feshin en son çare olduğu ilkesinin hayata geçirilmesi için çaba gösterildiğine dair bir arayışın dosyaya yansımadığı gerekçesiyle davalı işverence yapılan feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine, davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 4 aylık brüt ücret tutarında belirlenmesine, davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin gerektiğine karar verilmiştir.
4857 sayılı İş Kanununun 21. maddesi gereğince, mahkemece feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işçinin başvurusu üzerine işveren tarafından bir ay içinde işe başlatılmaz ise işçiye ödenmek üzere en az 4, en çok 8 aylık ücreti tutarında tazminatın belirlenmesi gerekir. Dairemizin yerleşik uygulaması gereği, iş güvencesi niteliğindeki bu tazminat işçinin kıdemi, fesih sebebi gibi olgular dikkate alınarak belirlenmelidir. Maddede belirtilen alt ve üst sınırlar aşılamaz. Üst sınırın aşılmasının tek istisnası 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 31. maddesindeki sendikal nedenle yapılan fesihlerdir.
Dosya içeriğine göre somut uyuşmazlıkta davacı işçinin davalı işverence gerçekleştirilen feshin geçerli nedene dayanmadığı anlaşıldığından feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesi isabetli olup davalının temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak davacı işçinin davalıya ait işyerinde 10 yıldan fazla çalıştığı dikkate alındığında, davacı işçinin kıdemine ve fesih nedenine göre mahkemece işe başlatmama tazminatının davacının 4 aylık ücreti tutarında belirlenmesi doğru bulunmamıştır. Bu tazminatın davacının 5 aylık ücreti oranında belirlenmesi dosya içeriğine uygun düşecektir.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3.maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile
1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının işe iadesine,
3-Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işvrence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 5 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4-Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin GEREKTİĞİNE,
5- Alınması gerekli 29,20 TL harçtan peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 1,50 TL harcın davalıdan alınarak Hazine'ye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan ilk masraf başvurma harcı 27,70 TL müzekkere, tebligat ve posta ücreti 64,60 TL olmak üzere toplam 92,30 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı kendisini vekili ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 1.800,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,


9- Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
10-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davacıya iadesine, davalıdan temyiz harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 21/12/2016 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.

















Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2016 Yılı Kararları” sayfasına dön