7. Hukuk Dairesi 2016/36210 E. , 2016/19744 K


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

7. Hukuk Dairesi 2016/36210 E. , 2016/19744 K.

'İçtihat Metni'


YARGITAY İLAMI

Davacı vekili, Dairemizin 03.05.2016 gün ve 2016/8622 Esas 2016/9846 Karar sayılı bozma kararının maddi hataya dayandığını ileri sürerek, maddi hatanın giderilmesi isteğinde bulunmuştur.
Dairemiz kararında maddi hata yapıldığına dair dilekçesinde davacı vekili özetle bozma ilamında duruşmaya katılmadığı tutanak altına alınan ve temyiz sebeplerinden bir kısmı kabul edilen davalı yararına vekalet ücreti takdirinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bozma ilamı içeriği ile bu durumun çelişkili olduğunu, vekalet ücretine ilişkin kısım yönünden hatalı kısmın ilamdan kaldırılması gerektiğini, bu nedenlerle Daire kararının maddi hataya dayandığını belirtmiştir.
Dosya ve eklerinin yeniden incelenmesinde, davalı vekilinin temyiz talebini duruşmalı olarak yapılmasını talep etmesi üzerine temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapıldığı ve duruşma için tebliğ edilen 03.05.2016 tarihinde belirlenen saatte davacı tarafın vekilinin duruşmaya katıldığı ancak temyiz eden davalı taraftan gelen olmadığı halde bozma ilamının sonuç kısmında sehven davalı yararına avukatlık ücreti takdir edildiği, Daire kararında maddi hata olduğu anlaşılmakla, Dairemizin 03.05.2016 gün ve 2016/8622 Esas 2016/9846 Karar sayılı bozma kararının ortadan kaldırılmasına karar verildi. Gereği konuşuldu, düşünüldü.
Taraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükmün süresi içinde taraflarca temyiz edilip, incelemenin Yargıtayca duruşmalı olarak yapılması davalı ...Ş. vekili tarafından istenilmekle, duruşma için tebliğ edilen 03.05.2016 Salı günü belirlenen saatte temyiz eden davacı ... vekili Av.... geldi. Temyiz eden davalı taraftan gelen olmadı. Gelenin huzuru ile duruşmaya başlandı. Duruşmada hazır bulunan tarafın sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyadaki belgeler incelendi. Gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilamına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde çalışırken iş akdinin sona erdiğini, çalıştığı süre içinde fazla mesai yaptığını, hafta tatillerinde milli bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, ancak ücretinin ödenmediğini iddia ederek bu alacakların %5 fazlalıkları ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini istemiştir.
Mahkemece istek kısmen hüküm altına alınmış, taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizin 03.10.2013 tarihli ilamı ile özetle ve sonuç olarak, fazla mesai, hafta tatili, milli bayram ve genel tatil ücreti alacak asıllarında yapılan 1/2 oranındaki hakkaniyet indiriminin fazla olduğu, alacaklara yasal faiz işletilmesi gerektiği, ayrıca ıslah ile istenen alacak kesimlerine dava tarihinden önce gerçekleşen temerrüt nedeni ile temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği gerekçeleri ile bozulmuştur.
Mahkeme bozma kararına uymuş, alacak asıllarındaki takdiri indirimi 1/3 oranında uygulamış, davanın yeniden kısmen kabulüne karar vermiştir. Bu karar da taraf vekillerinin temyizi üzerine davacının temyiz itirazları yerinde görülerek Dairemizin 10.03.2015 tarihli ilamı ile, “...2-Mahkemece fazla mesai, hafta tatili ve milli bayram ve genel tatil çalışma ücretlerinin %5 fazlalıkları, bu alacak asıllarında yapılan 1/2 indirimden sonra bulunan miktarlar esas alınarak belirlenmiş, daha sonra bundan da %95 oranında indirim yapılarak %5 fazlalıklar hüküm altına alınmıştır. Alacak asıllarında yapılan 1/2 oranındaki indirimin fazla olduğu hükmüne uyulan bozma ilamında belirlendiğine göre bu alacakların %5 fazlalıklarının tespitinde uygulanan 1/2 oranındaki indirimin de 1/3 olarak uygulanması gerekirken, alacak asıllarındaki hakkaniyet indiriminin 1/3 olarak uygulanması ile yetinilmesi, %5 fazlalıklardaki 1/2 indirimin 1/3 indirilmemesi hatalı olmuştur.
3-Hükmüne uyulan bozma ilamında alacakların ıslah ile istenen miktarlarına da temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği belirtildiği halde mahkemece ıslah ile istenen alacak miktarlarına bozma öncesindeki gibi ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi, hükmün 3 numaralı bendindeki hafta tatili ücret alacağının ıslah ile istenen miktarının hükümde yazılmaması doğru olmamıştır. “gerekçesi ile ikinci kez bozulmuştur.
Mahkeme ikinci bozma kararına da uymuş ve alacak asıllarında olduğu gibi, bu alacakların %5 fazlalıklarındaki takdiri indirimi de 1/3'e indirerek, ıslah ile istenen alacak miktarlarına 30.04.2009 tarihinden itibaren faiz işleterek kısmen kabul kararı vermiştir.
Milli bayram ve genel tatil çalışma ücretinin %5 fazlalık alacağının miktarı 14.628,89 TL olup bundan 1/3 +%95 takdiri indirim yapıldığında 487,62 TL alacağın hüküm altına alınması gerekirken, 243,82 TL olarak eksik miktarın hüküm altına alınması hatalı olmuştur.
3-Davacının (takdiri indirim nedeni ile reddedilenler hariç) reddedilen talebi toplam (1500,00 TL yıllık izin ücreti+1148,17 TL hafta tatili ücretinin ıslah zaman aşımından etkilenen miktarı olmak üzere) 2648,17 TL olup davalı yararına karar tarihindeki AAÜT'ne göre 1500,00 TL avukatlık ücreti yerine, takdiri indirim nedeni ile reddedilen miktarlar dikkate alınarak 9.837,22 TL olarak fazla avukatlık ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır.
4-Islah zamanaşımı dikkate alındığında talep edilebilir hafta tatili ücreti 4.932,35 TL olup bundan 1/3 oranında takdiri indirim yapıldığında hükmedilebilir hafta tatili ücreti 3.288,23 TL olduğu halde 4.053,68 TL toplam 83.367,58 TL hafta tatili %5 fazlalık alacağından 1/3 +%95 takdiri indirim yapıldığında hükmedilebilir alacak 2.778,92 TL olduğu halde 2.958,93 TL olarak fazlaya hükmedilmesi de bozma nedenidir.
5-Davacı vekili davalıya gönderdiği 21.10.2009 tarihli ihtarname ile dava konusu ettiği alacakların tahsilini talep ettiğinden, davalıyı temerrüde düşürdüğü açıktır. Nitekim ilk bozma kararında da ıslah ile istenen alacak miktarlarına bu ihtarname ile oluşan temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ancak mahkeme bu bozma kararının gereğini yerine getirmediğinden, karar ikinci kez Dairemizin 2014/17801 Esas sayılı karar ile bozulmuştur. Ancak mahkemenin ikinci bozma kararına uymasına rağmen alacakların ıslah ile istenen miktarlarına 21.10.2009 tarihli ihtarnameye göre belirlenecek temerrüt tarihi yerine, ihtarnamenin keşide ve tebliğ tarihinden çok önceki bir tarihten yani 30.04.2009 tarihinden itibaren faiz işletmesi doğru olmamıştır.
O halde tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Dairemizin 03.05.2016 gün ve 2016/8622 Esas 2016/9846 Karar sayılı BOZMA kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 21.11.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.









Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2016 Yılı Kararları” sayfasına dön