7. Hukuk Dairesi 2016/26554 E. , 2016/17845 K

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

7. Hukuk Dairesi 2016/26554 E. , 2016/17845 K.

'İçtihat Metni'
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi


YARGITAY İLAMI

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Davacı vekili, emeklilik sebebiyle iş akdinin son bulduğunu bu nedenle ödenmeyen kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklanan bir kısım ücret ve ikramiye alacakları ile yasadan kaynaklanan ilave tediye alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2- Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297'nci maddesi uyarınca, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı).
Somut olayda, davacı Toplu İş Sözleşmesinden doğan ücret alacakları ve ikramiye alacakları ile yasadan kaynaklı ilave tediye alacaklarını dava dilekçesinde ayrı ayrı talep etmiş ve ayrı ayrı ıslah etmiştir ve tüm bu alacaklar birbirinden ayrı alacak kalemleridir. Her bir alacak davası aynı zaman da bir tespit hükmü de içermektedir. Mahkemece hüküm altına alınan belirtilen alacaklar yönünden toplam rakam yazılmak suretiyle hüküm kurulmuştur. Ancak bu yazım tekniği, usul ve yasaya aykırıdır. Mahkemece her alacak ile ilgili ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir.
3-Kabul şekli bakımından da İşçilik alacaklarında uygulanması gereken faiz konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
İlave tediye alacağı yasadan kaynaklandığından, talep halinde temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmelidir. Toplu İş Sözleşmelerinde bulunan, 6772 sayılı Yasa maddesinin tekrarından ibaret hükümler, alacağın dayanağının ilgili Yasa olduğu gerçeğini değiştirmeyeceğinden, bu durumlarda dahi yasal faize karar verilmelidir.
Somut olayda, 6772 sayılı Yasadan kaynaklanan ilave tediye alacağı, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 34. maddesinin kapsamı dışında kalan ücret alacağı olmadığı gibi, Toplu İş Sözleşmesine de dayanılmadığı gözetildiğinde, bu alacak için dava ve ıslah tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır.
4-Taraflar arasında davacıya yapılan bir kısım ödemelerin alacak hesaplarında dikkate alınıp alınmayacağı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Dosya kapsamına göre, davalı ... tarafından düzenlendiği anlaşılan ancak davacı imzasına haiz olmayan 24.02.2016 tarihli 5.000,00 TL, 13.11.2015 tarihli 15.000,00 TL ve 16.09.2015 tarihli 10.000,00 TL tutarında olmak üzere toplamda 30.000,00 TL nin davacıya ödeme yapıldığını gösterir muhasebe işlem fişlerinin dosyaya sunulduğu görülmüştür. Bu itibarla belirtilen ödemelerin davacıya gerçekten yapılıp yapılmadığı ve yapıldı ise neye ilişkin olduğunun davalı ... kayıtlarından araştırılarak hüküm altına alınan alacaklardan mahsubu gerekip gerekmediğinin tespiti ile karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsizdir.
5-Yıllık izin ücretinin hesabı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
6100 sayılı HMK’nun 26. maddesinde hâkimin, tarafların talepleriyle bağlı olduğu, talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği belirtilmiştir.
Somut olayda, davacı dava dilekçesinde açıkça çalıştığı dönemde hak edipte kullanamadığı izinlerinden 402 günlük izin ücretinin emekli olduğu 14.10.2014 tarihinde kendisine ödenmediğini iddia ederek yıllık izin ücret talebinde bulunduğu halde HMK’nun 26.maddesine aykırı bir biçimde talep aşılarak, davacının 432 günlük yıllık izin ücretinin ödenmediğinin tespiti ile hesaplama yapılan bilirkişi raporu hükme esas alınarak karar verilmiş olması da ayrı bir bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 31/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.








Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2016 Yılı Kararları” sayfasına dön