7. Hukuk Dairesi 2016/20956 E. , 2016/17423 K


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

7. Hukuk Dairesi 2016/20956 E. , 2016/17423 K.

'İçtihat Metni'
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatıyla)


YARGITAY İLAMI

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Davacı, çalıştığı süre içerisinde 08.00 - 16.00 saatleri arasında mesai yapması gerektiğini, ancak çoğunlukla saat 16.30 veya 17.00'de paydos ettiğini, haftanın 6 günü bu şekilde çalıştığını, buna ilaveten vardiya nöbeti tuttuğunu, 1. vardiyanın 24.00 - 08.00, 2. vardiyanın 08.00 - 16.00, 3. vardiyanın ise 16.00 - 24.00 saatleri arasında uygulandığını, bu şekilde haftada en az 1, ayda en az 4 vardiya nöbeti tutarak 32 saat fazla çalıştığını, 05/01/1987 - 15/05/2007 tarihleri arasında hak ettiği mesai ücretlerinin ödendiğini, ancak 15/05/2007 - 14/01/2011 tarihleri arasında hak ettiği mesai ücretlerinin ödenmediğini iddia ederek fazla mesai ücreti alacağını talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 41'inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, fazla çalışma saat ücreti, normal çalışma saat ücretinin yüzde elli fazlasıdır. İşçiye fazla çalışma yaptığı saatler için normal çalışma ücreti ödenmişse, sadece kalan yüzde elli kısmı ödenir.
Kanunda öngörülen yüzde elli fazlasıyla ödeme kuralı nispi emredici niteliktedir. Tarafların sözleşmeyle bunun altında bir oran belirlemeleri mümkün değilse de, daha yüksek bir oran tespiti olanaklıdır.
Fazla çalışma ücretinin son ücrete göre hesaplanması doğru olmayıp, ait olduğu dönem ücretiyle hesaplanması gerekir. Yargıtay kararları da bu yöndedir. Bu durumda fazla çalışma ücretlerinin hesabı için işçinin son ücretinin bilinmesi yeterli olmaz. İstek konusu dönemler açısından da ücret miktarlarının tespit edilmesi gerekir. İşçinin geçmiş dönemlere ait ücretinin belirlenememesi halinde, bilinen ücretin asgari ücrete oranı yapılarak buna göre tespiti gerekir. Ancak işçinin işyerinde çalıştığı süre içinde terfi ederek çeşitli unvanlar alması veya son dönemlerde toplu iş sözleşmesinden yararlanılması gibi durumlarda, meslek kuruluşundan bilinmeyen dönemler için ücret araştırması yapılmalı ve dosyadaki diğer delillerle birlikte değerlendirmeye tabi tutularak bir karar verilmelidir.
Somut olayda davacı 08.00 - 16.00 saatleri arasında mesai yaptığını ancak çoğunlukla 16.30 veya 17.00'de işin bittiğini, haftanın 6 günü bu şekilde çalıştığını, buna ilaveten vardiya nöbeti tuttuğunu, 1. vardiyanın 24.00 - 08.00, 2. vardiyanın 08.00 - 16.00, 3. vardiyanın ise 16.00 - 24.00 saatleri arasında uygulandığını, bu şekilde haftada en az 1, ayda en az 4 vardiya nöbeti tutarak 32 saat fazla çalıştığını, 05/01/1987 - 15/05/2007 tarihleri arasında hak ettiği mesai ücretlerinin ödendiğini ancak 15/05/2007 - 14/01/2011 tarihleri arasında hak ettiği mesai ücretlerinin ödenmediğini iddia etmiş, davalı ise davacının talep ettiği alacakların zamanaşımına uğradığını, vardiya çizelgesinde yer alan davacının hak ettiği alacakların ödendiğini, herhangi bir hak veya ücret kaybının bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının fazla mesai alacağı dosyada bulunan puantaj kayıtları ve bordrolara göre Pazar günü çalışmaları üzerinden hesaplanmıştır. Hesaplama fazla çalışma değil hafta tatili ücreti talebi varmış gibi 2 kat yevmiye üzerinden yapılmıştır. Davacının hafta tatili çalışmalarının günlük 7,5 saat sürdüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının sadece fazla mesai ücreti talebi olduğu, hafta tatili talebi olmadığı da dikkate alınarak hafta tatilinde yaptığı 7,5 saatlik çalışma için normal çalışma saat ücretinin yüzde elli fazlası üzerinden hesaplama yapılması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüzde yüz fazlası ile hesaplama yapılması hatalı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 24/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.








Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2016 Yılı Kararları” sayfasına dön