7. Hukuk Dairesi 2016/17082 E. , 2016/16185 K


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

7. Hukuk Dairesi 2016/17082 E. , 2016/16185 K.

'İçtihat Metni'
Mahkemesi :İş Mahkemesi
YARGITAY İLAMI


Taraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükmün süresi içinde taraflarca temyiz edilip, incelemenin Yargıtayca duruşmalı olarak yapılması davacı ... vekili tarafından istenilmekle, duruşma için tebliğ edilen 11.10.2016 Salı günü belirlenen saatte davacı ... vekili Av.... ... geldi. Temyiz eden davalı taraftan gelen olmadı. Gelenin huzuru ile duruşmaya başlandı. Duruşmada hazır bulunan tarafın sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyadaki belgeler incelendi.
1-Dosyadaki yazılara, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilamına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının yerinde olmaması nedeni ile reddine,
2-Davacı vekili, davalı firma bünyesinde depo sorumlusu olarak 16.12.2009 tarihinden itibaren çalıştığını, fazla çalışma ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle sona erdirdiğini, fazla mesai yaptığını, yıllık izinlerini kullanmadığını, milli bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, son aya ait ücretinin ödenmediğini iddia ederek kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının alacaklarının zamanaşımına uğradığını, davacının her hangi bir hak ve alacağı olmadığından kıdem tazminatı talebinin yerinde olmadığını, davacının depo sorumlusu olarak işyerinde çalıştığını, davacıya hak ettiği genel tatil ve fazla çalışma ücretlerinin bordro karşılığı ödendiğini, davacının Mayıs 2013 ayı ücretinin 07.06.2013 tarihinde davacının banka hesabına ödendiğinden bahisle davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş tarafların temyizi üzerine Dairemizin 12.05.2015 tarihli ilamı ile, “2-...Somut olayda davacı 21/10/2013 tarihli delil listesinde işyeri giriş çıkış kayıtlarına dayanmıştır. Yargılama aşamasında davacının taleplerine rağmen giriş çıkış kayıtları dosyaya sunulmamıştır. Davacının temyiz aşamasında başka bir dosyaya davalı tarafından sunulması nedeni ile elde edilen giriş çıkış kayıtları değerlendirilerek fazla çalışma alacağı hakkında hüküm kurulması gerektiği yönünden kararın bozulması gerekmiştir.
3.Davacı davasını 23/05/2013 tarihinde açmıştır. Davalı davacının ulusal bayram genel tatil alacağını dava tarihinden sonra 07/06/2013 tarihinde ödemiştir. Davacının ulusal bayram genel tatil alacağı dava tarihinden sonra ödendiğinden konusu kalmayan ulusal bayram genel tatil alacağına ilişkin dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek ve yargılama giderleri ile avukatlık ücretini buna göre belirlemek gerekirken bu alacağa ilişkin talebin reddine karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
4.Kabule görede fazla çalışma alacağından %60 hakkaniyet indirimi yapılması hakkın özüne aykırı olup isabetli olmamıştır.” nedenleri ile bozulmuştur.
Mahkeme bozma kararına uymuş fazla mesai ücretinin hesaplanması açısından ek hesap raporu almış fazla mesai ücretinde 1/3 indirim yaparak alacakları tekrar hüküm altına almıştır.
Hükmüne uyulan bozma ilamı sonrasında, davacının fazla mesai ücreti 16.12.2009-07.06.2010 tarihleri arasındaki dönem için giriş çıkış saatlerinin kayıtlarda yazılı olmaması nedeni ile tanık anlatımlarına geri kalan hesap dönemi bakımından ise giriş çıkış kayıtlarına göre hesaplanmıştır. Görüldüğü üzere, fazla mesai ücretinin tamamı tanık beyanlarına göre hesaplanmamıştır. Bu itibarla fazla mesai ücretinin tümü üzerinden takdiri indirim yapılması doğru olmamıştır. Kayda dayanmayan, tanık beyanlarına göre hesaplanan fazla mesai ücretinden takdiri indirim yapılmalı, daha sonra kayda dayanan dönem için hesaplanan fazla mesai ücreti ile toplanarak bulunacak fazla mesai ücreti hüküm altına alınmalıdır. Hal böyle iken, kayda dayanan dönem fazla mesai ücretinden de takdiri indirim yapılması hatalı olmuştur.
3-Davacı vekili yıllık izin ücretinin hüküm altına alınmasını talep etmiş bozma öncesi hazırlanan bilirkişi raporunda 22 gün yıllık izin kullandığı, 20 günlük yıllık izin ücretinin 2013 yılı Mayıs ayı bordrosunda tahakkuk ettirilerek ödendiği ve bu hali ile davacının 3 yıllık 42 günlük yıllık izinlerinin tamamını kullandığı belirtilmiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu benimsenerek yıllık izin ücret talebinin reddine karar verilmiş davacı vekili yıllık izin ücretinin dava tarihinden sonra ödendiğini, bu nedenle talebin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, davanın konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmemesi gerektiğini temyize getirmiştir. Mahkeme kararının, Dairemizce 12.05.2015 tarihinde yapılan duruşmalı temyiz incelemesi sırasında milli bayram ve genel tatil çalışma ücreti bakımından kararın bu nedenle bozulmasına rağmen, sehven yıllık izne ilişkin temyiz itirazının atlandığı, bu hususun da bozma nedeni yapılması gerekirken, gözden kaçırıldığı anlaşılmıştır.
Maddi hataya dayanan bozma ya da onama kararlarının kazanılmış hak teşkil etmeyeceği, maddi hatanın düzeltilmesinin her zaman istenebileceği yerleşik uygulama olduğundan, Dairemizce daha önce bozma kararı verilmesi sırasında gözden kaçırılan bu temyiz nedeninin incelenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Buna göre, davacı vekili yıllık izin talebinde bulunmuş davalının sunduğu belgelere göre 22 gün yıllık izin kullanan davacının bakiye 20 günlük yıllık izin ücreti 2013 yılı Mayıs ayı bordrosu ile tahakkuk ettirilerek dava tarihi olan 23.05.2013 tarihinden sonra dava devam ederken 07.06.2013 tarihinde banka hesabına yatırılarak ödenmiştir. O halde yıllık izin ücreti bakımından da, davanın konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek yargılama gideri ve vekalet ücretini buna göre belirlemek gerekirken, yazılı şekilde talebin reddine karar verilerek redde göre hükmün ferileri ile ilgili karar tesisi doğru olmamıştır.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında kendini vekille temsil ettiren davacı taraf yararına takdir olunan 1.800,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıya yükletilmesine, 11.10.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.



Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2016 Yılı Kararları” sayfasına dön