7. Hukuk Dairesi 2016/18103 E. , 2016/12978 K.
'İçtihat Metni'
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, iş akdinin sendikal nedenle feshedildiğini öne sürerek feshin geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesine karar verilmesini ve sendikal fesih nedeniyle tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Davalı vekili, iş akdinin davacının davranışlarına dayalı olarak geçerli nedenle feshedildiğini, sendikal tazminat talebinin yerinde bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı işverence feshin geçerli olduğunun ispatlanamadığı, feshin geçersiz olduğu ve sendikal nedenle yapıldığı gerekçesiyle davacının işe iadesine, sendikal tazminat talebinin de kabulüne karar verilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18.maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun “sendikaya üye olup olmama hürriyetinin teminatı” başlıklı 31.maddesini üçüncü fıkrasına göre işveren, bir sendikaya üye olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında işin sevk ve dağıtımında, işçinin meslek iilerlemesinde, işçinin ücret, ikramiye ve primlerinde, sosyal yardım ve disiplin hükümlerinde ve diğer hususlara ilişkin hükümlerin uygulanması veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayırım yapamaz beşinci fıkrasına göre işçiler, sendikaya üye olmaları ve olmamaları, iş saatleri dışında veya işverenin rızası ile iş saatleri içinde, işçi sendika veya konfederasyonlarının faaliyetlerine katılmalarından dolayı işten çıkarılamaz. Aynı maddenin altıncı fıkrasına göre ise sendika üyeliği veya sendikal faaliyetlerden dolayıiş sözleşmesinin feshi halinde ise, İş Kanununun 18,19,20 ve 21'nci madde hükümleri uygulanır. Ancak İş Kanununun 21'nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ödenecek tazminat işçinin bir yıllık ücret tutarından az olamaz.
Dosya içeriğine göre fesih için geçerli bir nedenin varlığı davalı işverence kanıtlanmadığından mahkemece feshin geçersizliğine karar verilmiş olması isabetlidir.
Ancak feshin sendikal nedene dayanıp dayanmadığı hususunda yapılan araştırma ve inceleme yetersizdir. Dosya içeriğine göre, davacının sendikaya üyelik tarihinin 2013 yılında olduğu, feshin ise 2015 yılı içerisinde gerçekleştiği görülmektedir. Mahkemece, ... ...yetki tespiti dosyasının getirtilmediği, bu hususta sendikanın cevabi yazısı ile yetinildiği sendikanın cevabi yazısına göre yetki başvurusunun 28.08.2013 tarihinde yapıldığı, davalı işverenin yetki tespitine itiraz davası açtığı, İş Mahkemesi’nin 2014/264 E ve 2014/552 K sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. İş Mahkemesi’nin sözü edilen kararının UYAP ortamında yapılan sorgulamasında, davanın reddine ilişkin bu kararın Yargıtay 9. HD’nin 2015/3126 E- 2015/6377 K sayılı ilamı ile onandığı görülmüştür.
Her ne kadar, mahkemece sendikaya yazılan müzekkerede, istifa edenlerden çalışan olup olmadığı da sorulmuş ise de, sendikanın bu hususta bir cevap vermediği, mahkemece bu hususun araştırılmadığı görülmektedir.
Öte yandan, mahkemece ...’dan fesihten önce ve sonraki işçi hareketleri de getirtilmemiştir. ...’ya yazılan müzekkere cevabı ekinde gönderilen dönem bordrolarının sadece çalışan sayısını içerdiği, ayrıntılı dönem bordrosu istenilmediği ve gönderilmediği görülmektedir. Mahkemece, sadece fesih ayındaki çalışan sayısı sorulmuş gelen cevabi yazıda ise fesih ayı ve öncesine ait rakamsal olarak çalışan kişi sayısını gösterir dönem bordrosu sunulmuştur. Bu dönem bordrosunun incelenmesinde davalı işyerinde 2015 yılı Şubat ayında 109, Ocak ayında 109, 2014 yılı Aralık ayında 110, Kasım ayında 109, Ekim ayında 110, Eylül ayında 114 işçi çalıştığı, fesihten sonraya ait dönem bordrosu bilgilerinin ise gönderilmediği görülmektedir.
Davalı işverenin mahkemeye yazdığı müzekkere cevabından ise, fesihten 4 ay önce işten ayrılan bir kişi olduğu, fesihten 4 ay sonrasında ise işten ayrılan bulunmadığı bildirilmiştir. UYAP ortamında yapılan araştırma ve incelemede Hakan Şahin isimli belirtilen işçinin de iş akdinin işverence sonlandırıldığı, davacının sendikal neden iddiasıyla dava açtığı, mahkemece, sendikal tazminat talebinin reddine karar verildiği, davacı temyizi üzerine kararın Dairemizce sendikal neden araştırması yönünde bozulduğu anlaşılmıştır. (7. HD-2015/36060 E- 2016/1476 K)
Temyiz aşamasında davalı vekilince sunulan flash belleğin incelenmesinde, işyeri yetkilisi olduğu anlaşılan şahsın işçilerle yaptığı toplantıda, “işyerinde 70 civarında sendika üyesi olduğunu, sendikanın yetki tespiti aldığını, ... kendilerine 9. ayın 11’inde (yılı belli değil), bu yetki tespitini bildirdiğini, işverenin de yasal hakkını kullanarak yetkiye itirazda bulunduğunu, bunun bir süreç olduğunu, hep birlikte beklemeleri gerektiğini, sendikaya üye olan ve olmayanların bu süreçte birbirlerine karşı saygılı ve anlayışlı olmaları gerektiğini, kimsenin kimseye baskı hakkının olmadığını, çalışma huzurunu bozan hareketlere girilmemesini temenni ettiklerini, her zamanki gibi aynı özenle çalışmalarına devam etmeleri gerektiğini” bildirdiği anlaşılmıştır.
Sendikanın işyerinde ilk olarak örgütlenmeye başladığı 2013 yılında yapılan fesihlere ilişkin olarak feshin sendikal nedenle yapıldığından bahisle açılan işe iade davalarında Dairemizce verilen onama kararları bulunmaktadır.(Örneğin 2015/11941 E)
Mahkemece, çalışanlar arasında sendikal ayırımcılık yapıldığı, sendikalı çalışanların çalışma şartlarının ağırlaştırıldığı tespit edilmiştir. Bu hususta, davacı tanıklarının beyanları dışında dosyada bilgi-belge bulunmamakla birlikte husumetli olmayan davacı tanıkları dahi davalı işverenin sendikal ayırımcılık ve baskı uyguladığını doğrulamışlardır. Buna göre davacı tanıkları, ücretlere zam yapılması hususundaki sendikal ayırımcılığın yanı sıra davalı işverenin tuvaletlere kamera ve turnike yerleştirdiği, sendikalı işçilerin tuvaletlerde kalma süresinin sınırlandırılarak haklarında tutanak düzenlendiği, 15-20 tane sendika üyesi işçinin salt bu nedenle tuvalette kalma süresi gerekçe gösterilerek iş akdinin feshedildiğini beyan etmişlerdir. Dairemize temyiz incelemesi için gönderilen 6 adet dosyanın, davalı işyerinde 2015 yılı Şubat ayı ve sonrasında yapılan fesihlere ilişkin olduğu, bu dosyalardan bir tanesi dışında, sözü edilen nedenle, davacıların 1(bir) günlük çalışma süresinde tuvalette kalma sürelerinin toplam 30 dakikayı geçmesi nedeni ile fesih yapıldığı, bu hususta tutulmuş bir tutanak ya da tespit yazısı bulunmadığı, savunma talebi ve fesih yazısı içeriklerinde 33 dakika 36 dakika gibi tuvalette kalma sürelerine yer verildiği görülmektedir.
Mahkemece, ayrıca davalı işyerinde yetki alınması aşamasından sonra istifa ve işten çıkarmaların azaldığı da tespit edilmiş olup bu husus dosyada mevcut dönem bordroları ile uyumlu ise de, bu hususun net bir şekilde tespiti için fesih öncesi ve sonrası tüm işçi hareketlerinin getirtilmesi gerekmektedir.
O halde, mahkemece, ... ...yetki tespiti dosyası ve yetki dökümü ...’dan ise fesihten 6 ay öncesi ve sonrasına ait ayrıntılı işçi hareketleri getirtilmeli, üyelikten istifa edenlerden davalı işyerinde halen çalışan olup olmadığı, yetki tespitinden sonra ve fesihten sonra işten çıkarılanlar ile işe alınanların sendikalılık durumlarının ne olduğu araştırılmalıdır. Feshin sendikal nedene dayanıp dayanmadığı hususunun kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması için belirtilen yönlerden gerekli araştırmaya gidilmeli ve toplanacak deliller dosya içeriği ile yeniden bir değerlendirmeye tabi tutularak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de, hüküm fıkrasında “Feshin sendikal nedenle olduğu anlaşıldığından 6356 sayılı Kanunun 25/5 maddesi gereğince davacının 1 yıllık ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine” şeklinde eda hükmü kurulması hatalı olmuştur. Feshin geçersizliği istemi tespit niteliğinde olduğundan, boşta geçen süre için ücret ve diğer hakların miktar belirtilmeksizin, hüküm altına alınması ve ödenmesi gerektiğinin tespiti ile yetinilmesi gerekir. Tespit davalarında yalnızca tespit hükmü verilir, eda hükmü verilemez. Ayrıca, davacı vekili tarafından dava dilekçesinde “işçinin başvurusu, işe başlatması veya başlatmaması şartına bağlı olmaksızın” denilmesine rağmen hüküm fıkrasında bu ifadeye yer verilmemesi de hatalıdır. Bozma nedenine göre, bu hususlar bu aşamada bozma nedeni yapılmamış hataya değinilmekle yetinilmiştir.
SONUÇ Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 09.06.2016 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.
7. Hukuk Dairesi 2016/18103 E. , 2016/12978 K
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 29 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 60 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 29 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat