7. Hukuk Dairesi 2016/4570 E. , 2016/10273 K.
'İçtihat Metni'
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : İşe İade
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalılar vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, asıl işveren davalı ... bünyesinde şoför olarak çalışmaya başladığını, asıl işverenin aynı olmasına rağmen değişen taşeronlar bünyesinde en son davalı şirkette çalıştığını, iş aktinin herhangi bir yazılı bildirim yapılmaksızın feshedildiğini, feshin asıl nedeninin sendikal faaliyet olduğunu belirterek feshin geçersizliğine ve işe iadesine, işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı İdare vekili, husumet yöneltilemeyeceğini savunmuş, davalı şirket vekili ise davacı ile karşılıklı anlaşılarak iş aktinin sona erdirildiğini ve davacının kıdem ve ihbar tazminatının da davacının banka hesabına yatırıldığını, sendika üyeliği konusunda hiçbir şekilde baskı yapılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalı işveren tarafından yapılan feshin geçerli nedene dayanmadığı, feshin asıl nedenin sendikal neden olduğu, üst işverenin işe iade yükümlülüğünün alt işverenle birlikte müşterek sorumluluğunun bulunmadığı gerekçeleriyle davalı İdare yönünden davanın husumetten reddine karar verilmiş iken davalı şirket yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiştir.
4857 sayılı İş Kanununun 2/6 son cümlesi uyarınca asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden alt işverenle birlikte sorumludur. 4857 sayılı İş Kanunu ile asıl işverenin, bu Kanundan, iş sözleşmesinden ve alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden sorumlu tutulması şeklindeki düzenleme, asıl işverenin sorumluluğunun genişletilmesi olarak değerlendirilmelidir. Bu durumda, ihbar, kıdem, kötüniyet ve işe iade sonucu işe başlatmama tazminatları ile ücret, fazla çalışma, hafta tatili, bayram ve genel tatili, yıllık izin, ikramiye, pirim, yemek yardımı, yol yardımı gibi tüm işçilik haklarından birlikte sorumluluk esastır. Kanunun kullandığı “birlikte sorumluluk” deyiminden tam teselsülün, dolayısı ile müşterek ve müteselsil sorumluluğun anlaşılması gerekir.
Feshin geçersizliği ve işe iade davasının alt ve asıl işveren ilişkisinde, her iki işverene birlikte açılması halinde, davacı işçi alt işveren işçisi olduğundan feshin geçersizliği ve işe iade yükümlülüğü alt işverenindir. Asıl işverenin iş ilişkisinde sözleşmenin taraf sıfat bulunmadığından, asıl işverenin işe iade yönünde bir yükümlülüğünden sözedilemez. Asıl işverenin işe iade kararı sonrası işçinin işe başlamak için başvurması ve alt işverenin işe almamasından kaynaklanan işe başlatmama tazminatı ile dört aya kadar boşta geçen süre ücretinden yukarda belirtilen hüküm nedeni ile alt işverenle birlikte sorumluluğu vardır.
Öncelikle yazılı bir fesih bildiriminin olmaması ve haklı neden savunması da bulunmaması karşısında feshin geçersiz olduğu, feshin asıl nedenin de sendikal nedenler olduğu açık olduğundan mahkemece sendikal nedenle fesih yapıldığına dair kabulü yerinde olup davalıların bu yöne ilişen temyiz nedenleri yerinde değildir.
Ancak kabule göre dava ve karar tarihinde yürürlükte olmayan 2821 sayılı Yasa hükmünün uygulanması hatalı ise de davacının şarta bağlı olarak işe başlatmama tazminatı ( mahkeme kararının uygulanmaması halinde feshin sendikal nedenle yapıldığı dikkate alınarak 1 yıllık ücretinden az olmamak üzere sendikal tazminat talep edilmişti ) talep etmiş olması nedeniyle bu eksikliğin sonuca etkili olmadığı görülmüştür. Dava ve karar tarihi itibariyle yürürlükte olan 6356 sayılı Yasa hükümleri gereği tazminatın şarta bağlı hükmedilemeyeceği açıksa da davacının tazminat talebini şarta bağlı olarak talep etmesi nedeniyle talebi aşılamayacağından hüküm fıkrasında tazminat şarta bağlı olarak belirlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece davalılar arasında asıl-alt işveren ilişkisi kabul edilmesine rağmen asıl işveren yönünden davanın husumetten reddine karar verilmesi hatalıdır. Davacının asıl işverene ait işyerine değil alt işveren işyerine işe iadesine karar verilmesi isabetli ise de asıl işverenin, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu Toplu İş Sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden alt işverenle birlikte sorumlu olacağı kuralı dikkate alınarak işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücretinden birlikte sorumlu tutulmaları gerekirken alt işverene iadesine karar verildikten sonra işe iadenin maddi sonuçlarından asıl işverenin alt işverenle birlikte sorumlu tutulmaması ve asıl işveren yönünden husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesi hatalı olup davacı ile davalı şirket vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları kabul edilerek kararın bozulması gerekmiştir.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile
1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davalı alt işveren... Tic. A.Ş. tarafından gerçekleştirilen feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının adı geçen davalı alt işveren şirket işyerine İŞE İADESİNE,
3-Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı alt işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminattan her iki davalının birlikte sorumlu olmak kaydı ile miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 1 yıllık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4-Davacı işçinin işe iadesi için davalı alt işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilinin GEREKTİĞİNE,
5-Peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 1,50 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine'ye gelir kaydına,
6-Davacının yapmış olduğu toplam 162,00 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalıların yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'ne göre 1.800,00 TL avukatlık ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
9-Aşağıda yazılı temyiz harcının davalı Belediyeye yükletilmesine, temyiz harçlarının istek halinde davacı ile davalı şirkete iadesine, 09/05/2016 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.
7. Hukuk Dairesi 2016/4570 E. , 2016/10273 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 36 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat