7. Hukuk Dairesi 2015/1649 E. , 2016/9552 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

7. Hukuk Dairesi 2015/1649 E. , 2016/9552 K.

'İçtihat Metni'
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, davacının öğretici vasfı ile 14.01.1994-15.09.2013 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığını, iş akdinin 1475 sayılı Yasanın 14/1-5 bendi gereğince müvekkili tarafından sona erdirildiğini, ancak hak ettiği tazminatın ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatının tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının tüm taleplerinin zamanaşımına uğradığını, kısmi dava açılmasının hukuka aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davaya bakmaya adli yargı yeri değil idari yargı yeri görevli olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin yargı yolu yanlışlığı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki çözümlenmesi gereken husus davacı öğretim görevlisi ile davalı Üniversite arasındaki ilişkinin iş ilişkisine mi, yoksa statü hukukuna mı dayandığıdır.
Anayasa’nın 128/1 maddesine göre “Devletin, kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği aslî ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür”. Kamu görevlilerinin kim olduğu ise 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4. maddesinde açıklanmış, “Kamu hizmetlerinin memurlar, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle gördürüleceği” belirtilmiştir.
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 31. maddesinde, üniversitelerde görev yapacak öğretim görevlilerinin görevlendirme şekli belirtilmiştir. Buna göre “Öğretim görevlileri üniversitelerde ve bağlı birimlerinde bu Kanun uyarınca atanmış öğretim üyesi bulunmayan dersler veya herhangi bir dersin özel bilgi ve uzmanlık isteyen konularının eğitim - öğretim ve uygulamaları için, kendi uzmanlık alanlarındaki çalışma ve eserleri ile tanınmış kişiler, süreli veya ders saati ücreti ile görevlendirilebilirler. Öğretim görevlileri, ilgili yönetim kurullarının görüşleri alınarak fakültelerde dekanların, rektörlüğe bağlı bölümlerde bölüm başkanlarının önerileri üzerine ve rektörün onayı ile öğretim üyesi, öğretim üye yardımcısı ve öğretim görevlisi kadrolarına atanabilirler veya kadro şartı aranmaksızın ders saati ücreti veya sözleşmeli olarak istihdam edilebilirler. Öğretim üyesi kadrolarına öğretim görevlileri en çok iki yıl süre ile atanabilirler bu süre sonunda işgal ettikleri kadroya başvuran öğretim üyesi bulunmadığı ve görevlerine devamda yarar görüldüğü takdirde aynı usulle yeniden atanabilirler. Atanma süresi sonunda görevleri kendiliğinden sona erer. Bunların yeniden atanmaları mümkündür”. 36. madde de Öğretim elemanlarının (ki içinde öğretim görevlileri de vardır), üniversitede devamlı statüde görev yapacakları belirtilmiştir.
Uyuşmazlık Mahkemesi 18.03.1985 gün ve 1985/2 Esas, 1985/8 Karar sayılı kararında açıkça, Devlet Üniversitesinin, kamu hizmeti gören ve kanunla kurulmuş bir kamu kurumu olduğunu, davacı öğretim görevlisinin ise bu kamu kurumunda çalışan ve kamu hizmetini yürüten bir kamu görevlisi olduğunu, ancak davacının bu görevi neye istinaden yürüttüğünü, yani bu kamu görevinde ne şekilde istihdam edildiğinin açıklığa kavuşturulması gerektiğini vurgulamış ve davalı ile davacı arasındaki ilişkinin davacı kamu görevi yapmasına rağmen, özel hukuk kurallarına göre belirlenen özel hukuk ilişkisi olduğu gerekçesi ile adli yargının görevli olduğunu belirtmiştir. Dairemiz de bu uygulamayı benimsemiştir.
Taraflar arasında imzalanmış hizmet sözleşmesi metinlerinde, ihbar öneli ve öğrenci sayılarının önemli ölçüde azalması ile sınıf açılmaması sebebiyle hizmet sözleşmesinin feshedilmesi konularında 4857 sayılı İş Kanunun uygulanacağının düzenlendiği ve hizmet cetvelinde de çalışmalarının 4-a sigortalı olarak bildirildiği görülmüştür. Dosya içeriğine göre davacının davalı Üniversitede üstlendiği görevi, davalı ile yaptığı bir sözleşme gereği yürüttüğü ve aralarındaki ilişkinin özel hukuk kurallarına göre belirlenen özel hukuk ilişkisi olduğu anlaşılmaktadır. Davacı 4857 sayılı Kanun kapsamında işçidir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca uyuşmazlık adli yargı yolunda ve iş mahkemesinde çözülmelidir.
Mahkemece işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde idari yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin yargı yolu yanlışlığı nedeniyle reddine karar verilmesi hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 27/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

















Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2016 Yılı Kararları” sayfasına dön