7. Hukuk Dairesi 2015/1022 E. , 2016/8061 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

7. Hukuk Dairesi 2015/1022 E. , 2016/8061 K.

'İçtihat Metni'
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak


Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda hüküm süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiş, davalı vekili tarafından duruşma istemiş ise de HUMK'nun 438.maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, davalı şirkette tır şoförü olarak çalışırken iş akdinin bir miktar kıdem ve ihbar tazminatı ücreti ödenerek davalı tarafından haksız olarak feshedildiğini iddia ederek bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacının yapmış olduğu trafik kazası nedeniyle iş akdinin haklı olarak feshedildiğini ama mağdur olmaması için kıdem ve ihbar tazminatının davacıya ödendiğini, sair taleplerinin de yerinde olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında, davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı ve yapmış ise hesaplanması konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, 270 saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir.
Günlük çalışma süresinin onbir saati aşamayacağı Kanunda emredici şekilde düzenlendiğine göre, bu süreyi aşan çalışmaların denkleştirmeye tabi tutulamayacağı, zamlı ücret ödemesi veya serbest zaman kullanımının söz konusu olacağı kabul edilmelidir.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde, 4857 sayılı Yasanın 68'inci maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin de dikkate alınması gerekir.
Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma miktarına göre taktir edilmelidir. Hakkın özünü ortadan kaldıracak oranda bir indirime gidilmemelidir.
Somut olayda davacının fazla çalışma ücreti tanık beyanlarına ve çalıştığı araçta bulunan takograf cihazı kayıtlarına göre hesaplanmıştır. Özellikle davacının tanık beyanlarına göre fazla mesaisinin hesaplandığı dönemde davacının haftalık 36 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilmiştir. Oysa davacı ağır vasıta şoförü olarak çalışmış olup, çalışması Karayolları Trafik Yönetmeliği 98. maddesine uygun olmalıdır. Buna göre uzun yol şoförü işçi günde en fazla 9 saat araç kullanabilir. Yapılacak iş davacının takograf olmadığı dönem günde 9 saat çalıştığı kabul edilerek, haftalık çalışma gün sayısına göre fazla mesai ücreti hesaplanmalıdır. Kaldı ki, davacının dava dilekçesinde çalışma saatleri ile ilgili beyanlarına ilişkin taleplerinin aşılarak yapılan hesaplamaya itibar edilmesi de hatalıdır.
O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıya yükletilmesine, 12.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.









Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2016 Yılı Kararları” sayfasına dön