7. Hukuk Dairesi 2015/36400 E. , 2016/1478 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

7. Hukuk Dairesi 2015/36400 E. , 2016/1478 K.

'İçtihat Metni'
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Dava Türü : İşe iade

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, davalı işverene ait işyerinde çalışan davacı işçinin iş sözleşmesinin haklı ve geçerli neden olmadan feshedildiğini belirterek, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı işveren vekili, davacının çelik kasada usulsüzlük yaptığı ve herhangi bir ödeme yapmaksızın kitaplık ürünü mağazadan çıkarttığının 24.02.2014 tarihinde tespit edilmesi üzerine 01.03.2014 tarihinde iş akdinin haklı nedenlerle feshedildiğini, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davalı işverence davacının iş aktine 06/03/2014 tarihli ........ Noterliğinin ..... yevmiye sayılı ihtarnamesi ile 4857 Sayılı İş Kanunun 25/2 E bendi gereğince derhal fesih hakkı kullanılmak suretiyle son verildiği, fesih gerekçesinin 'çelik kasada usulsüzlük yapmak ve satışa konu kitaplık ürününü ücretini ödemeksizin ve fişsiz olarak mağaza dışına çıkartmak' olarak belirtildiği, aşamalarda dinlenilen ve halen davalı şirket mağazalarında görev yapmakta olan personellerin beyanlarının görgüye dayalı olmaması nedeniyle itibar edilmediği, fesih sebebi olarak gösterilen çelik kasa ile ilgili tutanakta davacının adının bulunmaması nedeniyle sorumlu olmadığı, mağaza içerisinde her noktada güvenlik kameralarının bulunması nedeniyle davacı tarafından kitaplık ürünü ile ilgili iddianın kamera kayıtları ile adli mercilere taşınmak suretiyle iş aktine son verilme imkanı varken, dinlenen tanık ...' ın beyanında belirttiği gibi 'kameraların o gün arıza nedeniyle kayıt yapmadığı' şeklindeki beyana da itibar edilmeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi işverene, işçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenlerle iş sözleşmesini feshetme yetkisi vermiştir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesihte takip edilen amaç, işçinin daha önce işlediği iş sözleşmesine aykırı davranışları cezalandırmak veya yaptırıma bağlamak değil onun sözleşmesel yükümlülükleri ihlale devam etmesi, tekrarlaması rizikosundan kaçınmaktır. İşçinin davranışları nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilebilmesi için, işçinin iş sözleşmesine aykırı, sözleşmeyi ihlal eden bir davranışının varlığı gerekir. İşçinin kusurlu davranışı ile sözleşmeye aykırı davranmış ve bunun sonucunda iş ilişkisi olumsuz bir şekilde etkilenmişse işçinin davranışından kaynaklanan geçerli bir fesih söz konusu olur. Buna karşılık, işçinin kusur ve ihmaline dayanmayan sözleşmeye aykırı davranışlarından dolayı işçiye bir sorumluluk yüklenemeyeceğinden işçinin davranışlarından kaynaklanan geçerli fesih nedeninden de bahsedilemez.
4857 sayılı İş Kanununun 25'inci maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır.
Somut olayda davacı hakkında fesih sebebi olarak çelik kasada usulsüzlük yaptığı ifade edilmişse de davalı tanığı ... beyanında 'Ben saat 3'de .......'dan kasayı 200,00 TL eksikli teslim aldım. Diğer tarafta yazılı 198,00 TL bu bedelden farklı bir paradır, zaten eksik olan 198,00 TL'yı ben ve ....... tamamladık kasayı devraldığımızda eksik olan 200,00 TL'yı ise bölge sorumlusunun talimatı gereği tutanakta gösterildiği şekilde açık olmadığı şeklinde tutanak tuttuk. Kasada bizden kaynaklanan 198,00 TL açığı ise yurarıda da söylediğim gibi biz kapattık. Bu kasayı ben ...........'dan teslim adım yine ...........'a teslim ettim. Bu kasa ile Mehmet Yunus'un bir ilgisi yoktur' şeklinde ifade ettiği ve kasada 200,00 TL açık olmadığına dair belgenin dosyada bulunduğu bu nedenle bu durumun fesih nedeni yapılamayacağı ortaya çıkmıştır.
Ancak kitaplık ürünü ile ilgili olarak ise halen Trabzon Bölge Merkezde Bölge sorumlusu olarak çalışmaya devam eden davalı tanığı ...'un beyanında 'davacının izinsiz olarak mağazadan kitaplık aldığını bana bu olaya bizzat şahit olan mağaza çalışanımız söyledi, daha sonrasında ben mağazaya giderek ürünün sayımını yaptım, bir adet eksik olduğunu tespit ettim, davacıyı çağırarak kendisinden savunma istedim, kendisi bana ürünün parasını ödediğini söyledi, bende kendisi ile artık çalışamayacağımızı şifaen bildirdim, sonra kendisi gidip rapor aldı, yaklaşık 10 gün sonra izinsiz olarak mağazadan çıkardığı ürünün parasını ödeyip fişini aldı, bu olaydan 1-2 gün önce ise satış müdürü.......... mağazaya gelip çelik kasayı saydı, çelik kasada bir miktar paranın eksik olduğunu tespit etti, daha sonra beni arayıp müdahale etmemi istedi, bende gidip kasayı saydığımda eksik olduğunu gördüm, davacıyı aradığımda çelik kasayı tam olarak teslim ettiğini iddia etti, ancak evrak üzerinde sahte işlem yapıldığını fark ettim, bu konuyu satış müdürü ile paylaştım tüm bu nedenlerle davacının iş akdine son verdik,' şeklinde beyanda bulunduğu, davacının 05-14/02/2014 tarihleri arası 10 gün raporlu olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar tespite konu tutanağın tarihi 24.02.2014 tarihi olarak belirtilmişse de davalı tanığı davacı rapor almadan önce 05/02/2014 te olaydan haberdar olduklarını ifade etmiştir. Davacı ürünün parasını aracı vasıtasıyla 01.03.2014 tarihinde ödemiş, iş akdi 06.03.2014 tarihinde feshedilmiştir. İşverence fesih 6 günlük hak düşürücü sürede gerçekleşmemiştir. Ancak davacının kitaplık ürünü konusundaki eylemi sabit olmakla bu eylem nedeniyle davacıya olan güven sarsılmıştır. İş ilişkisinin devamı davalı için beklenemez. Davacının davranışları geçerli fesih nedeni oluşturacağından davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü hatalı olup bozma nedenidir.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3. maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile
1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Alınması gereken 29,20 TL harçtan peşin yatırılan 25,20 TL harcın tenzili ile bakiye 4,00 TL harç giderinin davacıdan tahsili ile Hazine'ye gelir kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalının yapmış olduğu 74,90 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'ne göre 1.800,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
8-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, 27/01/2016 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.






Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2016 Yılı Kararları” sayfasına dön