7. Hukuk Dairesi 2015/26222 E. , 2016/1409 K.
'İçtihat Metni'
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.
2- Davacı,fazla mesai ücreti ve bazı işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar davalı tarafca temyiz edilmiş ve Dairemiz 28.10.2013 tarihli kararında “Somut olayda, davacının yıl boyunca fazla çalışma yaptığı kabul edilerek haftalık 15 saat üzerinden hesaplama yoluna gidilmiştir. Halbuki dosya arasında davacının çalışmaları yönünden dayandığı imza föyleri mevcuttur. İmza föyü olan dönemlerin -usuli kazanılmış hak ilkesi de dikkate alınarak- bu günlerdeki saatler üzerinden hesaplanması gerekirken diğer aylardaki çalışma süresi üzerinden hesaplama yapılması hatalıdır. ....Diğer yandan, davalılar okulların tatil olması nedeniyle fazla çalışma yapılmadığını savunmuştur. Üniversitelerin savunmada geçtiği üzere yaz aylarında ve sömestr dönemlerinde normal eğitim dönemine göre öğrenci ve okutmanları açısından en düşük seviyede hizmet verdiği, buna bağlı olarak yapılan işlerin de azaldığı bilindiğinden ve bu durum özellikle Ocak ve Şubat aylarıyla Haziran ayına ait seri dosyalardaki imza föylerinden de anlaşılmakla bu durum gözetilerek okulların tatil olduğu dönemler tespit edilip dışlanarak sonuca gidilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile karar verilmesi de isabetsiz olmuştur.” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkeme bozma kararına uymuş, ek hesap raporu aldıktan sonra fazla mesai ücretine ilişkin yeniden hüküm kurmuştur.
Mahkemece bozma sonrası verilen kararın bozma ilamına uygun olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Öncelikle belirtmelidir ki 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda mahkeme yönünden o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine bozma kararında açıklanan hukuki esaslar çerçevesinde hüküm kurmak yükümlülüğü doğar. Bu hukuki aşama “usulü kazanılmış hak” olarak adlandırılır. Bu hukuki kurum mahkemeye hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esaslar ve istenilenler kapsamında yargılama usulünün, davanın sürüncemede kalmaması ve en az maliyetle bir an önce bitirilmesi amacına yönelik “usûl ekonomisi ilkesi” çerçevesindeki hükümleri ışığında, uyulan bozma kararı gereğinin yerine tam olarak getirilmemesi gerekçesiyle ikinci kez “BOZULMASINA” sebebiyet vermeyecek şekilde özenle işlem yapmak ve hüküm kurmak zorunluluğunu getirir. Uzun yıllardan beri Yargıtay'ın kökleşmiş, sapma göstermeyen uygulamaları ve öğretide benimsenen usulü kazanılmış hak müessesesi, usul hukukunun dayandığı vazgeçilmez ana temellerinden biridir.
Somut olayda mahkemece uyma kararı verilen Dairemiz bozma ilamında davacının çalıştığı döneme ait bazı puantaj kayıtları-imza föyleri bulunduğu ve bu belgeleri ait olduğu dönemlerin bu belgelere uygun şekilde hesaplanması gerektiği belirtilmiştir. Bunun üzerine mahkemece hükme esas alınan ek bilirkişi raporunda imza föylerindeki belirtilen saatlerin dikkate alındığı belirtilmiş olmasına rağmen ilgili dönemlerde davacının yapmış olduğu fazla mesailerin haftalık olarak dökümü yapılmak suretiyle detaylı şekilde belirtilmediği, bunun yerine ilgili dönemler için ortalama olarak belirlenen fazla mesai saati üzerinden hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır. Oysa puantaj kayıtları incelendiğinde kimi zamanlar raporda belirlenen saatten eksik veya fazla miktarda fazla mesai yapıldığı anlaşılmakla, her ne kadar kimi dönemler için belirlenen ortalama fazla mesai miktarı neticeten doğru ise de rapor bu hali ile denetime elverişli değildir. Yapılacak iş puantaj kayıtlarının denetime elverişli şekilde dökümü yapılarak, davacının haftalık fazla çalışma saati belirlenmek suretiyle, ilk bozma kararı ile davalı yararına oluşan usuli kazanılmış haklar da dikkate alınarak, çıkacak sonuca göre hesaplama yapmaktır. Mahkemece bu husus gözetilmeksizin denetime elverişli olmayan bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir.
3-Mahkemece hükmedilecek avukatlık ücreti hesaplanırken karar tarihinde yürürükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi dikkate alınır.
Somut olayda dava dilekçesi ve ıslah dilekçesi dilekçesi dikkate alındığında reddedilen miktarın toplam 628,30 TL. olduğu, reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/1. maddesine göre temyiz eden davalı yararına 628,30 TL avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken bu hususta olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması hatalı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, 27.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
7. Hukuk Dairesi 2015/26222 E. , 2016/1409 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 35 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 37 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 29 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 47 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 30 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat