7. Hukuk Dairesi 2016/687 E. , 2016/1100 K.
'İçtihat Metni'
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Dava Türü : Alacak
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1.Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.
2. Mahkemece bozma kararından sonra yeniden kurulan hükmün 2.fıkrasında bozma kapsamı dışında kalan alacakların onandığından söz edilerek kıdem ve ihbar tazminatı ile fark ücret alacağı, fazla çalışma, genel tatil, yıllık izin, hafta tatili alacağı hakkında yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Mahkemece, kısmi bozma kararına uyulması halinde kısmi bozma kararı gereğince inceleme yapılır ve yeni bir hüküm verilir. Mahkemenin kısmi bozma kararı gereğince verdiği yeni hüküm temyiz edilirse, Yargıtay'ca yalnız kısmi bozma kararının kapsamına giren bölüm hakkında temyiz incelemesi yapılır.
Davadaki taleplerden biri veya birkaçı hakkındaki kararın Yargıtay'ın bozma kararının kapsamı dışında kalması nedeniyle kesinleşmesi halinde mahkemenin kısmi bozma kararı üzerine yaptığı inceleme sonucu verdiği yeni kararında, infazda tereddüt oluşmaması açısından eski kararının kesinleşen bölümünün de aynen tekrarlanarak “bu konuda verilen hüküm kesinleştiğinden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına” diye belirtilmek suretiyle yeni hükümde yer alması gerekmektedir.
Somut olayda, Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin önceki hükmün onandığından söz edilerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fark ücret alacağı, fazla çalışma, genel tatil, yıllık izin, hafta tatili alacağı hakkında yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı karar düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz olunan kararın hüküm fıkrasının 2. bendinin silinerek yerine
2) a- Kıdem tazminatı talebi yönünden istemin KISMEN KABULÜ ile hesaplanan brüt 9103,45 TL'nin iş akdinin feshi tarihi olan 31.12.2010 tarihinden itibaren işleyecek bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b-İhbar tazminatı talebi yönünden istemin KISMEN KABULÜ ile brüt 2338,27 TL'nin 100,00 TL'sinin 23/09/2011 dava tarihinden itibaren, kalan kısmın 15/01/2014 ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c-Fark ücret alacağı yönünden istemin KISMEN KABULÜ ile,brüt 9429,27 TL maaş farkı alacağının 300,00 TL'sinin 23/09/2011 dava tarihinden itibaren, kalan kısmın 15/01/2014 ıslah tarihinden itibaren işleyecek bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d-Genel tatil ücreti yönünden istemin KISMEN KABULÜ ile, hesaplanan brüt 195,77 TL'dan, yüzde 30 oranında hakkaniyet indirimi yapıldıktan sonra kalan 137,03 TL'dan, 100,00 TL'sinin 23/09/2011 dava tarihinden itibaren, kalan kısmın 15/01/2014 ıslah tarihinden itibaren işleyecek bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e-Yıllık izin ücreti yönünden istemin KISMEN KABULÜ ile brüt 1774,08 TL'nin 100,00 TL'sinin 23/09/2011 dava tarihinden itibaren, kalan kısmın 15/01/2014 ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
f-Fazla çalışma ücreti yönünden istemin KISMEN KABULÜ ile, hesaplanan brüt 1025,36 TL'dan yüzde 30 oranında hakkaniyet indirimi yapıldıktan sonra kalan 717,75 TL'dan 100,00 TL'sinin 23/09/2011 dava tarihinden itibaren kalan kısmın 15/01/2014 ıslah tarihinden itibaren işleyecek bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
g-Hafta tatili ücreti yönünden istemin KISMEN KABULÜ ile, hesaplanan brüt 977,42 TL'dan yüzde 30 oranında hakkaniyet indirimi yapıldıktan sonra kalan 684.19 TL'dan 100,00 TL'sinin 23/09/2011 dava tarihinden itibaren kalan kısmın 15/01/2014 ıslah tarihinden itibaren işleyecek bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin olarak verilen 23.07.2014 tarihli karar bozma kararı kapsamı dışında kalıp, kesinleştiğinden, bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına' rakam ve sözcüklerinin yazılmasına, hükmün bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 25/01/2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Bilindiği üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 01.10.2011 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK) kanun yollarına ilişkin eski hükümleri ayrık olmak üzere yürürlükten kaldırılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297.maddesine göre “(1) Hüküm 'Türk Milleti Adına' verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar:
a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini.
c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri.
ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini.
d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını.
e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi.
(2) Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.”
şeklinde düzenlenmiştir.
“Hükmün Yazılması” başlıklı 298.maddesi ise:
“(1) Hüküm, hükmü veren hâkim, toplu mahkemelerde başkan veya hükme katılmış olan hâkimlerden başkanın seçeceği bir üye tarafından yazılır.
(2) Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.
(3) Hükümde gerekçesi ile birlikte karşı oya da yer verilir.
(4) Hüküm, hükmü veren hâkim veya hâkimler ile zabıt kâtibi tarafından imzalanır.”
hükmü yer almaktadır.
Açıklanan hükümlerin ortaya koyduğu bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denilebilir ki, dava içinden davalar doğar ve hükmün hedefine ulaşması engellenir. Kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz.
Hukuk Genel Kurulu’nun 05.10.2011 gün ve 2011/20-607 E.-604 K.sayılı kararında da bu ilkeler aynen kabul edilmiştir.
Bozma kararı üzerine önceki hüküm tamamen ortadan kalkar. Bozma dışında bırakılan konularda ortada bir kesin hüküm kalmayacağı ancak bunların taraflar lehine kazanılmış usuli hak oluşturacağı izahtan varestedir. Mahkemece, bozmaya uyarak yeniden karar verilmesi sırasında, kararın hüküm fıkrasında yer alan ve bozmaya konu yapılmayan kısım yönüyle de ilk hükümdeki gibi karar verilmesi gerektiği HGK.nun 10.10.2012 gün ve 2012/9-851E. 2012/705K. sayılı kararında da kabul edilmiş olup bu husus öğretide de benimsenmiş¹, uygulamada bu yönde gelişmiştir ².
İlk derece mahkemesinin Dairemizin bozma ilamına uyarak yaptığı yargılama sonrası bozma dışı kalan alacak kalemleri hakkında hüküm kurulmaması, açıklanan nedenlerle usule aykırı olup kararın bu gerekçe ile bozulması gerekirken, önceki kararda belirtilen alacakların gösterilerek “ bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına ” ibaresi eklenmek suretiyle hüküm kurulması gerektiğine işaret eden sayın çoğunluk gerekçesine katılmıyoruz. 25/01/2016
1 Bkz: Kuru B. Hukuk Muhakemeleri Usulü, 2001, 6. baskı, 5.Cilt, s.4769 “ Ancak mahkemenin, kısmi bozma üzerine yaptığı inceleme sonucunda verdiği yeni kararında, eski ( kısmen ) onaran ( kesinleşen ) bölümünü de aynen tekrarlaması ( yeni hükmüne alması ) gerekir”.
2 Bkz: ( 9.HD.2014/13312-23426, 22.HD. 2014/11424-17487 sayılı ilamları).
7. Hukuk Dairesi 2016/687 E. , 2016/1100 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 27 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 99 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 29 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 154 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat