8. Hukuk Dairesi 2018/6840 E. , 2018/18260 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 06.11.2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden ... ve müst. Vekili Av. ... geldi. Karşı taraftan ... ve müsterekleri vekili Av. ... geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar vekili, vekil edenlerinin kayden malik oldukları 293 parsel sayılı taşınmazın davalılar tarafından ev, ahır gibi yapılar yapılmak suretiyle bahçe ve tarla olarak kullanıldığını ileri sürerek, davalıların müdahalelerinin men'ine, yapıların ve dikilen ağaçların kal'ine, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 2007 yılından itibaren ecrimisil bedellerinin ait oldukları yılların sonundan itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davaya konu taşınmazın rızaya dayalı olarak kullanıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmesi üzerine, hüküm, bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, çaplı taşınmaza müdahalenin men'i, kal ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Hemen belirtilmelidir ki iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden, davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu böyle bir davada, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 413. ve 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddeleri uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın, el atılan yerin ve kal’i istenen şeyin değeri ile talep edilen ecrimisil toplamından ibaret olacağı kuşkusuzdur (04.03.1953 tarihli ve 10/2 sayılı İBK).
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davanın elatmanın önlenmesi, kal (10.000 TL) ve ecrimisil isteği (10.000 TL) yönünden harç ödenmek suretiyle açıldığı, keşfen saptanan ecrimisil değeri için harcın tamamlandığı, elatmanın önlenmesi ve kal istekleri yönünden yargılama sırasında harç ikmali yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu, harcın alınmasını veya tamamlanmasını tarafların isteklerine bırakmayıp, anılan hususun mahkemece kendiliğinden gözetileceğini düzenlemiş ve buyurucu nitelikteki 32. maddesinde yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağını öngörmüştür.
Hal böyle olunca, öncelikle davada ileri sürülen isteklerden el atmanın önlenmesi ve kal istekleri ile ilgili olarak keşfen saptanan ya da saptanacak dava değeri üzerinden harcın tamamlanması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulması doğru değildir.
Kabule göre de davacılar vekili tarafından yargılama devam ederken davaya konu edilen taşınmazın 109 ada 65 parsel numarasını aldığının bildirildiği, hükme esas alınan fen bilirkişiler ... ve ... tarafından tanzim edilen 03.12.2015 havale tarihli rapor ekinde yer alan krokilerinde 109 ada 65 parsel sayılı taşınmazın kullanım durumu gösterildiği halde, 109 ada 65 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının dosya arasında mevcut olmadığı, davacılar vekilinin beyanı sonrasında Tapu Müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevabi yazıda 109 ada 94, 95, 96 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının gönderildiği görülmüştür. O halde, davaya konu 293 parsel sayılı taşınmazın ilk tesisinden itibaren son halini gösterir şekilde atlanmaksızın tedavülleriyle birlikte getirtilip dosya arasına konulması, yeni oluşan parsel numaraları tespit edildikten ve krokide gösterilmesi sağlandıktan sonra tüm deliller ile birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, bir kısım davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.630,00 TL Avukatlık Ücreti'nin davacılardan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalı tarafa verilmesine, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 07.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
8. Hukuk Dairesi 2018/6840 E. , 2018/18260 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 30 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat