8. Hukuk Dairesi 2016/13246 E. , 2018/18249 K


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2016/13246 E. , 2018/18249 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın ve karşı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davalı-karşı davacı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacı-karşı davalı ... vekili, evlilik birliği içinde davalı kadın adına edinilen bir adet mesken yönünden mal rejiminin tasfiye edilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.000,00 alacağın faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, harcını yatırmak suretiyle sundukları 08.02.2016 tarihli dilekçeyle talep miktarını 78.754,93 TL'ye arttırmıştır. Karşı davaya konu edilen aracın ise banka kredisi ve ailesinin yardımıyla alındığını, karşı davacı kadının katkısı bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı-karşı davacı ... vekili, evlilik birliği içinde karşı davalı erkek adına edinilen bir adet araç yönünden mal rejiminin tasfiye edilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL alacağın faiziyle birlikte karşı davalıdan tahsilini talep etmiş, asıl davaya konu edilen meskenin alımında davacı erkeğin katkısının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının taşınmazdan kaynaklı 78.754,93 TL katılma alacağı karşı davacının 2.813,91 TL alacağı olduğunun tesbitine, karşılıklı alacakların mahsubu ile davacının davasının kısmen kabulüne, 75.941,02 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'dan tahsili ile davacı Ali Rıza'ya verilmesine, fazlaya yönelik talebin reddine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içinde asıl dava yönünden davalı-karşı davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tasfiyeye konu taşınmazın, bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönemden, miktarından ve taksit sayısından hareketle mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 sayılı TMK'nin 202/1.maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak hakları doğabilecektir. Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu taşınmazın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir.
Yukarıda açıklandığı gibi iki döneme yayılan kredi borcu ödeme tablosu mevcut olduğunda öncelikle, mal rejiminin sona erdiği tarihte henüz vadesi gelmediği için ödenmemiş kredi borç miktarının, toplam kredi borcuna oranı bulunur. Sonra bulunan bu kredi borç oranının, taşınmazın toplam satın alım bedeli karşısındaki oranına dönüşümü gerçekleştirilir. Tespit edilen bu oranın, taşınmazın tasfiye tarihindeki(karara en yakın) sürüm(rayiç) değeri ile çarpılmasıyla borç miktarı belirlenir. Bu ilke ve esaslara göre saptanan taşınmazın borç miktarı, tasfiye tarihindeki sürüm değerinden düşüldükten sonra kalan miktar, değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hesaplamasında göz önünde bulundurulur. Buna göre öncelikle, tasfiyeye konu taşınmazın satın alma bedeli, bunun kredi ile ve varsa kredi dışında eşlerin kendi imkanları ile karşıladıkları miktarlar ve oranları ile tasfiye(karara en yakın) tarihindeki sürüm(rayiç) değeri ayrı ayrı belirlenmelidir.
Açıklamalar doğrultusunda hesaplama yapılabilmesi için, iddia ve savunma çerçevesinde, taşınmazın satın alınmasına ilişkin akit tablosuyla birlikte tapu kaydı, kredi sözleşmesi ve kredi borcu ödeme tablosu dahil finans kuruluşu kayıtları, ihtiyaç duyulması halinde eşlerin malın alınmasında katkı olarak kullandıklarını ileri sürdükleri malvarlıklarına ilişkin sair belgeler bulundukları yerlerden getirtilerek uyuşmazlığın çözümünde göz önünde bulundurulmalıdır. Uyuşmazlığın çözümünde kullanılabilecek belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden oluşan kuruldan da yardım alınmalıdır.
Yukarıda açıklanan ilke ve esaslar doğrultusunda somut uyuşmazlık incelendiğinde
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden tasfiyeye konu edilen 11 nolu meskenin eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 04.06.2008 tarihinde davalı kadın adına tapuda tescil edildiği, taşınmaz alınırken Akbankdan konut kredisi çekildiği sabittir. Davalı tarafça sunulan kredi taksit ödeme tablosu incelendiğinde davalı adına çekilen kredinin 68.723,80 TL olduğu, 60 ay vadeli kredinin 10 adet taksitinin evlilik birliği içine isabet ettiği, geri kalan taksitlerin ise mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihinden sonraya sarktığı gözükmektedir.
Mahkemece, hükme esas alınan rapor incelendiğinde yapılan tespitlerin dosya kapsamına, hesaplama yönteminin ise Yargıtay uygulamasına uygun düşmediği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında 11 nolu meskenin edinme tarihindeki değeri yönünden ihtilaf bulunmakta olup, davacı taşınmazın 95.000,00 TL'ye, davalı ise 75.000,00 TL'ye alındığını iddia etmekte iken, Mahkemece bu değerle ilgili bir belirleme de yapılmadığı halde raporda taşınmazın alım bedelinin tamamı bankadan çekilen kredi (68.723,80 TL) ile karşılanmış gibi hesap yapılması yerinde olmamıştır. Taşınmazın edinme tarihindeki değeriyle ilgili ihtilaf giderilmelidir.
Bundan ayrı Mahkemece, krediye ilişkin kayıtlar (taksit tablosu, ödeme evrakları..vs) getirtilmemiş, hükme esas alınan raporda davalı tarafın hangi tarihi esas alarak beyan ettiği dosyadan anlaşılamayan 38.120,40 TL miktar kredi borcunun evlilik birliği içinde ödendiğinden hareketle hesaplama yapılmıştır. Mal rejiminin sona erdiği tarih, boşanma dava tarihi olup dosyadaki kredi ödeme tablosuna göre bu tarihe kadar gözüken taksit sayısı 10 adettir (toplam 15.496,4 TL). Mahkemece yöntemince araştırma ve inceleme yapılıp bu husus aydınlatılmalıdır. Yine hesaplamada evlilik birliği içinde ödendiği kabul edilen 38.120,40 TL bedelin toplam kredi maliyetinden bulunan değerin taşınmazın borcu olarak kabul edilmesi ve taşınmazın tasfiye tarihi itibariyle değerinden bu miktarın düşülerek artık değerin hesaplanması yöntemi de hatalıdır.
Mahkemece yapılacak iş, Akbanktan konut kredisine ilişkin ödemeleri de gösterir tüm evraklar getirtilmeli ve taşınmazın edinme tarihi itibariyle değerinin taraflar arasında ihtilaflı olduğu gözetilerek yukarıda izah edilen ilke ve esaslara uygun şekilde bu ihtilaf giderilerek, kredi yönünden oranlama yapılmak suretiyle davacının taşınmazdan kaynaklı katılma alacağı hesaplanmalıdır. Bu hususlar gözetilmeden asıl dava yönünden dosya kapsamına uygun düşmeyecek şekilde hüküm tesis edilmesi bozma nedeni yapılmıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine,
06.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.










Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön