8. Hukuk Dairesi 2015/23695 E. , 2018/16947 K

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2015/23695 E. , 2018/16947 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi



Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı 3.kişi ve davalı-alacaklı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.


KARAR

Davacı 3.kişi vekili 3. kişi şirket yetkilisi ile borçlu arasındaki akrabalık bağını bilen alacaklının kötüniyetli olarak müvekkilinin adresinde haciz yapılmasını talep ettiğini, 01.04.2014 tarihinde haczedilen malların mülkiyetinin müvekkiline ait olduğunu, 10.09.2014 tarihli muhafaza işlemi esnasında ise çekince konularak dosya borcunun ödendiğini öne sürerek istihkak iddialarının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, borçlu ile 3. kişi şirket yetkilisi arasında akrabalık bağı olduğunu,3. kişi şirket ile borçlunun ortağı olduğu .... Şti'nin aynı adreste aynı konuda birlikte faaliyet gösterdiklerini öne sürerek davanın reddini istemiştir.
Davalı borçlu, 3. kişi şirket ile organik bağının olmadığını, 3. kişi şirketin haciz baskısı ile borcu ödemek zorunda kaldığını beyan etmiştir.
Mahkemece, 3. kişi şirket ile borçlu arasında organik bağ olduğu, 3. kişi şirketin borçlu ile aynı anda adres değişikliği yaptığı, bu işlemin hacizden mal kaçırma gayesi ile yapıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı 3. kişi vekili tarafından esas bakımından, davalı alacaklı vekili tarafından tazminat ve vekalet ücreti bakımından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre dava konusu haczin, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapılmadığı,haciz adresinin 3. kişi şirketin ticaret sicil kayıtlarında yer alan adresi olduğu, haciz esnasında borçluya ait evraka rastlanmadığı, borçlunun haciz adresinde 16.08.2013 tarihine kadar faaliyet gösteren dava dışı .... Şti'ndeki % 20 hissesini borcun doğum tarihinden önce 08.06.2011 tarihinde devrederek ortaklıktan ayrıldığı anlaşılmıştır.
Buna göre, 3. kişi şirket yetkilisi ile borçlu arasındaki akrabalık bağı da nazara alındığında borçlunun haciz mahallinde hazır bulunması, tek başına, mülkiyet karinesinin borçlu lehine işletilmesi için yeterli değildir. Somut olayda mülkiyet karinesi davacı 3. kişi lehine olup, davanın İİK m. 97 gereğince 3. kişi tarafından açılması ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmaz. Mülkiyet karinesinin aksinin davalı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekir.
Davalı alacaklı tarafından delil olarak gösterilen takip dosyası, bilirkişi incelemesi ve tanık beyanı mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli değildir.
O halde, Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönüne alınarak, davanın kabulü yerine oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile reddine yönelik hüküm kurulması doğru olmamıştır.
2-Bozma neden ve şekline göre davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi gerekli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı 3.kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK'nin 366 ve HUMK'nin 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma neden ve şekline göre davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, taraflarca İİK'nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 08.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön