8. Hukuk Dairesi 2016/20025 E. , 2018/14813 K


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2016/20025 E. , 2018/14813 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davacı ile duruşma talepsiz olarak bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 03.07.2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalılar vekili Avukat.... ile karşı taraftan ..... geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı vekili, vekil edeni ile davalıların ...'ın mirasçıları olduklarını, ...'ın 01.07.1987 tarihinde vefat ettiğini, muris ...'dan kalan terekenin paylaşımı için mirasçılar arasında 14.02.1992 tarihli Tapusuz Gayrimenkullerin Taksim Senedi imzalandığını, taksim senedinin 1.maddesinde yazılı yerin vekil edenine verildiğini, ancak davalıların sözleşmenin aksine dava konusu taşınmazı 1/3 hisse olarak kendi adlarına tescil ettirdiklerini belirterek 204 ada 1 parsel sayılı taşınmazda davalılara ait olan 1/3 hissenin iptali ile vekil edeni adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, taksim senedinde 204 ada 1 parselin tamamının davacıya verildiğini belirten bir hükmün bulunmadığını, taşınmazın 3 kardeş arasında paylaşıldığını, sonrasında kadastro çalışmalarında üç kardeş adına tespitinin yapıldığını, mahallinde yapılacak keşif ile 14.02.1992 tarihli senede konu yerin tek taşınmaz olduğunun belirleneceğini belirterek davacının niza konusu taşınmazın tamamının kendisine bırakıldığı yönündeki iddiasının haksız ve mesnetsiz olması nedeniyle davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüyle, 11/12/2016 tarihli ek raporda bu raporun işaret ettiği 13/07/2015 tarihli rapor ile ekli durum haritasında içi kırmızı +gri+mavi (Cı) renkle boyalı alanın 367,86 m2+1421,21 m2+1.021,22 m2 toplam =2810,29 m2 alan davacı tarafça kullanıldığında, taraflar arasındaki taksim sözleşmesi gereğince 204 ada 1 parselde davacının payına düşen bu yerin davalılar adına tapusunun davalı ... ile davalı ...'dan her davalı adına düşen paydan 666,5 m2 lik kısmın iptali ile davacının mevcut 1676,53 m2 lik tapusuna 1133,96 m2 nin ilave edilerek davacı adına 2810,29 m2 şeklinde davacı ... adına tapuya tesciline, fazlaya dair talebin reddine, diğer davalılar ..., ..., ... yönünden husumet nedeniyle reddine karar verilmiş hüküm, davacı ve davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TMK.nın 676 ve müteakip maddelerine dayalı miras taksim anlaşmasından kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
1) Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere göre temyiz eden taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2)Davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde
Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacı ve davalıların ...'ın mirasçıları oldukları, muris ...'ın 01/08/1987 yılında vefat ettiği, ...'ın davacı-davalılar ve dava dışı mirasçıları arasında 14/02/1992 tarihinde ortak yakın muristen kalan taşınmazlar hakkında miras taksim sözleşmesinin yapıldığı, taksim sözleşmesinin 4 maddeden ibaret olduğu, sınırları belirtilmek sureti ile bir kısım taşınmazların murisin mirasçıları arasında paylaşıldığı, dava konusu 204 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin senetsizden 09/09/2004 tarihinde yapıldığı, kadastro tutanağının 23/01/2015 kesinleşmesi sonucu aynı tarihte davacı Selahaddin ile davalı ... ile davalılar yakın murisi... adına tescilinin yapıldığı, kadastro tespit tutanağında davaya konu taksim sözleşmesinden bahsedildiği ancak taksim sözleşmesinde kullanılan yerlere ilişkin mirasçılar arasında tam bir anlaşma sağlanamadığından tespitin davacı,davalılar murisi ve davalı ... adına yapıldığının belirtildiği,mahkemece dava konusu taşınmaz başında yapılan keşifte tanık beyanları ile birlikte zeminde senedin uygulandığı ve taksime ilişkin kroki düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılan keşif sonrası alınan 13/07/2015 tarihli bilirkişi raporu ve eki krokiye göre, dava konusu taksim sözleşmesinin 1 inci ve 4 üncü maddelerinin dava konusu 204 ada 1 parsel sayılı taşınmazı kapsadığı belirlenmiştir. Krokide, içi kırmızı renkle gösterilen B harfi ile gösterilen yerin taksim sözleşmesinin 1 inci maddesinde kullanılan yer olduğu, B harfli yerin batısında köy boşluğu olarak tarif edilen gri renkli B1 harfli yerin taksim sözleşmesinin 1inci maddesinde davacıya verilen yerin batı sınırı olduğu tespit edilmiştir. Tüm dosya kapsamına göre B harfli yer ile B1 harfi yerin davacıya ait olduğu hususunda taraflar arasında ihtilaf olmadığı, ihtilafa konu olan yerin krokide C1 olarak gösterilen mavi renkli yer olduğu anlaşılmaktadır. Taksim sözleşmesi incelendiğinde, 1. maddesinde '.... kazası ....Mahallesinde kain doğusu... garajı, kuzeyi ... harımı, batısı köy boşluğu, güneyi yol ile çevrili ev müştemilatı bizlerden...'a verilmiştir' ibaresinin yazdığı, bahsi geçen bilirkişi raporu eki krokisinde taksim sözleşmesindeki sınırların belirlendiği ancak taşınmazın kuzey sınırı olan ... harımı olarak gösterilen yer konusunda bir belirsizlik ve taraflar arasında anlaşmazlık olduğu, C1 mavi renkli ... harımı olarak gösterilen yerin eş deyişle taşınmazın kuzey sınırını hatlarının krokide her türlü teredütten uzak bir şekilde sabitlenerek belirtilmediği, bu kısmın taksim sözleşmesinde belirlenen sınırlara göre davacıya ait olup-olmadığı hususunda teredütler hasıl olduğu anlaşılmaktadır. Bu sebeple, taksim sözleşmesine göre mahkemece yeniden keşif yapılarak, taraf tanıklarının keşif mahallinde yeniden dinlenmesi, taksim sözleşmesine göre davacıya ve davalılara düşen sınırların gösterilmesinin tanıklardan istenmesi, yapılacak keşif sonrası hazırlanacak bilirkişi raporuna ekli krokide tanık beyanlarının sözleşmeye uygun açıklamaları doğrultusunda krokide işaretleme yapılarak, sözleşmede davacıya düşen kuzey sınırın her türlü teredütten uzak bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Davacıya düşen yerin kuzey sınırı net bir şekilde belirlenmeden yazılı şekilde eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
3)Davacının temyiz itirazlarına gelince, davacı, davalılar adına olan 1/3 er payın kendi adına iptal ve tesciline ilişkin eldeki bu davayı açmıştır. Mahkemece kurulan hükümde, davacının talebi doğrultusunda davanın kısmen kabulüne, 11/12/2016 tarihli ek raporda bu raporun işaret ettiği 13/07/2015 tarihli rapor ile ekli durum haritasında içi kırmızı +gri+mavi (Cı) renkle boyalı alanın 367,86 m2+1421,21 m2+1.021,22 m2 toplam =2810,29 m2 alan davacı tarafça kullanıldığında, taraflar arasındaki taksim sözleşmesi gereğince 204 ada 1 parselde davacının payına düşen bu yerin davalılar adına tapusunun davalı ... ile davalı ...'dan her davalı adına düşen paydan 666,5 m2 lik kısmın iptali ile davacının mevcut 1676,53 m2 lik tapusuna 1133,96 m2 nin ilave edilerek davacı adına 2810,29 m2 şeklinde davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş ise de, verilen bu hüküm infaza elverişli olmadığı gibi yapılan hesaplamalarda matematiksel hatalar bulunmakta olup, 1.133,96 m2, 2.810,29 m2 lik kısımların neye göre belirlendiği anlaşılamamaktadır.
O halde mahkemece yapılacak iş, davacıya ait olduğu belirlenen ve taraflar arasında ihtilaf konusu olmayan 11/12/2016 tarihli ek raporda bu raporun işaret ettiği 13/07/2015 tarihli rapor ile ekli durum haritasında içi kırmızı +gri renkli B ile B1 harfi ile işaretli yerlere, yukarıda bahsedilen açıklamalar ışığında bozmadan sonra belirlenecek yerlerin tespit edilip eklenerek, kadastro öncesi taksim sözleşmesine dayanılması nedeni ile davacıya düşecek olan yerin 204 ada 1 parselden ifraz edilerek davacı adına tesciline karar vermek olmalıdır.
Tüm bu hususlar gözününe alınmadan eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmiş olması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2) ve (3) . bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı ile davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.630,00 TL Avukatlık Ücreti'nin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalılara verilmesine,
HUMK'nın 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine 03/07/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön