8. Hukuk Dairesi 2015/21433 E. , 2018/13781 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün bir kısım davacılar vekili ve davacılardan ..., ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, davaya konu edilen 242, 471, 713 ve 838 parsel sayılı taşınmazların ... İspir adına kayıtlı olduğunu, ... 10.01.1964 tarihinde öldüğünü, taşınmazların 02.11.1982 tarihli senet ile ... mirasçısı ... tarafından vekil edenine satıldığını, vekil edeninin o tarihten beri zilyet olduğunu açıklayarak, davaya konu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan, ... ile ... , kayıt maliki ... taşınmazlarını satmadığını, ... mirasçısı ... , kendi yerlerini sattığını, davacının taşınmazları 25-30 senedir kullandığını ancak ne sıfatla kullandığını bilmediklerini beyanla davanın reddini savunmuşlar, diğer davalılar ise davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm, davacılardan ..., ..., ... ve ... vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava, TMK'nın 713/1. fıkrasındaki kazanmayı sağlayan zilyetlik ve 2. fıkrasında yer alan, “…maliki 20 yıl önce ölmüş…” hukuki sebeplerine dayalı olarak açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
1-4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca, mirasçılar arasında elbirliğiyle mülkiyet hükümleri geçerli olup ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır. Bu nedenle, miras yoluyla gelen hakka dayanılarak genel mahkemelerde açılacak davalarda, tüm mirasçıların birlikte dava açmaları veya diğer mirasçıların muvafakatlarını almaları ya da miras şirketine temsilci tayin ettirmeleri gereklidir.
Dava ... adına açılmış ancak, yargılama devam ederken ... 21.03.2007 tarihinde vefat etmiştir. Davacı vekili, mirasçılardan ..., ..., ... ve ...'e ait vekaletnamesini dosyaya ibraz etmiş, diğer mirasçılara ise Mahkeme tarafından ihtarlı tebligat gönderilerek, davaya katılmaları ya da vekil ile temsil edilmeleri bildirilmiştir. Kendilerine davetiye gönderilen diğer mirasçılar, davaya katılmadıkları ve kendilerini vekil ile temsil ettirmedikleri gibi terekeye temsilci de tayin edilmemiştir. Bu durumda aktif dava ehliyetinin tamamlandığından bahsedilebilmesi söz konusu olmayıp, öncelikle bu eksikliğin giderilmesi gerekir.
2-Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 1.maddesinde “Mahkemelerin görevi kanunla belirlenir. Görev, dava olunan şeyin değerine göre belirtilmiş ise, görevli mahkemenin tespitinde, davanın açıldığı gündeki değer esas tutulmak üzere, aşağıdaki maddeler hükümleri uygulanır” hükmü getirilmiştir.
Eldeki davada davacı tarafından, 242, 471, 713 ve 838 parsel sayılı olmak üzere dört adet taşınmaz dava konusu edilmiştir. Her ne kadar dava dilekçesinde dava değeri 4.500 - TL olarak gösterilmiş ise de, Mahkemece, davaya konu taşınmazların değeri keşfen tespit edilmemiş, dava tarihi itibariyle, dava konusunun Sulh Hukuk Mahkemeleri görevi kapsamında olup olmadığı değerlendirilmemiştir.
Görev hususu kamu düzeninden olmakla, öncelikle Mahkemece, az yukarıda açıklandığı şekilde, davaya konu taşınmazlarının, dava tarihi itibariyle değerlerinin, keşfen tespiti ile görev hususunun denetlenmesi gerekirken, bu hususun göz ardı edilmesi doğru olmamıştır.
3-Kabule göre ise davaya konu edilen taşınmazlardan 242, 471 ve 713 parsel sayılı taşınmazlara ait kadastro beyannamesinin malik hanesi bölümünde malik olarak, 'ölü ... mirasçıları” gösterildiği halde dosya arasında bulunan tapu kayıtlarında ... malik olarak gösterilmiştir. Tapu kayıtlarının, kesinleşen kadastro beyannamesine göre oluşması zorunlu olup bu husus kamu düzeniyle ilgilidir. Kadastro beyannamelerinde, “mirasçıları” denildiğine göre, kural olarak tespitin mirasçılar adına yapıldığının kabulü gerekir. Ne var ki, tapu kaydında mirasçıları ibaresi yer almamıştır. Sanki ölü kişi adına tutanak düzenlenmiş gibi işlem görmüş olup, bu durumun hak kaybına yol açacağı açıktır. Bu nedenle mahkemece, kadastro beyannamelerindeki malik hanesinde yer alan isim ve ibarelere göre, tapu kayıtlarının oluşturulup oluşturulmadığı ve tapu kayıtlarının oluşturulduğu tarihlerde mirasçılar ibaresinin hangi gerekçeyle tapu kaydına geçirilmediği hususlarının yerel Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulması, buna ilişkin bilgi ve belgelerin denetimi açısından getirtilip dosya arasına konulması, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi 838 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olarak ise kadastro beyannamesindeki kaydın mirasçılar adına olmadığı anlaşılmakla bu parsel açısından işin esasının incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde ret kararı verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Davacılardan ..., ..., ... ve ... vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK'nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 06.06.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
8. Hukuk Dairesi 2015/21433 E. , 2018/13781 K
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 29 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat