8. Hukuk Dairesi 2017/5017 E. , 2018/13754 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2017/5017 E. , 2018/13754 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması ve Tahliye

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine kira alacağı ve tahliye istemli olarak başlatılan icra takibine davalı borçlunun itirazı üzerine davacı icra mahkemesinden itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuş mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş karar taraf vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
1- Davalı borçlu vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde davacı alacaklı, 01/11/2015 başlangıç tarihli ve iki yıl süreli yazılı kira sözleşmesine dayanarak 03/02/2016 tarihinde başlattığı icra takibi ile 2015 yılı Kasım ayı ila 2016 yılı Şubat ayı arasına ait toplam 8.000,00 TL kira alacağının tahsilini talep etmiş, davalı borçlu süresinde verdiği itiraz dilekçesi ile borca itiraz etmiştir.
Takipte dayanılan ve karara esas alınan 01/11/2015 başlangıç tarihli ve iki yıl süreli kira sözleşmesi ile davacı alacaklı 1/2 payına malik olduğu kiralananın 1/2 payını davalıya kiraya vermiştir. Bu husus kira sözleşmesinde belirtilmiş olup, esasen değinilen bu yön taraflar arasında tartışmasızdır. Tapuda paylı mülkiyet hükümlerine tabi olarak kayıtlı bulunan taşınmazın kiraya verilmesi önemli yönetim işlerinden olup, T....nun 691/1.maddesi gereğince hüküm ifade edebilmesi pay ve paydaş çoğunluğu ile gerçekleştirilmiş olması koşuluna bağlanmıştır. Ne var ki paylı taşınmazın tümünün yada bir bölümünün paydaşlardan biri tarafından kiraya verilmesi halinde sözleşmede taraf olmayan paydaşlar kira sözleşmesini tanımayarak kiracı hakkında fuzuli işgal nedeniyle tahliye davası açabilecekleri gibi açık ya da üstü kapalı onayları ile sözleşmeye geçerlik kazandırabilirler. Olayımızda, taşınmazın diğer paydaşı kullanıma engel olmadığına göre yapılan kira sözleşmesinin geçerliliğini koruduğunun kabulü gerekir. Öte yandan kira sözleşmesi kural olarak onun taraflarını bağlayacağından davacının kendi payına ilişkin olarak yaptığı kira sözleşmesine dayanarak bölünebilir haklardan olan kira alacağının tahsili amacıyla icra takibi yapmasında ve itiraz edilmesi üzerine itirazın kaldırılması istemesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Ancak sadece kendi payını kiraya veren davacı alacaklının pay ve paydaş çoğunluğu sağlamadan tek başına kiralanan taşınmazın tahliyesini talep etmesi mümkün değildir. Davadaki eksikliğin sonradan giderilmesi mümkün ise de, icra takibindeki eksikliğin giderilmesi mümkün olmadığından tahliye isteminin reddi gerekir. Öte yandan, takip dayanağı kira sözleşmesi ile kira bedelinin ait olduğu ayın ilk beş gününde ödeneceği kararlaştırılmış olup 03/02/2016 tarihinde başlatılan icra takibi ile henüz muaccel hale gelmeyen 2016 yılı Şubat ayı kira bedelinin talep edilmesi de mümkün değildir. Mahkemece 2016 yılı Şubat ayına ait kira alacağı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, tüm alacak üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi doğru değildir.
2-Davacı alacaklı vekilinin tazminata ilişkin temyiz itirazlarına gelince İ.İ.K.nun 68/son maddesi uyarınca itirazın kaldırılması talebinin esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde borçlu diğer tarafın talebi üzerine %20'den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesi gerekir. Somut olayda, alacaklı vekili itirazın kaldırılması talebinin yanısıra, icra inkar tazminatı talebinde de bulunmuştur. Bu durumda, mahkemece itirazın kaldırılmasına karar verilen tutar üzerinden %20'den aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesi gerekirken, yanlış gerekçeyle tazminat talebinin reddine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın temyiz edene iadesine, 06/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön