8. Hukuk Dairesi 2018/10602 E. , 2018/13399 K

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2018/10602 E. , 2018/13399 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kayyım Atanması

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı ... vekili, ... İlçesi, ... Mahallesi, 588 ada 11 parsel sayılı taşınmazın ... (... oğlu ...) ve ...oğlu ... adlarına kayıtlı taşınmazın uzun zamandır tapuda tedavül görmediği gibi malikleri hakkında mahallinde yapılan araştırmalarda da akıbetinin belirlenemediğini, ayrıca tapuda açık adresi ve nüfus bilgileri de yer almadığından sağ olup olmadığının, ölü ise mirasçılarının bulunup bulunmadığının kesin olarak anlaşılamadığını ileri sürerek 3561 sayılı Kanun uyarınca adı geçenlere ... Defterdarı'nın kayyım olarak atanmasına karar verilmesini istemiş mahkemece, yapılan yargılama sonunda, kayyım tayini talep edilen Şaban oğlu ...'a ve mirasçılarına ulaşılamadığı gerekçesiyle bu kişi yönünden davanın kabulüne, nüfus kayıt örneğinden 15.11.1962 tarihinde ölen ... oğlu ... ...'nin torunu ve torununun çocuklarının sağ olduğu, yasal mirasçılarının bulunduğu gerekçesiyle bu kişi yönünden davanın reddine dair verilen karar davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3561 sayılı Kanuna dayalı olarak açılan kayyım atanması istemine ilişkindir.
3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun'un amacı, birinci maddesinde, bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi nedeniyle mal varlıkları üzerinde ... menfaatinin korunmasını sağlamak üzere, mahallin en büyük mal memurunun kayyım olarak atanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek olarak tarif edilmiş 2/4 maddesinde ise, kayyımlıkla ilgili işlemlerin her türlü vergi, resim, harç ve katkı payı gibi mali yükümlülüklerden müstesna olduğu hükme bağlanmıştır.
3561 sayılı Kanunun 24.07.2008 tarih ve 5793 sayılı Kanunla değişiklikten önce bu hüküm 'kayyım tayin edilen mal memurunun 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 1 ve 3 sayılı tarifelerine göre bütün işlemleri hakkında aynı kanunun 13.maddesinin (j) bendi hükmü uygulanır ' şeklinde düzenlendiğinden 5793 sayılı Kanunla yapılan 24.07.2008 tarihli değişikliğe kadar 3561 sayılı Kanundaki açık hüküm nedeniyle kayyım atanması için ... tarafından açılan davalarda dava harcı (yargı harcı) alınmıyordu.
-//-
Oysa, 5793 sayılı Kanunla değişik 3561 sayılı Kanunun 2. maddesinde, yargı harcından muafiyetle ilgili hükme yer verilmeden kayyımlıkla ilgili işlemlerin her türlü vergi, resim, harç ve katkı payı gibi mali yükümlülüklerden müstesnadır düzenlemesiyle yetinilmiştir.
23.12.21976 tarih ve 1976/7-6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere harç, adli ve idari hizmetlerde ve bu hizmetlerin gerektirdiği masrafları karşılamak mülahazasıyla gerçek ve tüzel kişilerden Hazinece alınan bir para olup buna göre bir hizmetin harç konusu olabilmesi için kişilerin bir kamu kurumu hizmetinden yararlanmaları, kişilere kamu eliyle özel bir yarar sağlanması ve kamu idaresinin kişilerin özel bir işiyle uğraşması gerekmektedir.
Bir kamu hizmetinden dolayı harç alınabilmesi, bu hizmetin kanunla belirlenmesine ve bu hususla ilgili harç alınmasına ilişkin düzenlemelerin de kanunda yer almasına bağlıdır. Nitekim T.C. Anayasa'nın 73. maddesinde 'vergi, resim, harç vb. mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır' hükmü öngörülmüştür.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 12.04.2017 2017/1-1201 - 2017/716 sayılı içtihadında açıklandığı üzere yargı harcı, devletin mahkemeler aracılığıyla yaptığı hizmete ondan yararlananların katkısıdır. Kanunla açıkça yargı harçlarından muaf olduğu veya işleminin müstesna olduğuna ilişkin düzenleme yapılmamış olan herkes, bu harçları ödemekle yükümlüdür.
3561 sayılı Kanunun 2/4 maddesinde, kayyımlıkla ilgili işlemlerin her türlü vergi, resim, harç ve katkı payı gibi mali yükümlülüklerden müstesnadır hükmüne yer verilmiş ise de burada yargı harçlarından bağışıklığa ilişkin özel bir düzenleme bulunmadığından, yargı harcının bu bağışıklık içerisinde olduğunun kabulüne imkan yoktur.
Dosyadan eldeki dava açılırken başvurma harcı ile peşin maktu harcın yatırılmadığı, mahkemece bu harçların daha sonra ikmal edilmesine ilişkin bir ara kararı da bulunmadığı gibi, tahsiline ilişkin bir bilgi ve belgenin olmadığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki vakıalar karşısında 3561 sayılı Kanun uyarınca ... vekilinin mülkiyeti Hazineye ait olmayan dava konusu taşınmazda, Hazinenin hak ve menfaatlerinin korunması yanında nerede ve kim oldukları tespit edilemeyen gerçek kişi maliklerin hak ve menfaatlerinin de korunması sonucunu doğuracak şekilde mahallin en büyük mal memurunun yönetim kayyımı olarak atanması için açtığı davada, yargı harçlarını ödeme yükümü altında olduğu anlaşıldığına göre, başvurma harcı ile maktu peşin harç ödenmedikçe, eldeki davaya devam etme imkanı bulunmamaktadır. Mahkemece, bu husus gözetilmeksizin, dava açılırken usulünce yargı harcı yatırılmadan yargılamaya devamla davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda gösterilen nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nın 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 30.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön