8. Hukuk Dairesi 2015/23863 E. , 2018/11974 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı ve Katılma Alacağı
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen taşınmaz ve banka mevduat hesapları nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur.
Davalı ... ve ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalılardan ... adına açılan davanın husumet nedeniyle reddine, diğer davalı ... hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davacı vekilinin banka mevduat hesaplarına ilişkin temyiz itirazlarına gelince
Davalılardan ... adına açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmişse de, bu görüşe katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki, davalılardan ...'un yargılama sırasında 14.03.2013 tarihinde vefat ettiği dosya kapsamından anlaşıldığına göre, bu davalıya ait mirasçılık belgesi alınarak mirasçılarının davaya dahil edilmesi gerekirken pasif dava ehliyetindeki bu noksanlık tamamlanmadan yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
Bundan ayrı, Mahkemece, bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucu düzenlenen rapora göre, taraflar arasında mal rejiminin sona erdiği 25.06.2009 tarihinde davalının Ziraat Bankası kayıtlarına göre mevcut bir bakiyenin olmadığının tespit edildiği, davalının annesi ...'nin 27.03.2003 tarihli vekaletname ile davalıya bankalarda hesap açma ve hesaplardan para çekme yetkisi verildiği ve aynı tarihte davalının annesi adına hesaplar açıldığı, hesaplar arasında geçişler olduğu ve paraların vadeli hesaplarda değerlendirildiği, 07.05.2008 tarihinde davalı kocanın hesabına aktarılan ve tekrar 01.09.2008 tarihinde davalının annesinin hesabına aktarılan döviz cinsi ve TL cinsi birikimlerin davalı kocaya aidiyeti ve davalının
malı olduğu ve davalının katılma alacağını azaltma kastı ile annesine devrettiğine dair delil mevcut olmadığı, bunların tasfiye hesabına eklenmesi mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, bu karara katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki davacı taraf dava dilekçesinde, davalı kocanın evlilik birliği içinde edindiği paralarını önce kendi adına açtığı banka hesaplarında değerlendirdiğini, ancak daha sonra davacıdan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak annesi adına hesaplar açmak suretiyle kendisine ait tasarrufları bu hesaplarda değerlendirdiğini, her ne kadar hesaplar annesi adına kayıtlı görünse de, bu hesaplardaki paraların aslında davalı kocaya ait olduğunu iddia etmiştir. Mahkemece, banka hesaplarına ilişkin kayıtlar getirtilmemiş olmakla birlikte boşanma dava dosyası içerisinde davalı koca ile annesine ait muhtelif sayıda banka hesap ekstresi bulunmaktadır. Ne var ki, anılan hesap ekstreleri 2005 yılı sonrasına ilişkin olup öncesine ilişkin kayıtlar bulunmamaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı koca ile annesine ait hesaplar arasında geçişler olduğu tespit edilmiştir. Ancak Mahkemece anılan banka hesapları üzerinde bankacı bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmamıştır. Mahkemece davalı koca ile annesi adına kayıtlı tüm hesapların ilk açıldıkları tarihten itibaren tüm hesap ekstreleri ilgili bankalardan getirtilmek suretiyle, banka hesapları üzerinde mal rejimi konusunda uzman bir hesap, bir serbest muhasebeci yada mali müşavir ve bir bankacıdan oluşan üç kişilik bilirkişi heyetinden hangi hesaptaki paranın kime ait olduğu, kimden kime ne suretle devredildiği, hesaplar arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı konusunda inceleme yaptırılarak hangi hesabın kişisel mal veya edinilmiş mal olup olmadığı kesin olarak belirlendikten sonra davacının katılma alacağı talebi konusunda sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle reddine, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 02.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
8. Hukuk Dairesi 2015/23863 E. , 2018/11974 K
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 90 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 41 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 130 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 27 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 31 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat