8. Hukuk Dairesi 2016/18203 E. , 2018/11821 K

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2016/18203 E. , 2018/11821 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili ve davalı mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacılar ... ve ... vekili, davalı ...'ın davacıların babası olduğunu, anneleri... ve babaları davalının 11.04.1966 yılında evlendiklerini, 02.10.2000 tarihinden açılan boşanma davası ile tarafların boşandıklarını, anneleri muris...'ın 16.09.2009 tarihinde vefat ettiğini, dava dilekçesinde ada ve parsel numaralarını bildirdiği taşınmazların muris... ve davalının evlilik birliği içinde eşlerin katkıları ile alındığını ve eşlerden davalı ... üzerine tapu ve trafikte tescil edildiklerini açıklayarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 360.000 TL alacağın yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, bir yıllık zamanaşımının geçtiğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, bozma öncesi yapılan yargılama neticesinde evliliğin boşanma veya ölümle sonuçlanmasından sonra edinilmiş mallara katılma alacağı talep etmek için bir yıllık zamanaşımı süresi bulunduğu, boşanmanın 25.07.2006 tarihinde kesinleşmesinden sonra bir yıllık sürenin geçtiği ve edinilmiş mallara katılma payına veya katkı alacağına yönelik dava açılmadan bu sürenin dolduğu, kaldı ki davanın da eski eş tarafından değil, eski eşin mirasçıları tarafından açılması sebebiyle aktif dava açma ehliyetlerinin olmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacılar vekili tarafından hüküm temyiz edilmiştir.
Daire'nin 2011/6982 Esas ve 2012/130 Karar sayılı ilamıyla taraflar arasında geçerli mal rejiminin mal ayrılığı rejimi olduğu konusunda kuşku duyulmaması gerektiği, buna göre uyuşmazlığın Borçlar Kanununun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulacağı, uyuşmazlığın Borçlar Kanununun başka türlü hüküm mevcut olmadığı takdirde her dava için öngördüğü 10 yıllık zamanaşımı süresini öngören (TMK.nun 5.maddesi yollamasıyla) 125. maddesindeki düzenlemenin uygulanması gerektiği hususunda duraksama bulunmadığına göre mal ayrılığı rejimi döneminde edinilen malvarlığı yönünden 4721 sayılı TMK.nun 178.maddesi dikkate alınarak davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olması doğru görülmediği, diğer yönden... ile davalı ... arasındaki mal rejimi boşanma ile sona ermiş olup...’ın, ölümü halinde ise mirasçılarının boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık sürede katkı payı alacağı davası açma hakları bulunduğu ve böyle bir davayı açmakta hukuki yararlarının olduğu gözönünde bulundurularak taraf delillerinin toplanması ve sonucuna göre işin esası ile ilgili bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmadığına işaret edilerek hüküm bozmaya sevk edilmiştir. Bozmadan sonra yargılama devam ederken 06.01.2013 tarihinde davalı asıl Hasan'ın vefatı ile davaya yasal mirasçıları olan ikinci eşi Hatun ve kızı Sinem tarafından devam edilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde keşif ve bilirkişi raporunda ölen muris ...'ın davalı ...'dan 282.000,00 TL alacağı olduğunun doğrulandığı, davalı öldüğü için bu alacağın murisin terekesinden alabileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü kısmen reddine 282.000.00 TL'nin çocukları Hasan ve Ali'ye karar tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte terekeden alacağının tespitine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davacılar vekili ve davalı ... mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, Mahkemece bozma gereklerine uygun biçimde hüküm verildiğine göre davacılar vekilinin ve davalı mirasçıları vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince
Davacıların talebi, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak hakkı olup, bu alacak istemi yönünden eda hükmü yerine yazılı gerekçeyle tespit kararı verilmesi doğru görülmemiştir. Mahkemece, mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle talep edilen ve terekeye ait borç sayılan alacak miktarından, davanın mirasçılar arasında görülmesi nedeniyle, davacılarda dahil bütün mirasçıların miras payları oranında sorumlu olduğu gözetilerek muris...'ın katkı payı alacağı yönünden davacıların tespit edilecek alacak haklarına dair eda hükmü tesis edilmelidir.
Kabule göre de 743 sayılı TKM’nın 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen mallardan kaynaklanan katkı payı alacağına faiz talebi bulunduğu takdirde dava dilekçesindeki miktar yönünden dava, ıslah edilen miktar yönünden ise ıslah tarihinden geçerli olarak yasal faize hükmedilmesi gerekir. Kararda faiz başlangıcı tarihleri infazda karışıklığa veya duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gereklidir (HMK.m.297/2)
Somut olayda Mahkemece, katkı payı alacağına ilişkin alacak isteğine, dava tarihi dikkate alınarak faiz hükmedilmesi gerekirken faiz başlangıcının karar tarihinden başlatılması usul ve yasaya aykırı olmuştur
3-Davalı mirasçıları vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince
Tasfiyeye konu edilen Kuşadası 1754 ada 1 parsele kayıtlı 1 nolu mesken eşler arasında mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihinden ( 02.10.2000 ) sonraki bir tarih olan 25.08.2004 tarihinde davalı eş ... adına satış yolu ile tapuya tescil edilmiştir. Bu taşınmaz yönünden davanın reddi gerekirken yazılı şekilde davacılar lehine mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak hesaplanması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davacılar vekilinin, (3) nolu bentte gösterilen nedenler ile davalı mirasçıları vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1). bentte gösterilen nedenle reddine, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 30.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön