8. Hukuk Dairesi 2016/17561 E. , 2018/10519 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı Payı, Katilma ve Ziynet Alacağı
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün duruşma istemli olarak davalı vekili duruşma istemsiz olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, pul yokluğundan duruşma istemi reddedilmiş olmakla, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde davalı erkek adına edinilen malvarlığı yönünden mal rejminin tasfiyesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00 TL katkı payı, 50.000,00 TL katılma alacağı ile taraflar Adana ilinden Ankara iline taşınırken ev alımında kullanılmak üzere davalı tarafından zorla alınıp geri iade edilmeyen davacıya ait ziynet eşyaları yönünden şimdilik 40.000,00 TL alacağın faizleriyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davacının 15 nolu meskene ilişkin katkı payı talebinin reddine, ... plakalı araca ilişkin talebinin kısmen kabulü ile 8.500,00 TL Katılma alacağının hüküm tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalıya ait banka hesaplarında bulunan paralar yönünden 15.837,60.TL. katılma alacağının hüküm tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, ziynetler yönünden talebin kısmen kabulüne, 1 adet 18 ayar 60 gram altın set bedeli 4.830.TL, 20 adet çeyrek altın bedeli 3.320.TL, 1 adet Cumhuriyet altını bedeli 671.TL., 8 adet Adana bilezik 22 ayar ve 12'şer gram bedeli 9.168.TL, 2 adet Adana Bilezik 22 ayar 20'şer.gram 3.820.TL, 1 adet Mardin burma bilezik 22 ayar 20 gram 1.910.TL, 1 adet Beşibiryerde altınbedeli 3.320.TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davacı vekilinin ve davalı vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davacı vekilinin şirketle ilgili temyiz itirazlarına gelince
Harcı yatırılarak usulüne uygun açılan dava dilekçesinde davacı kadın vekili, varsa davalı adına kayıtlı şirket yönünden de alacak isteğinde bulunmuş, delil listesinde de ilgili kurum ve kuruluşlara yazı yazılmasını talep etmiştir, ancak Mahkemece bu hususta gereği gibi araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır. HMK 31. maddesi hükmü gereği hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü uyarınca, ilgili kurumlara evlilik birliği içinde davalı erkek adına edinilmiş şirket olup olmadığı hususlarının sorulması varsa buna ilişkin kayıtların getirtilerek dosya arasına alınması, gerekirse uzman bilirkişi yada bilirkişilerden rapor aldırılarak sonucuna göre bu talep hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile hüküm tesisi hatalıdır.
3- Davalı vekilinin banka hesapları yönünden diğer temyiz itirazlarına gelince
Mahkemece banka hesaplarındaki paralar yönünden davacı lehine katılma alacağı tespit edilmesi yerinde ise de 27.04.2015 tarihli hesap bilirkişi raporunda hesaplar arası yapılan havaleler gözetilmeden mükerrerliğe neden olacak şekilde 15.837,60 TL katılma alacağı hesap edildiği, davalı vekilince yapılan itiraz üzerine 23.10.2015 tarihi ek raporda hesaptaki hata düzeltilerek katılma alacağının 13.212,60 TL olarak tespit edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece ek raporda tespit edilen miktar yerine hesap hatası yapılan kök rapordaki miktarın kabul edilerek davacı lehine fazla katılma alacağına hükmedilmesi doğru olmamıştır.
4- Davacı vekilinin ve davalı vekilinin ziynet eşyaları yönünden temyiz itirazlarına gelince
Mahkemece, ziynetlerin davacıdan alındığı kanaati oluştuğu ancak davacı tarafça iddia edilen pırlanta set, 3 adet yüzük, altın kaplama saat, 1 çift küpe ve 1 adet gümüş setinin bozdurulmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, bu takıların günlük hayatta davacı tarafca kullanıldığının ve bozdurulduğu takdirde ekonomik değerinin pek fazla olmayacağı gerçeği göz önüne alınarak davacıda kaldığı, diğer ziynetlerin ise ekonomik değerlerinin fazla olması nedeni ile bozdurulduğunun kabulü ile bedellerinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Mahkemenin, davacı tarafın ziynet eşyalarının davalı tarafından bozdurulduğuna ilişkin kabulü yerinde ise de bozdurulan altınların nicelik ve niteliklerinin usulüne uygun belirlenmediği ve HMK 297/2 maddesine aykırı şekilde dava dilekçesinde talep edilen bir kısım ziynet eşyası yönünden olumlu olumsuz hüküm tesis edilmediği anlaşılmaktadır.
Hükme esas alınan kuyumcu bilirkişi raporunda dosyadaki fotoğraflarda ve düğün cdlerinde ne kadar ve ne tür altın tespit edildiğine ilişkin hiçbir bilgi verilmeden dava dilekçesinde talep edilen sayı ve nitelikte altının dava tarihi tibariyle değerlerinin belirlenmiştir. Öte yandan gerekçeli kararda hayatın olağan akışı içinde bozdurulmadığı kabul edilen ziynetler haricindeki diğer ziynetler yönünden talebin kabul edildiği açıklandığı halde dava dilekçesinde talep edilen 2 adet kolye, 3 adet altın bileklik ve 1 adet Mardin ilmeli incili kolye yönünden hüküm fıkrasında olumlu olumsuz bir karar verilmemiştir. Mahkemece yapılacak iş, konusunda uzman bilirkişiden dosyaya sunulan fotoğraflar ve düğün CD'lerinde inceleme yaparak hüküm kurmaya ve denetime elverişli rapor aldırılmalı, dosya kapsamına göre HMK 297/2 maddesi gözetilerek dava dilekçesinde talep edilen ziynetlerin yönünden bir karar verilmelidir.
Anılan hususlar gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de, mahkemece reddedilen miktara göre kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine karar tarih itibariyle yürürlükte olan AAÜT'ne uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken hükmün altıncı bendinde reddedilen miktara göre vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davacı vekilinin, (3) nolu bentte yazılı nedenler ile davalı vekilinin, (4) nolu bentte yazılı nedenler ile davacı vekilinin ve davalı vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraf vekilerinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1). bentte gösterilen nedenle reddine, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 03.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
8. Hukuk Dairesi 2016/17561 E. , 2018/10519 K
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat