8. Hukuk Dairesi 2015/21749 E. , 2018/9760 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, dava konusu edilen 103 ada 368, 369 ve 370 nolu parsellerin kadastro tespiti görmesine rağmen tapu kütüğünde maliki anlaşılamayan ve malik hanesi tamamen boş bırakılan taşınmazlar olduğunu, vekil edeni tarafından taşınmazların imar ve ihya edilerek davasız ve aralıksız 40 yıldır malik sıfatıyla zilyet edildiğini belirterek nizalı taşınmazların olağanüstü zamanaşamı nedeniyle davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazların orman tahdit kapsamı içinde kaldığı ve imar ihyaya dayalı zilyetlik nedeniyle özel mülkiyete konu edilemeyecekleri gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 103 ada 368 (Eski: 4919), 369 (Eski: 4920) ve 370 (Eski: 4921) nolu parsellere yönelik Tapu Sicil Müdürlüğü yazı cevabı içeriği ve ekli evraktan 1971 yılında yaşanan yangın sonrası tapulama tutanak asıllarına ulaşılamadığı, mahallinde 3402 sayılı Kanun'un 22/-a maddesi uyarınca yenileme kadastrosunun yapıldığı, yenileme öncesi ve sonrası tapu kütüklerinde taşınmazların malik hanelerinin boş bırakıldığı anlaşılmaktadır.
Ayrıca 103 ada 368 (Eski: 4919), 369 (Eski: 4920) ve 370 (Eski: 4921) nolu parsellere ilişkin ... Orman İdaresi tarafından ... Gezici Arazi Kadastro Mahkemesi’ne kadastro tespitine itiraz davalarının açıldığı, mahkemece sırasıyla 27.11.1957 tarih ve 1955/543 Esas, 1957/1269 Karar, 27.11.1957 tarih ve 1955/542 Esas, 1957/1277 Karar, 27.11.1957 tarih ve 1955/541 Esas, 1957/1268 Karar sayılı ilamlar ile davaların taraflardan birinin müracaatı halinde tekrar duruşmaya çıkarılmak üzere şimdilik duruşmadan kaldırılmasına karar verildiği ve karar örneklerinde kesinleşme şerhlerinin bulunmadığı görülmektedir.
766 sayılı Tapulama Kanunu 54. maddesinde 'Hakim tarafların delillerini topladıktan sonra re'sen tahkikatı genişletmek lüzumlu gördüğü diğer delilleri toplama ve delilleri serbestçe takdir etmek yetkisini haizdir. Tahkikattan elde edeceği kanaate göre gayrimenkulün kimin adına tescil edileceğini belirtmekle mükelleftir. Benzer nitelikli düzenleme 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 30/2. maddesinde ise ''Kadastro komisyonlarından gönderilen tutanaklar ile Mahalli Mahkemelerden devredilen dosyaların muhtevasından malik tespiti yapılamadığı veya dava açan mirasçının dışında başka mirasçıların da bulunduğu anlaşıldığı takdirde, hakim resen lüzum gördüğü diğer delilleri toplayarak taşınmaz malın kimin adına tescil edileceğine karar vermekle yükümlüdür. Taşınmaz malın ölü bir şahsa ait olduğu anlaşılır ve mirasçıları da tespit edilemezse, ölü olduğu yazılmak suretiyle o şahsın adına tescil kararı verilir'' şeklindedir. Yine 3402 sayılı Kanun'un 27/1. maddesi hükmüne göre, “Mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevi sona erer ve davalara ait dosyalar Kadastro Mahkemesi'ne re’sen devrolunur.” Aynı Kanun'un 26/son maddesi hükmüne göre de “Kadastro Mahkemesi'nin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar.” denilmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle dava konusu parsellerin halen malik haneleri boş olup, taşınmaz hakkında sicil oluşmadığına ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 30/2. maddesi (766 sayılı Tapulama Kanunu'nun 54. maddesi) uyarınca gerçek maliki belirleme görevi ile malik hanesini doldurma görevi Kadastro Mahkemesi'ne ait olduğuna göre, uyuşmazlık hakkında görevsizlik kararı verilmek suretiyle dava dosyasının görevli ve yetkili Kadastro Mahkemesi'ne gönderilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esasının incelenmesi ve yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nın 428. maddesi uyarınca usul ve yasaya aykırı kararın BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 21.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
8. Hukuk Dairesi 2015/21749 E. , 2018/9760 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 29 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 37 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 63 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 41 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 27 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat