8. Hukuk Dairesi 2015/14863 E. , 2018/2534 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2015/14863 E. , 2018/2534 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı Hazine Temsilcisi, sınırlarını belirttiği 7500 m2 lik taşınmazın davalıların miras bırakanı ... adına kayıtlı olduğunu, bu taşınmazın yanında tapuda kayıtlı olmayan 29700 m2 miktarlı Hazineye ait taşınmaz bulunduğunu, bu taşınmazın 1964 yılından beri ... tarafından gerek kiralanmak ve gerekse ecrimisil ödenmek suretiyle kullanıldığını, ...'in Hazine taşınmazını kiralamak ve ecrimisilini ödemek suretiyle taşınmaz üzerinde Hazinenin üstün hakkını kabul ettiğini, ...'in ölümünden sonra mirasçılarının dava konusu yeri aynı şekilde kullandığını ancak kadastro çalışmaları sırasında Hazineye ait 29700 m2 miktarlı taşınmaz ile ... adına kayıtlı 7500 m2 miktarlı taşınmaz malın bir bütün olarak 259 ada 66 parsel numarası altında 41986,69 m2 yüzölçümlü olarak davalılar adına tespit görerek tapuya tescil edildiğini belirterek 259 ada 66 parselde tespit görerek tapuya tescil edilen 29700 m2 yüzölçümlü Hazine taşınmazının iş bu parselden ayrılarak Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan ..., 7500 m2'lik babalarından kalan yerin hudutlarının sabit olduğunu, Hazinenin taşınmazının da bu yer içinde kaldığını, babasının uzun yıllar bu yer için hazineye icar ödediğini, kendisinin de hazineye icar ödemeye devam ettiğini, taşınmazın satışı için müracaatta bulunduklarını, babasının hazineye kira ödemesinin sebebinin taşınmazın elinden alınacağı korkusu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Diğer davalılar, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davalılar murisinin, tarafına gönderilen haciz ihbarnamesinin oluşturduğu tehdit altında ecrimisil ödemiş olduğu kanaatine varılarak, davalılar murisi ve davalıların kanunda belirlenen malik sıfatıyla zilyet olma özelliğini koruduğu dikkate alınarak davanın reddine karar verilmiş hüküm, davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 259 ada 66 parsel sayılı taşınmazın senetsizden, 41986,69 m2 yüzölçümlü olarak ve 1/3'er hissesiyle davalılar Seyfullah oğlu ..., ... ve ... adına kadastro yolu ile 22.12.2004 tarihinde tespit edildiği ve tespitin 03/03/2005 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Davacı Hazine, dava konusu taşınmaz bölümünün davalıların mirasbırakanlarına karşı kira sözleşmesi karşılığında kiraya verildiğini, bu suretle davalıların malik sıfatı ile değil kiracı ve feri zilyet sıfatıyla zilyet olduklarını iddia ederek tapu kaydının iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.
Kira sözleşmesinden kaynaklanan fer'i zilyetlik, TMK.nın 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddeleri anlamında zilyet olan kişiye herhangi hukuki bir hak bahşetmez. Başka bir anlatımla, bir taşınmazın kiralama yolu ile kullanılması malik sıfatı ile zilyetliği sona erdirir.
Dosya kapsamından, davalıların murisleri ile davacı Hazine'nin taraf olduğu kira sözleşmelerinin dosyaya sunulduğu anlaşılmaktadır. Ancak, davalıların malik sıfatı ile zilyetliğinin araştırılması açısından sunulan bu kira sözleşmeleri ile ilgili yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya elverişli olduğu söylenemez. Mahkemece, sunulan bu kira sözleşmelerinin iki taraflı sözleşme olduğu da gözönüne alınmak suretiyle, davalıların murisi tarafından kendi rızası ve imzasıyla düzenlenip-düzenlenmediğinin, sözleşmelerin geçerli olup-olmadığının ve süresinin araştırılması, sonrasında bu sözleşmelerin dava konusu taşınmaza kesin olarak uyup-uymadığının ve dava konusu taşınmaza ait olup-olmadığının saptanması suretiyle davalıların kadastro tespitinden önceki zilyetliğinin TMK'nun 713/1 maddesinde yazılı malik sıfatı ile zilyetliklerinin olup olmadığı hususları üzerinde etraflıca durulması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davacı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 20.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön