8. Hukuk Dairesi 2016/16832 E. , 2018/18692 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde davalı adına edinilen 1118 ada 10 parselde bulunan 9 numaralı bağımsız bölümün edinilmiş mal olduğundan bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000 TL katılma alacağının yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın kişisel malın ikamesi olduğu, edinilmiş mal olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK mad. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir.
Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı eklenecek değerlerden (TMK mad. 229) ve denkleştirmeden (TMK mad. 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK mad. 219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK mad. 231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK mad. 236/1). Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur.
Artık değere katılma alacağı miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri esas alınır (TMK mad. 227/1, 228/1, 232 ve 235/1). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir.
Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK mad. 222).
Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır.
Somut olaya gelince eşler, 08.02.1989 tarihinde evlenmiş, 27.06.2011 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 15.05.2012 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad. 10, TMK mad. 202/1). Tasfiyeye konu 1118 ada 10 parselde bulunan 9 numaralı bağımsız bölüm, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 16.05.2006 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK mad. 179).
Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde
Mahkemenin, dava konusu taşınmazın alınmasında SS Adana Mavikent Konut Yapı Kooperatifi'ndeki hissesinin satışından elde ettiği 29.408,00 TL'nin kullanıldığı, hisse satışından elde edilen bu paranın davalının kişisel malı olduğu yönündeki kabulü yerinde ise de dosya içindeki 01.02.2013 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın edinme tarihindeki değerinin 45.504,00 TL olarak belirlendiği, Mahkemece davalının kooperatif hissesi satışından elde ettiği 29.408,00 TL ile dava konusu taşınmazın bedelinin tamamının karşılanıp karşılanmadığının hususunun açıklığa kavuşturulmadığı, eksik araştırma ile karar verildiği anlaşılmaktadır. O halde Mahkemece söz konusu 29.408,00 TL (kişisel mal) ile dava konusu taşınmazın bedelinin tamamının karşılanıp karşılanmadığının araştırılması, değerinin araştırılması karşılanmadığının anlaşılması halinde alacak bakiye kısmın edinilmiş maldan karşılandığı kabul edilerek (TMK mad. 222) davacının alacak talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla ve HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 15/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
8. Hukuk Dairesi 2016/16832 E. , 2018/18692 K
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 32 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat