8. Hukuk Dairesi 2016/3578 E. , 2018/18617 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2016/3578 E. , 2018/18617 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı alacaklılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R

Davacı 3.kişi vekili, müvekkilinin haciz yapılan evin maliki olduğunu, evin üç katlı olduğunu, müvekkilinin bu evin 2. ve 3. katında ikamet ettiğini, borçlu ... ise bu evin 1. katında ikamet ettiğini, haciz işlemi sırasında müvekkiline ait tapulu araziden toplanan 875 kilo fındığın haczedilerek muhafaza altına alındığını, fındıkların müvekkiline ait olduğunu, borçlunun bu fındıklar üzerinde bir hakkının bulunmadığını açıklayarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, dava konusu edilen fındıkların borçlunun evinde haczedildiğini, davacının tapulu fındık arazisi olmasının fındığın davacıya ait olduğunu göstermediğini, davacının davada borçluyu davalı olarak göstermediğini açıklayarak, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davacı ile borçluların aynı binadaki farklı katlarda ikamet ettikleri, fındığın ise bu binanın önünde bulunan bahçede serili iken haczedildiği, fındığın takip borçlularına ait yarım dönümlük bir taşınmazdan elde edilmesinin mümkün olmadığı, bu miktardaki fındığın ancak davacıya ait yaklaşık 5 dönümlük fındık bahçesinden toplanabileceği, bu durumda davacı tarafın fındıkların kaynağını, nereden ve ne surette elde ettiğini ispatlamış olduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK'nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Yargıtayın ve Dairemizin istikrar kazanan uygulamasına göre, borçlunun, istihkak iddiasına karşı tutumu belirli ise veya duruşmalara dahil edilmesi, işin esasına etki etmeyecekse, davada taraf olarak gösterilmesi gerekli değildir. Ne var ki, somut olayda yokluğunda alınan haciz kararlarından haberdar edilmeyen İİK'nin 103. maddesine göre davetiye tebliğ edilmeyen borçluların istihkak iddiasına karşı tutumu belirlenememiştir. Bu nedenle borçluların davalı sıfatı ile davaya katılmasının sağlanması amacıyla davet kağıdı ve dava dilekçesinin borçlulara tebliğ edilmesi için, davacı 3.kişiye süre ve imkan verilerek taraf teşkilinin sağlanması, bundan sonra tarafların tüm delillerinin toplanmasının ardından, işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekir.
Mahkemece taraf teşkili sağlanmadan, işin esasına yönelik karar verilmesi isabetli olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, taraflarca İİK'nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 14.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön