8. Hukuk Dairesi 2016/3190 E. , 2018/17966 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı alacaklı vekili müvekkili şirket tarafından borçlu aleyhine alınan ihtiyati haciz kararının infazı için icra takibi başlatıldığını, bu kapsamda davalılardan Türkiye Finans Bankasına borçlunun banka nezdindeki mevduatlarına haciz konulması için haciz ihbarnamesi gönderildiğini, ancak Bankanın kredili müşterisi olması nedeniyle bu hesaptaki hak ve alacakların rehinli olduğunu bildirdiğini ve istihkak iddiasında bulunulduğunu, davalı Bankanın mevduat hesabında rehin olmadığı halde üzerinde rehin varmış gibi gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu, istihkak iddiasının hukuka aykırı olduğunu belirterek istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı üçüncü kişi, Türkiye Finans Katılım Bankası A.Ş. vekili borçlu şirketin müvekkili Bankadan kullanmış olduğu kredi sözleşmeleri uyarınca banka nezdindeki her türlü hak ve alacakları öncelikle Bankaya rehinli olup, Bankanın ayrıca takas ve mahsup hakkının bulunduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı Bankanın 89/1 haciz ihbarnamesine itirazının istihkak niteliğinde olmadığı, haczin işlendiği rehin haklarının bulunduğunu bildirilmesinin bir açıklamadan ibaret olduğu, alacaklının Bankanın vermiş olduğu cevabın, doğru olmadığı kanaatinde olması durumunda, İİK 89/1maddesi uyarınca başvuru hakkı bulunduğundan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı alacaklı vekince temyiz edilmiştir.
Borçlunun üçüncü kişi bankadaki mevduat alacağı, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 106/2. maddesi gereğince menkul hükmündedir. Bankadaki mevduat, menkul haczi gibi icra müdürlüğünce bankaya yazılacak yazı ile haczedilebileceği gibi, İİK'nin 89. maddesine uygun olarak düzenlenen haciz ihbarnamesi ile de haczedilebilir. Bu takdirde İİK'nin 89. ve bunu izleyen maddelerde yazılı hukuki sonuçlar doğar.
İİK'nin 89. maddesi uyarınca gönderilen haciz ihbarnamesine karşı üçüncü kişi bankanın, borçluya ait mevduat hesabı üzerinde rehin hakkının olduğunu ileri sürmesi, haciz ihbarnamesine itiraz niteliğinde olup, alacaklı İİK'nin 89/4. maddesi uyarınca üçüncü kişinin cevabının aksini icra mahkemesinde ispat ederek üçüncü kişinin İİK'nin 338/1. maddesi hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir (HGK'nun 28.3.2012 tarih ve 2011/12-849-242 sayılı kararı).
Üçüncü kişinin haciz müzekkeresine karşı mevduat hesabı üzerinde rehin hakkı bulunduğunu ileri sürmesi ise, İİK'nin 96/1 uyarınca istihkak iddiası niteliğinde olup, icra müdürünün istihkak prosedürünü düzenleyen İİK’nin 96-97 maddelerinde yazılı kurallara göre işlem yapması gerekir.
Somut olayda, borçlu şirketin hesaplarında bulunan paraların haczi için davalı 3. kişi Bankaya 10.08.2015 tarihinde 89/1 haciz ihbarnamesi gönderildiği, Banka tarafından 13.08.2015 tarihinde verilen cevapta, şube nezdinde bulunan borçluya ait hesap üzerine kendilerinin rehin, hapis ve takas mahsup haklarından sonra gelmek kaydı ile haciz şerhinin işlendiğinin bildirildiği, 01.09.2015 tarihinde 3. kişi bankaya haciz yazısı yazıldığı, banka tarafından verilen 14.09.2015 tarihli cevapta da haciz ihbarnamesine verilen cevapla aynı içerikte cevap verilmesi üzerine, İcra Dairesi tarafından 08.10.2015 tarihinde alacaklıya İİK 99. madde uyarınca istihkak davası açması için süre verilmiştir.
Her ne kadar Mahkemenin gerekçesinde İİK 89/1. maddesi uyarınca İcra Müdürlüğü tarafından Bankaya gönderilen haciz ihbarnamesinin hukuki değerlendirmesi doğru ise de eldeki dava haciz ihbarnamesine itiraz niteliğinde olan Bankanın 13.08.2015 tarihli cevabı nedeniyle değil, Bankaya 01.09.2015 tarihinde yazılan haciz yazısı üzerine İcra Müdürlüğünün alacaklıya İİK 99. madde uyarınca istihkak davası açması için süre verilmesi nedeniyle açılmış olduğundan, yargılamaya istihkak davası olarak devam edilip, esastan inceleme yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK'nin 366 ve 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 25.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
8. Hukuk Dairesi 2016/3190 E. , 2018/17966 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 36 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 31 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 48 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 63 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 42 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 36 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 33 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat