8. Hukuk Dairesi 2018/11965 E. , 2018/16383 K


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2018/11965 E. , 2018/16383 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR

Davacı 3. kişi vekili, haczedilen malların şahıs malı olmadığını, şirketin malı olduğunu, menkullerin borçlu ile bir ilgisinin olmadığını, şirket ortağının borcundan dolayı olsa bile şirket malının haczedilemeyeceğini, borçlunun haciz mahallinde bulunmasının şirkete ait olan malların onun şahsına ait olduğunu göstermeyeceğini açıklayarak davanın kabulü ile hacizlerin kaldırılması ve tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, borçlunun davacı şirketin ortağı iken alacaklılardan mal kaçırmak niyetiyle muvazaalı olarak hisselerini 3.kişi şirketin ortağı olan eşine devrettiğini, borçlunun haciz sırasında haciz mahallinde olduğunu, icra takibine dayanak bononun 3.kişi şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığını belirterek, davanın reddine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, şirket eski ortağı olan borçlunun şahsi borçlarından dolayı şirket mallarının haczedilemeyeceği, 3.kişi şirketin 1995 yılından beri haciz yapılan adreste faaliyet gösterdiği, şirketin faaliyet alanının çiçekçilik olduğu, haczedilen malların da çiçekçilikle ilgili olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Kararı davalı alacaklı vekili temyiz etmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK'nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Dava konusu haciz, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği ve dayanak senette geçen adreste, borçlunun huzurunda yapılmıştır. Öte yandan borçlu, davacı 3.kişi şirketin yarı hisseli kurucu ortağı iken borcun doğum tarihinden sonra 19.4.2013 de hissesini eşi olan diğer ortak ...’e devretmiştir. Bunun yanında, borçlu ile 3.kişi şirketin faaliyet alanı da aynıdır. Buna göre, İİK'nin 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararınadır. Bu yasal karinenin aksinin davacı 3. kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekir.
Davacı 3. kişinin dayandığı, borcun doğumundan sonraki tarihleri taşıyan ve ayırt edici özellikleri bulunmayan faturalar mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli değildir.
O halde, Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönüne alınarak, davanın reddi yerine oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile kabulüne yönelik hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK'nin 366 ve HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca İİK'nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 27.9.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön