8. Hukuk Dairesi 2017/15418 E. , 2018/14842 K

[İctihat]

8. Hukuk Dairesi 2017/15418 E. , 2018/14842 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın reddine dair kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemiz'in 06.06.2017 gün ve 2015/6292 Esas, 2017/8380 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Davacı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

K... A R A R

Davacı 3.kişi vekili, 08.04.2013 tarihli haciz sırasında haczedilen menkullerin davacıya ait olduğunu, haciz yapılan adresin davacının ticaret sicilde kayıtlı adresi olduğunu ve adresin borçluyla ilgisinin bulunmadığını, bu sebeple mülkiyet karinesinin 3. kişi lehine olduğunu, ...nun davacı şirkette ve borçlu şirkette ortaklığının bulunmasının haciz yapılması için yeterli olmadığını, şirketler arasında organik bir bağın da bulunmadığını, haciz sırasında borçluya ait evraka rastlanmadığını, mahcuzların faturalarının da haciz anında haciz heyetine sunulduğunu belirterek, davanın kabulü ile menkuller üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, borçlu şirketten davacı 3. kişi şirkete 200.000-TL para transferi yapıldığını, borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak maksadı ile danışıklı işlemler yaptığını, her ne kadar şirketlerinin bağımsız bir şirket olduğu, borçlu şirket ile alakalarının olmadığı ileri sürülmüşse de söz konusu iddia ve beyanların gerçek dışı olduğu, borçlu şirketin alacaklılardan mal kaçırmak maksadı ile 4 adet toplam 200.000-TL bedelli çeki davacı şirkete ciro ederek alacaklılarından mal kaçırdığını, borçlu şirketin banka hesabından davacı şirkete paralar gönderildiğini, bu da davacı şirketin borçlu şirketin malvarlığının eksiltilmesi amacıyla kurulduğunu gösterdiğini, davacı şirket ile borçlu şirket ortaklarının kardeş olmakla kalmayıp, borçlu şirketin sermayesinin muvazaalı şekilde davacı şirketin iştirakinde kullanılmış olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporunda tespit edilen çeklerin, şirket ortaklarından ...nun sermaye borcuna ilişkin verildiği iddia edilmiş ise de, buna ilişkin kayıtların ticari defterlerde yer almadığı, böylelikle davacının iddiasının soyut iddiadan öteye geçmediği, yine davacı taraf dava dilekçesinde davalı borçlu şirket ile ticaret ve iş yapmadıklarını aralarında her hangi bir bağ olmadığını belirtmiş ise de borçlu şirket hesabından davacı şirkete gönderilen 275.000,00 TL'nin neden gönderildiğine ilişkin davacı tarafın ticari defter kayıtlarında her hangi bir bilginin olmadığı, bu kadar yüklü miktarda yapılan para transferlerinin neye ilişkin olarak yapıldığının ve ticari defterlere kaydedilmemesinin davalı alacaklı şirketin muvazaa iddiasını destekler nitelikte olduğu, ayrıca davacı tarafça ileri sürülen faturaların da Yargıtay'ın yerleşik içtihatları da dikkate alındığında tek başına istihkak davasını ispatlamaya yeter güçlü delil olmadığı, her ne kadar ilgili çeklere ilişkin yapılan ödemeler ve şirketler arasındaki para transferleri icra takip dosyasındaki borcun doğumundan önceki tarihte yapılmış ise de borçlu ve 3. kişi konumunda olan farklı iş kollarında faaliyet gösteren şirketler arasındaki mali transferin çeklere ilişkin yapılan ödemelerin, şirket ortakları arasındaki akrabalık derecesinin şirketler arasındaki organik bağı kanıtlamaya yeterli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm, davacı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyanın temyiz incelemesini yapan Dairemizce, 2015/6292 Esas, 2017/8380 .... sayılı 06.06.2017 tarihli karar ile davacı 3. kişi vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar verilmiş, Daire kararına yönelik davacı 3. kişi vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
Dava, 3.kişinin İİK'nun 96 ve .v.d. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
17.08.2017 tarihli karar düzeltme dilekçesinin 1 nolu bendinde temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması talep edilmekle birlikte bu talep nazara alınmaksızın, yanlışlıkla dosya üzerinden temyiz itirazlarının incelendiği belirtilerek sırf bu nedenden dahi onama kararından dönülmesi gerektiği ifade edilmişse de, dosyanın duruşmalı incelenmesi için gerekli pulun dosya ekinde bulunmadığına dair Dairemizce tutanak tutulduğu ve ayrıca bu hususun UYAP kayıtlarına da işlendiği tespit edilmekle davacının bu noktaya ilişkin karar düzeltme sebebi yerinde bulunmamıştır.
Dosyanın esasına ilişkin karar düzeltme istemlerine gelince
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, düzeltilmesi istenen Yargıtay ilamıyla bunda atıf yapılan mahkeme kararında yazılı gerekçelere göre davacı 3. kişi vekilinin karar düzeltme itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, düzeltilmesi istenen Yargıtay ilamıyla bunda atıf yapılan mahkeme kararında yazılı gerekçeler ve dosyada mevcut belgeler karşısında karar düzeltme isteği yerinde görülmediği gibi HUMK'nun 440. maddesinde yazılı dört halden hiç birine de uymadığından davacı 3. kişi vekilinin karar düzeltme istemlerinin İİK'nun 366. ve HUMK'nun 442. maddeleri uyarınca REDDİNE, anılan Kanunun 442. maddesi uyarınca (6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi gereğince 1086 sayılı HUMK'nun 427 ila 454. maddeleri yürürlükte bulunduğundan) takdiren 300,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak ...'ye irad kaydına ve 5,40 TL peşin harcın red harcına mahsubu ile kalan 9,40 TL'nin karar düzeltme isteyenden alınmasına, 03.07.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.