8. Hukuk Dairesi 2018/9387 E. , 2018/14491 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2018/9387 E. , 2018/14491 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması ve Tahliye

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen reddine ve kısmen karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olup, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine kira alacağı ve tahliye istemli olarak başlatılan icra takibinde davalı borçlunun yetkiye ve borca itirazı üzerine davacı icra mahkemesinden itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuş mahkemece yetki itirazının kaldırılması talebinin reddine, sair hususlarda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş karar davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı alacaklı, 01/06/2003 başlangıç tarihli ve on yıl süreli yazılı kira sözleşmesine dayanarak 23/12/2015 tarihinde ... . İcra Müdürlüğü’nde başlattığı icra takibi ile 202.769,56 USD kira ve 2.619,14 USD işlemiş faiz alacağının tahsilini talep etmiş, davalı borçlu vekili süresinde verdiği itiraz dilekçesi ile müvekkili adresinin Beyoğlu/İstanbul olduğu buna göre icra takibinin yetkisiz icra müdürlüğünde başlatıldığı, müvekkilinin borcu bulunmadığını belirterek yetkiye ve borca itiraz etmiştir.
6100 sayılı HMK'nun 17.maddesine göre “Tacirler veya kamu tüzel kişileri doğan veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılabilir”. Taraflarca sözleşmenin 9.maddesinde “Taraflar, ihtilaf çıkması halinde ... Mahkemelerinin ve İcra Müdürlüklerinin yetkisini kabul ettiklerini beyan ve taahhüt ederler” hükmü düzenlenmiştir. Uyuşmazlık, davacı alacaklı vakfın tacir olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 16. maddesi ile amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıfların tacir sayılacağı ancak gelirinin yarısından fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcayan vakıfların bir ticari işletmeyi ister doğrudan doğruya ister kamu hukuku hükümlerine göre yönetilen ve işletilen bir tüzel kişi eliyle işletsinler kendilerinin tacir sayılmayacağı düzenlenmiştir. Bu durumda mahkemece davacı alacaklı vakfın ticari bir işletme işletip işletmediği, gelirinin yarısından fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcayıp harcamadığı ve vergi muafiyetinin bulunup bulunmadığı gibi hususları ilgili yerlerden sorularak davacının tacir olup olmadığı belirlenip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile davacı alacaklının tacir olduğunun kabulü ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle,davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 27/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön