8. Hukuk Dairesi 2018/11542 E. , 2018/14439 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, dava konusu 1609 parsel sayılı taşınmazın dahili davalılar murisi ... diğer davalı ... tarafından 25/01/1974 tarihinde ihale edildiğini, dava konusu taşınmazın komşu parsellerinin ihale ile vekil edeni tarafından alındığını, bu sebeple dava konusu parselin de edinimini sağlamak için Tapu Müdürlüğü'ne gidildiğinde dava konusu taşınmazın davalı ... adına kayıtlı olduğunun öğrenildiğini, oysa dava konusu taşınmazın uzun yıllardan beri vekil edeni tarafından malik sıfatı ile kullanıldığını belirterek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. 14/07/2014 tarihinde yapılan keşifteki beyanında 1610 parsel sayılı taşınmazın da dava konusu olduğunu beyan etmiştir.
Davalı ... vekili, dava konusu işlemlerin idari yollarla çözülmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazların 1980 yılından beri davacı tarafından kullanıldığı taşınmazların davalılar ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığı taşınmazların alt katının dükkan üst katının ise otel şeklinde olduğu, mahkemece 2013/187 ve 2013/186 sayılı dosyalarda da söz konusu dükkan ve otelle ilgili davacının davalarının görüldüğü, tapu kaydında tek parsel üzerinde birden fazla bağımsız bölüm olmasına karşın kat mülkiyetinin kurulmadığı bu haliyle davacının hak ve zilliyetliğinde bulunan taşınmazların davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptaline karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne, dava konusu 1610 ve 1609 parsel sayılı taşınmazların davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş hüküm 1609 parsel sayılı taşınmazın maliki davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz edenin sıfatına göre, dava konusu 1609 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde
Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava ve temyiz konusu 1609 parsel sayılı taşınmazın ... Belediyesi adına 19/10/1993 tarihinde tapulama yolu ile tescil edildiği, davacı vekilinin dava dilekçesine ekli olarak 30/01/1974 tarihli dava dışı ... ve davalılar murisi ... arasında yapılan satış sözleşmesi ile 23/10/2007 tarihli harici satış senedini dosyaya sunduğu, 23/10/2007 tarihli harici satış senedine göre dava dışı ... vekili ... dava konusu 1609 ve 1610 parsel sayılı taşınmazdaki 2 dükkanı 5.000,00 TL karşılığında davacı ...'na sattığı anlaşılmaktadır.
Davacının kadastro öncesi nedenlere ilişkin taleplerinin değerlendirilmesinde
Davacı vekili, davalılar murisi ... dava konusu taşınmazı 1974 tarihinde ihale ile diğer davalı ...'den aldığını, oysa dava konusu taşınmazı vekil edeninin uzun yıllardır malik sıfatı ile kullandığını belirterek dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptalini ve vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiş, dava dilekçesine 30/01/1974 tarihli ada ve parsel numarası belirtilmeyen hal binası içindeki iki adet dükkanın satışına konu olan, alıcısının dava dışı ... ve satıcısının dahili davalılar murisi ... olduğu bir senet sunmuştur. Mahkemece dosya içeriğine göre davacının dava konusu yerleri 1980 tarihinden beri kullandığı tespit edilmiştir. Bu durumda davacının kadastro öncesi nedenlere dayandırdığı tapu iptal ve tescil talebinin incelenmesinde, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesine göre ''Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.'' Dava konusu 1609 parsel sayılı taşınmazın 22/05/1992 yılında davalı ... adına tespit edildiği ve kadastro tespiti 19/10/1993 yılında kesinleştiği sabit olduğundan anılan Kanun hükmü gereğince davacının 10 yıllık hak düşürücü süre içinde kadastro öncesi nedenlere dayanarak hak iddia etmesi mümkün olmadığından kadastro öncesine dayanan sebepler yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru görülmemiştir.
Davacının kadastro tespiti sonrasına ilişkin taleplerinin değerlendirilmesinde
Yine kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olmayıp, tapuda kayıtlı taşınmazların harici satışı da TMK'nın 706, 6098 sayılı TBK'nın 237, 818 sayılı BK'nın 213, 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz ve satın alana herhangi bir hak bahşetmez. TMK'nın 706. maddesinde öngörülen resmi şekil bir ispat şartı olmayıp bir geçerlilik şekil şartıdır. Bu husus 6098 sayılı TBK'nın 237.maddesinde 'Taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için resmi şekilde düzenlenmesi şarttır.” şeklinde açıklanmıştır. Bu sebeple resmi memur önünde yapılmayan harici satış senetlerine değer verilemez ve buna dayalı olarak iptal ve tescil isteğinde bulunulamaz.
Somut olayda, davacı dava dilekçesine ekli olarak 23/10/2007 tarihli harici satış senedini dosyaya sunmuştur. Satış senedine göre, dava dışı ... vekili ... dava konusu 1609 ve 1610 parsel sayılı taşınmazdaki 2 dükkanı 5.000,00 TL karşılığında davacı ...'na sattığı anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmaz ... Belediyesi adına 19/10/1993 tarihinde tapulama yolu ile tescil edilmiş olup, harici satımın yapıldığı 2007 tarihinde tapuya kayıtlı bir taşınmaz olduğundan bu sebeple 1609 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin 1609 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nın 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK'nın 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 26/06/2018tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
8. Hukuk Dairesi 2018/11542 E. , 2018/14439 K
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat