8. Hukuk Dairesi 2018/6295 E. , 2018/13904 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2018/6295 E. , 2018/13904 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacılar vekili, müvekkilerinin dava konusu 142 ada 33 ve 37 parsel sayılı taşınmazlarda ¼ hisse sahibi olan ... ’in mirasçısı olduklarını, davalının dava konusu taşınmazları sürüp ekmek suretiyle tecavüz ettiğini belirterek davalının müvekkillerinin hisselerine oranla el atmasının önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu taşınmazlarda ¼ hisse sahibi olan ...’in yerini kullandığını, kadastrodan önce tarla bölüşüm senedi ile kendi aralarında rızai taksim yaptıklarını iyiniyetli olarak yetiştirdiği hurma ağaçlarının mülkiyet hakkını saklı tutarak dava konusu yerleri kendilerine teslim etmeye hazır olduğundan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan keşif, dinlenen tanık ve bilirkişi beyanları nazara alındığında davalı ...'in dava konusu 33 parsel sayılı taşınmazda fen bilirkişi raporunda B harfi ile belirtilen 998,35 m² ve 37 parselde ise A,B ve C harfleri ile belirtilen ve sırasıyla 851,57 m², 1928,41 m² ve 1750,80 m²’lik yerleri evveliyatından beri babasının ve sonrasında da bizzat kendisinin kullandığı, davacıların ise dava konusu taşınmazlarda herhangi bir yer kullanmadıkları, davalının dava konusu taşınmazlarda hissesi yok ise de eldeki dava açılıncaya kadar taraflar arasında fiili bir kullanım durumu meydana geldiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olup hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, çaplı taşınmazda el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Hemen belirtilmelidir ki, mülkiyet hakkı gerek Anayasa ve yasalarla gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokolleri ile kabul edilmiş temel haklardandır.
Eşyaya bağlı ayni haklardan olan mülkiyet hakkı herkese karşı ileri sürülebileceği gibi, hakka yönelik bir müdahale durumunda ne zaman gerçekleştiğine bakılmaksızın, ileri sürüldüğü andaki hak sahibi tarafından her zaman koruma istenebileceği de kuşkusuzdur. Anılan korumanın istenmesi durumunda da hakkın kötüye kullanıldığından söz edilebilmesine hukuken olanak yoktur.
Diğer yandan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 683. maddesinde malikin hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, tasarrufta bulunma, yararlanma yetkilerine sahip olduğu, malını haksız olarak elinde bulunduran kişiye karşı her türlü el atmanın önlenmesi davası açabileceği öngörülmüştür. Tapu kaydı iptal edilinceye kadar kayıt malikinin hak sahibi olduğu tartışmasızdır.
Somut olaya gelince dava konusu taşınmazlardan 142 ada 33 parselin 2.918 m2, 37 parselin ise 8.768 m2 olduğu her iki parselde de dava dışı ... ’in ¼, dava dışı ... ’in ¼, dava dışı ...’in ¼ ve davacıların murisi ... ’in ¼ hisse sahibi olduğu, davalının ileri sürdüğü rızai taksim sözleşmelerinin kadastrodan önce yapıldığı, tüm paydaşların yer almadığı, davalının ve davalının murisi olan Ali Küçükköşker’in ise pay maliki olmadığı, Mahkemece 29.01.2016 tarihinde tarihinde icra edilen keşifte dinlenilen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından davacıların taşınmazda herhangi bir yer kullanmadıkları, daha önce davalının kullanımına karşı çıkılmamış olsa da dava açılmakla verilen muvafakatın geri alındığının kabulü gerektiğinden, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken pay maliki olmayan davalının kullanımının fiili durum oluşturduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 11.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön