8. Hukuk Dairesi 2016/18055 E. , 2018/13473 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, dava konusu 710 parsel sayılı taşınmazın vekil edeni tarafından davalı ...'ın murisi olan ve 1986 yılında ölen ... ...'dan devralındığını, ... ...'ın sağlığında ve ölümünden sonra vekil edeni tarafından kullanıldığını, davalı ... tarafından taşınmazın diğer davalı ...'a devredildiğini açıklayarak taşınmazın tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... dava konusu taşınmazı iyi niyetli olarak satın aldığını, davalı ... ise davacıya satılan taşınmazın farklı bir taşınmaz olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Mahkemece, 1980 yılında davacı tarafından satın alındığı iddia edilen dava konusu tapulu taşınmazın satımının tapuda yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı taraf dava dilekçesinde, dava konusu taşınmazı 1980 tarihinde davalı ...'ın annesi ...'dan haricen satın aldığını, o tarihten bu yana malik sıfatı ile zilyet olduğunu, ...'ın 1986 yılında öldüğünü, davalı ... tarafından taşınmazın kendisine devredilmesi gerekirken diğer davalı ...'e devredildiğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur.
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK 33. m). İddianın ileri sürülüş şekline göre davacı taraf, TMK'nun 713/1 maddesine dayalı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine ve 713/2 maddesindeki '' ölüm '' hukuki nedenlerine dayanarak eldeki davayı açmıştır.
Kural olarak, tapulu bir taşınmazın olağanüstü zamanaşımı yoluyla iktisabı mümkün değildir. Ancak kanunun açıkça izin verdiği ayrık durumlarda tapulu bir taşınmazın tamamının veya belli bir payının koşulları oluştuğu takdirde olağanüstü zamanaşımı yoluyla kazanılması mümkün olabilir. Kanunda düzenlenen ayrık hallerden biri de, TMK'nın 713/2. maddesidir. Anılan fıkranın önceki düzenlemesinde “aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılmayan veya 20 yıl önce ölmüş ya da hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir” denilmiştir.
Aynı Kanun maddesinin 1. fıkrasında ise “tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak 20 yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.” düzenlemesine yer verilmiş, 5. fıkranın son cümlesinde de “Mülkiyet, birinci fıkrada öngörülen koşulların gerçekleştiği anda kazanılmış olur.” ilkesi getirilmiştir.
Anılan kanuni düzenlemelere göre tapulu bir taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi adına tesciline karar verilmesi için, malikin ya da paydaşın ölmüş olması, yukarıda açıklanan koşullarda en az 20 yıl süre ile zilyet olunması ve bu süre içinde tapu kaydının intikal görmemesi gerekmektedir. Başka bir anlatımla, belirtilen koşulların tamamlanmasıyla mülkiyet kendiliğinden zilyede geçmiş olur. Mahkemece, sonradan verilen iptal ve tescile ilişkin karar yenilik doğurucu(inşai) nitelikte olmayıp, önceden doğmuş mülkiyet hakkının belirlenmesi niteliğindedir.
Her ne kadar, TMK'nın 713/2. maddesinin 2.fıkrasında yer alan “…ölmüş…” sözcüğü, Anayasa Mahkemesinin 17.3.2011 gün ve 2009/58 Esas, 2011/52 Karar sayılı kararıyla iptaline ve yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmişse de Anayasasının 153/5. fıkrasında “iptal kararlarının geriye yürüyemeyeceği” açıklanmıştır. Nitekim Anayasa Mahkemesi de, 12.12.1989 gün ve 1989/11 Esas, 1989/48 Karar sayılı kararında iptal kararlarının geriye yürümezliği kuralını kabul etmek suretiyle, hukuksal ve nesnel alanda sonuçlarını doğurmuş bulunan durumların iptal kararlarının yürürlüğe gireceği güne kadar ki dönem için geçerli sayılması sağlanmıştır.
Tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde TMK'nın 713/1 ve 2. fıkralarına dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil davalarında, koşullarına uygun olarak 20 yıllık zilyetlik süresinin tamamlandığı anda mülkiyetin kazanıldığının ve zilyet lehine kazanılmış (müktesep) hak doğduğunun kabulü gerekmektedir. Şu halde, Anayasa Mahkemesince yürürlüğün durdurulması kararının verildiği 17.03.2011 tarihi ya da davanın açıldığı tarihten hangisi önce ise, o tarihe kadar kazanma koşulları tamamlanmışsa, tapunun iptaliyle zilyet adına tesciline karar verilmesi gerekmektedir. Davanın, yürürlüğün durdurulması kararının verildiği 17.3.2011 tarihinden önce veya sonra açılmış olmasının bir önemi bulunmamaktadır.
Bundan ayrı, harici satış senetleri sadece tapulu taşınmazın satın alındığı tarihten itibaren kural olarak satın alan kişi veya kişilerin zilyetliğinin hangi tarihte başladığı bakımından kabul edilebilir. Bunun dışında tapulu taşınmazların TMK'nın 706, TBK'nın 237, 2644 sayılı TK'nın 26. maddesi gereğince alım ve satımları resmi şekilde yapılmadığı sürece hukuken geçerli bir sonuç doğurmayıp, alıcıya herhangi bir hak bahşetmez, TMK'nın 713/1. maddesine dayalı istek hakkında da hiç şüphesiz olumlu bir sonuç doğurmaz. Yani, tapulu taşınmazların kazanmayı sağlayan zilyetlikle edinilmesi mümkün değildir. Sadece bunun tek istisnasını TMK'nın 713/2. fıkrasında yer alan hukuki sebeplere dayalı olarak açılan davalar oluşturmaktadır.
Açıklanan hukuki olgular ışığı altında somut olaya gelince dava konusu taşınmazın 6.11.1970 tarihinde yapılan tapulama çalışmalarında, bağ vasfında, senetsizden, ceddinden intikalen ve taksimen zilyet olan ... adına tespit edilerek, 26.3.1971 tarihinde kesinleştiği, 13.7.2009 tarihinde yapılan intikal ve taksim işlemleri ile davalı ... adına tescil edildiği ve 11.11.2014 tarihinde satış yolu ile diğer davalı ...'a devredildiği, kayıt maliki ...'ın ise 21.6.1972 tarihinde öldüğü görülmüştür. Mahkemece, dava konusu taşınmazın davacı tarafından 1980 tarihinde kayıt malikinin mirasçılarından satın alındığı, davada TMK'nın 713/2. maddesinde yer alan “ölüm” sebebine dayanıldığı ve harici satış senetlerinin sadece zilyetliğin başlangıç tarihine işaret ettiği göz önünde bulundurularak satın alma tarihinden intikal tarihine kadar koşullarına uygun olarak davacı tarafından kullanılarak TMK'nın 713. maddesindeki nizasız fasılasız halde 20 yıl malik sıfatıyla zilyetlik gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi gereklidir.
Bundan ayrı davacı, tapuda kayıtlı olan nizalı taşınmazı devralan davalıya karşı da tapu iptali ve tescil davası açmıştır. Taşınmazı tapuda satın alan davalı TMK.nın 1023 maddesi hükmünden yararlanabilir. TMK.nın 1023. maddesine göre, tapu sicilindeki tescile iyi niyete dayanarak mülkiyet veya bir başka ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur. Bununla birlikte, 28.07.1941 tarih 4/21 sayılı YİBK ile Kanunun iyiniyete hukuki sonuç bağladığı durumlarda iyiniyetin varlığının asıl olduğu, ancak durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimsenin iyiniyet iddiasında bulunamayacağı kabul edilmiştir. Yine, 08.11.1991 tarih 4/3 sayılı YİBK ile, iyi ve kötü niyeti belirmiş olan bir kişinin kötü niyetli bulunduğunun ayrıca ispatlanmasının gerekmediği, vakıa ve karinelerden olayda kanunen iyiniyet iddiasında bulunmayacak durumu belirmiş olan kimsenin kötü niyetinin diğer tarafa ispat ettirilmesine sebep ve vecih kalmayacağından dava hakkının doğumunu sağlayan ve bertaraf eden iyi veya kötü niyetinin bu durumda mahkemece resen nazara alınacağını belirtmiştir. Mahkemece 08.11.1991 gün ve 3/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtilen ilkeler göz önünde tutularak karşı tarafın kazanımında iyi niyetli olup olmadıkları hususunda da araştırma yapılmamıştır.
O halde Mahkemece öncelikle davada TMK'nın 713/2. maddesinde yer alan “ölüm” sebebine dayanıldığına göre, dava konusu taşınmaz başında yeniden keşif yapılarak yerel bilirkişi ve tanıkların HMK'nın 259 ve 290/2. maddeleri gereğince keşif yerinde dinlenmelerinin sağlanması, davacının zilyetliğinin başlangıcı ve sürdürülüş şeklinin yerel bilirkişi ve tanıklardan ayrıntılı olarak sorularak açıklığa kavuşturulması, yine davacı davaya konu taşınmazı satın alan davalının kötü niyetli olduğu iddiasında bulunduğundan, az yukarıda açıklandığı üzere 08.11.1991 gün ve 3/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtilen ilkeler gereği, mahalli bilirkişi ve tanıklardan, tapuda satın alan davalının dava konusu taşınmazın davacının zilyet ve tasarrufunda olup olmadığını bilip bilmediği, aynı köy ya da yerleşim alanında oturup oturmadığı, akraba olup olmadığı, bu kişinin dava konusu taşınmaza bitişik ya da yakınlarında taşınmazının bulunup bulunmadığının ayrıntılarıyla sorularak, satın alan davalının iyi niyetli olup olmadığının duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz araştırma ve hatalı nitelendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyize edene iadesine 31.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
8. Hukuk Dairesi 2016/18055 E. , 2018/13473 K
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat