8. Hukuk Dairesi 2015/20114 E. , 2018/13007 K


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2015/20114 E. , 2018/13007 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine duruşma istemi gider olmadığından reddedilmiş olmakla, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, ortaklığın giderilmesi davasına konu olan ve davalı ile vekil edeninin ½ pay oranında malik oldukları 194 parsel sayılı taşınmazı tarafların evlilik birliği içinde aldıklarını, 2012 yılında davalı ile vekil edeninin boşandıklarını, vekil edeninin taşınmazı satın aldıktan sonra kendi adına ve hesabına muhdesatlar yaptırarak anataşınmazın değerinde artışa neden olduğunu, davaya konu asma ve ağaç ile yapı ve tesislerin meydana getirilmesinde davalının emeği ve katkısı olmadığını belirterek dava konusu yapı ve tesislerin vekil edeni tarafından meydana getirildiğinin tespitine ve dolayısıyla taşınmazın değerinde meydana gelen artışın ne kadar olduğunun belirlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, dava konusu bağın evlilik birliği içinde alındığını ve bağdaki muhdesatın da evlilik birliği içinde yaptırıldığını, dava edinilmiş mallara veya katkı alacağına ilişkin olarak değerlendirileceği için Aile Mahkemelerinin görev alanına girdiğini, bu konuda daha önce ... 3. Aile Mahkemesi'nin 2009/735 Esas sayılı dava dosyası bulunduğu için derdestlik itirazında bulunduklarını, derdestlik itirazları kabul edilmezse birleştirme talebinde bulunduklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davacının muhdesatların yapım tarihine göre 743 sayılı TKM'nin 170. maddesi uyarınca katkı payı veya 4721 sayılı TMK'nun 201 ve devamı maddelerine göre katılma alacağı isteğinde bulunabileceğinden hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacı vekilince ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/263 Esas sayılı dosyası ile dava konusu 194 parsel sayılı taşınmazlardaki muhdesatların vekil edeni tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesinin istendiği, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 29/01/2015 tarihli ve 2014/263 Esas ve 2015/32 Karar sayılı kararı ile ... 3. Aile Mahkemesi'nin 2009/735 Esas sayılı dosyasının incelenmesi sonucunda, ilgili dosyanın taraflar arasındaki evlilik birliğinde edinilen mallara katılma ve malvarlığının tasfiyesi istemli olarak açıldığının belirlendiği, eldeki davanın da aile mallarının tabi olduğu rejimin tasfiyesi davası içinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle usul ekonomisi açısından dosyanın ... 3. Aile Mahkemesi'nin 2009/735 Esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesine karar verildiği, eldeki dosyanın ... 3. Aile Mahkemesi'nin dosyası içinden alındığı, ancak mahkemenin 21/04/2015 tarihli celsesinde, her iki davaya konu taşınmazların farklı olması sebebi ile eldeki dosyanın tefrikine karar verildiği, eldeki dosyanın ... 3. Aile Mahkemesi'nin 2015/313 Esasına kaydının yapıldığı, mahkemece, tarafların boşanmış olmasına göre davacının eda davası niteliğinde mal rejiminin tasfiyesi ile muhdesatların yapım tarihine göre 743 sayılı TMK'nın 170. maddesi uyarınca katkı payı veya 4721 sayılı TMK'nın 201 ve devamı maddelerine göre katılma alacağı isteğinde bulunabileceğinden tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı anlaşıldığından hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, Aile Mahkemesinde görülen davada yazılı gerekçe ile hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır.
Şöyle ki 6100 sayılı HMK'nın 2. maddesine göre, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer Kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, Asliye Hukuk Mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.
Dava dilekçesindeki açıklamalara göre, davanın saptanan hukuki niteliği muhdesatın tespiti isteğine ilişkin olduğu gözetildiğinde mevcut uyuşmazlığın, Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevi dahilinde olduğu kuşkusuzdur. Görev kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re'sen dikkate alınır.
Mahkemece davanın niteliği itibariyle Asliye Hukuk Mahkemelerinin görev alanı içerisinde kalması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine, 22/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön