8. Hukuk Dairesi 2018/10253 E. , 2018/12702 K

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2018/10253 E. , 2018/12702 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti


Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacılar vekili, ortaklığın giderilmesi davasına konu olan 4035 parsel sayılı taşınmaz üzerinde, vekil edenlerinin murisi tarafından meydana getirilen bir bina olduğunu belirterek bahse konu binanın murisin veraset ilamında gösterildiği oranda vekil edenlerine ait olduğunun tespitine ve tapuya bu şekilde şerh verilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar ..., ... ve ..., davayı kabul ettiklerini beyan etmişlerdir.
Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Bir kısım davalılar, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 4035 Parsel nolu taşınmaz üzerindeki fen bilirkişi rapor ve krokisinde B, C ve D harfleri ile gösterilen binaların muris ... mirasçılarına ait olduklarının tespiti ile tapuda bu şekilde şerh verilmesine, harcın davacılara tamamlattırılmasına, yargılama giderlerinin davacılar üzerine bırakılmasına ve davacılar vekili yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiş hüküm, davacılar vekili tarafından yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir.
Dava, muhdesatın tespiti isteğine ilişkindir.
1-Öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan görüşlere göre muhdesat aidiyetinin tespiti davaları, ortaklığın giderilmesi davasının yargılaması sırasında muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğini açıkça kabul edenler dışında kalan ve muhdesatın üzerinde bulunduğu taşınmazda paydaş olan tapu maliklerine karşı açılır.
Yine bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK'nın 326/1. maddesi uyarınca Kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Hüküm davanın tarafları arasında sonuç doğurur. Kanunda yazılı hallerden birisi hiç şüphesiz Yasa'nın 312/2. maddesidir. Bu madde hükmüne göre davalı taraf davanın açılmasına sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderinden sorumlu değildir. Hemen belirtmek gerekir ki anılan maddenin uygulanabilirliği, bu iki koşulun birlikte gerçekleşmesine bağlıdır.
2-Muhdesatın tespiti davalarında davanın konusu (müddeabih) davalıların paylarına isabet eden muhdesat değeri (zemin bedeli hariç) olup yargılama sonucunda hüküm altına alınacak nispi karar ve ilam harcının, yargılama giderlerinin ve taraflar yararına takdir edilecek vekalet ücretlerinin iş bu müddeabih esas alınarak hesaplanması gerekir.
Ayrıca, az yukarıda açıklanan esaslar dikkate alınarak yargılama sonucunda hüküm altına alınacak nispi karar ve ilam harcından, aynı şekilde 6100 sayılı HMK'nın 326/2. maddesi uyarınca hesaplanacak yargılama giderinden ve davacılar yararına takdir edilecek vekalet ücretinden, her bir davalının, dava konusu taşınmazın tapuda paylı mülkiyet şeklinde kayıtlı olması halinde tapudaki payları, elbirliği mülkiyetinin sözkonusu olması halinde ise, miras payları gözönünde bulundurularak sorumlu tutulmaları gerekir.
Somut olayda, mahkemece davanın mahiyeti itibariyle bakiye kalan harcın davacılara tamamlattırılmasına ve yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına, ayrıca davanın açılmasına davalıların sebebiyet vermemelerinden ötürü davacılar vekili yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilerek az yukarıda bahsedilen ilkeler ve kanun maddeleri mahkemece gözardı edilmiştir.
Hal böyle olunca, Mahkemece yapılması gereken iş ortaklığın giderilmesi davasına ilişkin dosyanın dosya arasına alınarak, davacının muhdesat iddiasını açıkça kabul eden ve etmeyen davalılar ile eldeki davayı kabul eden ve etmeyen davalılar açısından, harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin az yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda hüküm altına alınması gerekirken, aksi düşünce ve yazılı gerekçeler ile karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 15.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan
F. AKÇİN
Üye
M. AYSAL
Üye
A. KELLECİOĞLU
Üye
İ. ŞİMŞEK
Üye
F. EROĞLU



GK.
Karşılaştırıldı.



Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön