8. Hukuk Dairesi 2017/8798 E. , 2018/12470 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2017/8798 E. , 2018/12470 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Nüfusta Yaş Düzeltim İstemli

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı ...'ın nüfusa kaydedilmediğini, kendisinden önce 17.07.1963 tarihinde doğup nüfusa tescil edilen ve küçük yaşta ölen abisi Levent'in nüfus kaydını kullandığını, gerçekte doğum tarihinin 12.01.1970 olduğunu ileri sürerek doğum tarihinin ve doğum yerinin düzeltilmesini istemiştir.
Dava, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu 36.maddesi kapsamında nüfus kayıtlarındaki doğum yeri ile doğum tarihinin düzeltilmesi istemine ilişkindir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden mahkemece 2011/474 esas, 2012/85 karar ve 02.03.2012 tarihli kararı ile kişilerin doğmadan nüfusa tescil edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştikten sonra davacı vekilinin Anayasa Mahkemesine hak ihlali iddiası ile bireysel başvurusu sonucu, davacının maddi ve manevi varlığının korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiğine, hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılamasında hukuki yarar bulunduğundan kararın bir örneğinin yeniden yargılama yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, bu defa mahkemece herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın davanın kabulüne dair verilen kararın davalı ... tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır.
Anayasa Mahkemesince davacının ölen kardeşi Levent'in kimlik bilgilerini kullandığını ileri sürmesine rağmen mahkemece kişilerin doğmadan nüfusa tescil edilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddedildiği davacının saklı nüfus iddiasının değerlendirilmediği yönüyle hak ihlali kararı verilmiştir.
Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 15, 31 ve 33. maddelerine göre nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olup, nüfusa kayıt edilmeden kendisinden önce doğup ölen kardeşine ait nüfus kaydını kullanan kişinin nüfusa tescili dolayısıyla saklı nüfustan sicile yazılması da idari bir işlem niteliğindedir.
Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 35/1. maddesinde, saklı nüfus olduklarını iddia edenlerin aile kütüklerine tescil için müracaat makamının illerde valilikler, ilçelerde kaymakamlıklar olduğu hükme bağlandığından doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne geçirilmesinin nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğu, hak ihlali kararının da bu hususa ilişkin olduğu da gözetilerek, davanın görev yönünden reddine karar verilmesi yerine kabulü doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nın Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın 438. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nın 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 10.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön