8. Hukuk Dairesi 2018/8439 E. , 2018/12214 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2018/8439 E. , 2018/12214 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kayyım Atanması

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı ... vekili, dava dilekçesinde dava konusu ... İli, ... İlçesi, Kazıklı Köyü 355 parsel sayılı sayılı taşınmaz hissedarlarından ... kızı ...'nin kim olduğu ve nerede olduğu bilinmediği geekçesiyle Hazinenin hak ve menfaatlerinin korunması için ... kızı ...'ye ... İl Defterdarı’nın yönetim kayyımı atanmasını istemiştir.
Mahkemece kayyım atanması istenen ... kızı ...'nin nüfusa kayıtlı olduğu, ölü olmakla birlikte sağ ve yasal mirasçısının bulunduğu, bu haliyle kayyım tayinine ilişkin kanunun aradığı şartların oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3561 sayılı Kanuna dayalı olarak açılan kayyım atanması istemine ilişkindir.
3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun'un amacı, birinci maddesinde, bir kimsenin uzun süreden beridir bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi nedeniyle mal varlıkları üzerinde ... menfaatinin korunmasını sağlamak üzere, mahallin en büyük mal memurunun kayyım olarak atanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek olarak tarif edilmiştir. Aynı Kanunun 2/4 maddesinde ise kayyımlıkla ilgili işlemler, her türlü vergi, resim, harç, katkı payı gibi mali yükümlülüklerden müstesnadır hükmü öngörülmüştür.
3561 sayılı Kanunun 24.07.2008 tarih ve 5793 sayılı Kanunla değişiklikten önce bu hüküm 'kayyım tayin edilen mal memurunun 492 sayılı Harçlar Kanununun 1 ve 3 sayılı tarifelerine göre bütün işlemleri hakkında aynı kanunun 13.maddesinin (j) bendi hükmü uygulanır ' hükmü düzenlenmiştir. Bu itibarla 5793 sayılı kanunla gerçekleşen 24.07.2008 tarihli değişikliğe kadar buradaki açık kanun hükmü gereğince 3561 sayılı kanun gereğince kayyım atanması için ... tarafından açılan davalarda dava harcı (yargı harcı) alınmıyordu.
Oysa, 5793 sayılı Kanunla değişik 3561 sayılı Kanunun 2. maddesinde yargı harcından muafiyetle ilgili hükme yer verilmemiştir. Yerine kayyımlıkla ilgili işlemler, her türlü vergi, resim, harç, katkı payı gibi mali yükümlülüklerden müstesnadır düzenlemesiyle yetinilmiştir. -//-
23.12.21976 tarih ve 1976/7-6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere harç, adli ve idari hizmetlerde ve bu hizmetlerin gerektirdiği masrafları karşılamak mülahazasıyla gerçek ve tüzel kişilerden Hazinece alınan bir paradır. Buna göre, bir hizmetin harç konusu olabilmesi için kişilerin bir kamu kurumundan yararlanmaları, kişilere kamu eliyle özel bir yarar sağlanması ve kamu idaresinin kişilerin özel bir işiyle uğraşması gerekmektedir.
Bir kamu hizmetinden dolayı harç alınabilmesi, bu hizmetin kanunla belirlenmesine ve bu hususla ilgili harç alınmasına ilişkin düzenlemelerin de kanunda yer almasına bağlıdır.
Nitekim TC Anayasanın 73. maddesinde 'vergi, resim, harç vb. mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır' hükmü öngörülmüştür.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 12.04.2017 2017/1-1201 Esas ve 2017/716 karar sayılı içtihatında açıklandığı üzere Yargı harcı devletin mahkemeler aracılığıyla yaptığı hizmete ondan yararlananların katkısıdır. Kanunla açıkça yargı harçlarından muaf olduğu ya da işleminin müstesna olduğuna ilişkin düzenleme yapılmamış olan herkes, bu harçları ödemekle yükümlüdür.
3561 sayılı Kanunun 2/4 maddesinde kayyımlıkla ilgili işlemler, her türlü vergi, resim, harç, katkı payı gibi mali yükümlülüklerden müstesnadır hükmüne yer verilmiş ise de burada yargı harçlarından bağışıklığa ilişkin özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Hal böyle olunca Kanunda kayyımlıkla ilgili işlemlerin parasal yükümlülüklerden bağışık olduğu belirtilmiş ise de açıkça yer verilmeyen yargı harcının bu bağışıklık içerisinde olduğunun kabulüne imkan yoktur.
Dosya kapsamından, eldeki dava açılırken başvurma harcı ile peşin maktu harcın yatırılmadığı, mahkemece bu harçların daha sonra ikmal edilmesine ilişkin bir ara kararı da bulunmadığı gibi, tahsile ilişkin bir bilgi ve belgenin olmadığı anlaşılmaktadır.
Az yukarıda açıklanan maddi ve hukuki vakıalar karşısında 3561 sayılı Kanun uyarınca ... vekilinin mülkiyeti Hazineye ait olmayan dava konusu taşınmazda, Hazinenin hak ve menfaatlerinin korunması yanında nerede ve kim oldukları tespit edilemeyen gerçek kişi maliklerin hak ve menfaatlerinin de korunması sonucunu doğuracak şekilde mahallin en büyük mal memurunun yönetim kayyımı atanması için açtığı davada yargı harçlarını ödeme yükümü altında olduğu anlaşıldığına göre, başvurma harcıyla maktu peşin harç ödenmedikçe, eldeki davaya devam etme imkanı bulunmamaktadır. Mahkemece, bu husus gözetilmeksizin, dava açılırken usulünce yargı harcı yatırılmadan yargılamaya devamla davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMKnun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HUMKnun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 07.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön