8. Hukuk Dairesi 2016/2101 E. , 2018/11973 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

8. Hukuk Dairesi 2016/2101 E. , 2018/11973 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen malvarlıkları nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur.
Davalı ... ile ihbar olunan ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu 3325 ada 20 parseldeki 8 nolu bağımsız bölümün 13.13.2013 tarihinde ihbar olunan davalının annesi ... tarafından satış yoluyla edinildiği, davalı ...'in adına kayıtlı Karahan Köyündeki taşınmazın satışından elde ettiği geliri, o taşınmazın banka kredi borcu, kızının düğün eşya masrafları, kira ve davacının diğer borçlarını ödemede kullandığı, dava konusu taşınmazı alacak kadar bir parasının bulunmadığı, yine davalı ...'in banka hesaplarında herhangi bir birikiminin olmadığı, 8 nolu bağımsız bölümün taraflar arasındaki mal rejiminin sona erdiği 15.03.2013 tarihi itibariyle davalı ... adına kayıtlı olmadığı, her ne kadar davacı tarafça dava konusu taşınmazın tapuda ihbar olunan adına kayıtlı olmasına rağmen gerçekte davalı ...'e ait olduğunu iddia etmişse de davalı ...'in bu konuda karşılıksız kazandırma yaptığına dair dosyaya davacı tarafça yazılı bir delil sunulmadığı gibi bu iddialarını destekleyecek ciddi ve inandırıcı başkaca bir bilgiye ulaşılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir(6100 sayılı HMK 33. m). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir.
Somut olaya gelince eşler, 10.12.1993 tarihinde evlenmiş, 15.03.2013 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir(TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı(743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir(4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır(TMK 179.m).
Mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmişse de, bu görüşe katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki dava konusu 11732 ada 2 parseldeki 1 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 14.05.2009 tarihinde satın alınarak davalı eş adına tescil edilmiş, 05.10.2012 tarihinde 3.kişiye satılarak devredilmiştir. Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden anılan taşınmazın alımı sırasında davalı eş tarafından bankadan kredi çekildiği ve taşınmazın 3.kişiye satıldığı 05.10.2012 tarihinde bankaya 26.704-TL ödeme yapılarak kredinin kapatıldığı anlaşılmaktadır. Söz konusu taşınmaz üzerinde yapılan keşif sonucu düzenlenen teknik bilirkişi raporu ile taşınmazın satış tarihi itibariyle değerinin 90.000-TL olduğu belirlendiğine ve taraflarca itiraz edilmediğine göre, 05.10.2012 tarihinde yapılan 26.704-TL lik kredi borcu ödemesinin taşınmazın satış bedelinden karşılandığı anlaşılmaktadır. Ne var ki, satış bedelinden arta kalan miktarın boşanma davasının açıldığı 15.03.2013 tarihine kadar 5 aylık süre içinde evlilik birliği içinde harcandığı savunulmuşsa ve mahkemece de geri kalan satış bedelinin evlilik birliği içinde harcandığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmişse de, dosya kapsamında tarafların müşterek çocuğu olan tanık Burcu'nun çelişkili beyanlarından ve diğer tanıkların soyut beyanlarından başka somut ve inandırıcı delil ve belge ibraz edilmediğine göre, dava konusu 3325 ada 20 parseldeki 8 nolu bağımsız bölümün de davalı eş tarafından halen oturulmak suretiyle kullanıldığı dosya kapsamından anlaşıldığına göre, 11732 ada 2 parseldeki 1 nolu bağımsız bölümün satışından elde edilen bedelden kredi borcu ödemesi düştükten sonra kalan miktarın evlilik birliği içinde harcandığının kabulüne olanak bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemece 1 nolu bağımsız bölümün satışından elde edilen bedelden kredi borcu ödemesi düştükten sonra kalan miktar üzerinden katılma alacağı hesap edilmesi gerekirken dosya kapsamına uymayan farklı düşüncelerle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle reddine, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 02.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön